Lev Davidoviç Bronştayn, tüm dünyanın bildiği adıyla Troçki. 1905 ve 1917 Petrograd Sovyeti başkanı. Kızıl Ordu kurucusu ve başkomutanı. Dışişleri Halk Komiseri. Devrimin en sert beş yılında Lenin'le birlikte ön saflarda mücadele eden devrimci, siyasetçi, teorisyen…
Hayatım, Sovyet Rusya'nın kuruluşundaki “ikinci isim” Troçki'nin, Türkiye'deki sürgün yıllarında kaleme aldığı otobiyografisi. Ancak alışılmış otobiyografilerin dışında, “sürekli devrim” fikrine uygun biçimde, bir mücadele aracı olarak tasarlıyor kitabını Troçki. Gençliğinden başlayarak 1905 Devrimi, 1917 Devrimi, Rus İç Savaşı ve Stalinizm'e karşı verdiği mücadelesine ve nihayet Komünist Parti'den ihracına kadar geçen zamanı kapsayan kitabında, kendi geçmişini anlatmanın yanında mücadeleleriyle gelecek arasında bağlantı kurmak istiyor ve diyalektiğe olan benzersiz inancını gözler önüne seriyor. Hayatım, “kalemiyle dövüşen”
bir devrimcinin hikâyesi.
“Devrimci bir politika adamının otobiyografisi, ister istemez bağlı olduğu teori sorularına değinir, yer yer Rusya'nın ve bütün insanlığın sosyal evrimine de değinir, zaten devrim denilen zorlu zamanlarda bu ikisi birbirine çok yaklaşır.
(...) Özellikle benim ömrümde o kadar büyük bir rol oynamış ve önemli bir şey olan, doğu ülkelerinde bugün pek canlı bir ilgi uyandırmış bulunan ve adına Sürekli Devrim denilen teori, bu kitapta uzaktan uzağa kulağa çarpan bir leitmotiv olarak kalacaktır.”
- Açıklama
Lev Davidoviç Bronştayn, tüm dünyanın bildiği adıyla Troçki. 1905 ve 1917 Petrograd Sovyeti başkanı. Kızıl Ordu kurucusu ve başkomutanı. Dışişleri Halk Komiseri. Devrimin en sert beş yılında Lenin'le birlikte ön saflarda mücadele eden devrimci, siyasetçi, teorisyen…
Hayatım, Sovyet Rusya'nın kuruluşundaki “ikinci isim” Troçki'nin, Türkiye'deki sürgün yıllarında kaleme aldığı otobiyografisi. Ancak alışılmış otobiyografilerin dışında, “sürekli devrim” fikrine uygun biçimde, bir mücadele aracı olarak tasarlıyor kitabını Troçki. Gençliğinden başlayarak 1905 Devrimi, 1917 Devrimi, Rus İç Savaşı ve Stalinizm'e karşı verdiği mücadelesine ve nihayet Komünist Parti'den ihracına kadar geçen zamanı kapsayan kitabında, kendi geçmişini anlatmanın yanında mücadeleleriyle gelecek arasında bağlantı kurmak istiyor ve diyalektiğe olan benzersiz inancını gözler önüne seriyor. Hayatım, “kalemiyle dövüşen”
bir devrimcinin hikâyesi.
“Devrimci bir politika adamının otobiyografisi, ister istemez bağlı olduğu teori sorularına değinir, yer yer Rusya'nın ve bütün insanlığın sosyal evrimine de değinir, zaten devrim denilen zorlu zamanlarda bu ikisi birbirine çok yaklaşır.
(...) Özellikle benim ömrümde o kadar büyük bir rol oynamış ve önemli bir şey olan, doğu ülkelerinde bugün pek canlı bir ilgi uyandırmış bulunan ve adına Sürekli Devrim denilen teori, bu kitapta uzaktan uzağa kulağa çarpan bir leitmotiv olarak kalacaktır.”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.