Helak Olmalarına Sebep Neydi?Toplumlar
Allah'u Teala şöyle buyurmaktadır: "Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Onlar güç bakımından kendilerinden daha üstün idiler, toprağı alt üst etmişler ve onu, kendilerinin imar gittiğinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberieri de onlara açık delillerle gelmişti. Demek ki Allah onlara zulmetmiyordu ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı."(Rum, 9) Önceki ümmetler, kendilerine gönderilen Peygamberlere iman edip, onların yolundan gitmedikleri için Allah onlara çeşitli darlık ve musibetler de verdi, fakat yine bildiklerini okudular ve inanmadılar. Allah (s.t) cezalarını daha da arttırmak için onlara bütün nimetlerin kapılarını açtı, bol rızık ve nimetlere gömüldüler. Nimetin gerçek sahibine şükredecekleri yerde zevk ve sefaya daldılar, O'nu unutup şehvetlerine uydular. İşte tam da bu zevk ve sefa sarhoşluğu anında Allah onları yakaladı da neye uğradıklarını bilemediler, ne yapacaklarını düşünmekten aciz kaldılar ve helak olup gittiler.
Zaman zaman felaketlerle karşı karşıya kalarak imtihana tabi tutuluruz. Bir kısmımız dua ve ibadete sarılarak sabrederek imtihanı kazanır. Bir kısmımızda isyan ederek imtihanı kaybeder. O kimseler için felaketler zor atlatılır. Felaketlerden ders çıkaran-lar ise felaketi kolay sayar.
- Açıklama
Allah'u Teala şöyle buyurmaktadır: "Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Onlar güç bakımından kendilerinden daha üstün idiler, toprağı alt üst etmişler ve onu, kendilerinin imar gittiğinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberieri de onlara açık delillerle gelmişti. Demek ki Allah onlara zulmetmiyordu ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı."(Rum, 9) Önceki ümmetler, kendilerine gönderilen Peygamberlere iman edip, onların yolundan gitmedikleri için Allah onlara çeşitli darlık ve musibetler de verdi, fakat yine bildiklerini okudular ve inanmadılar. Allah (s.t) cezalarını daha da arttırmak için onlara bütün nimetlerin kapılarını açtı, bol rızık ve nimetlere gömüldüler. Nimetin gerçek sahibine şükredecekleri yerde zevk ve sefaya daldılar, O'nu unutup şehvetlerine uydular. İşte tam da bu zevk ve sefa sarhoşluğu anında Allah onları yakaladı da neye uğradıklarını bilemediler, ne yapacaklarını düşünmekten aciz kaldılar ve helak olup gittiler.
Zaman zaman felaketlerle karşı karşıya kalarak imtihana tabi tutuluruz. Bir kısmımız dua ve ibadete sarılarak sabrederek imtihanı kazanır. Bir kısmımızda isyan ederek imtihanı kaybeder. O kimseler için felaketler zor atlatılır. Felaketlerden ders çıkaran-lar ise felaketi kolay sayar.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.