Derler ki, Havva'dan evvel Adem'le birlikte bir kadın yaratılmıştır: Lilith…
Ve Lilith Adem'le eşit olduklarını, bu nedenle ona hizmet etmeyeceğini söylediği için lanetlenerek cennetten kovulmuştur. Ve yine derler ki, başına buyruk, kendi kararlarını uygulayan, hizmetçilik değil yoldaşlık yapmaya kararlı bütün kadınlar yeryüzüne Lilith'in rahminden dağılmıştır.
Meltem Budan Nalbant, son romanı Helen'in Şatosu'nda bu mitostan yola çıkarak kadın-erkek ilişkilerine ışık tutuyor ve gerçek hayattan alıntıladığı kadınları Helen adlı esrarengiz bir kadının şatosunda bir araya getiriyor.
Öyle bir şato ki bu, erkeklerin girmesi yasak, kadınlara özel…
Ve o kadınlardan üçü, Eda, Martha ve Sardunya hem Helen'in işaret ettiği kurgu öyküyü tamamlıyor, hem de her biri kendi hayatının anlamına doğru uzun ve zahmetli bir yola çıkıyor.
“Çünkü aşık insan meraklıdır, sabırlıdır, kolay affeder. Çünkü karşısındaki kişiyi görmez, duymaz. Hatta dokunduğu kişi bile aslında kendi kafasında yarattığı bir tasarımdan başka bir şey değildir. Yani bakar, sever, dokunur ancak; gördüğü, duyduğu, konuşup dokunduğu, aslında kişinin kendi tasarımı, kendi yorumudur.”
Romanlarında gerçek hayatla fantezi dünyasını ustaca bir araya getiren Meltem Budan Nalbant, merakla okuyacağınız bu romanda da maharetini konuşturuyor.
- Açıklama
Derler ki, Havva'dan evvel Adem'le birlikte bir kadın yaratılmıştır: Lilith…
Ve Lilith Adem'le eşit olduklarını, bu nedenle ona hizmet etmeyeceğini söylediği için lanetlenerek cennetten kovulmuştur. Ve yine derler ki, başına buyruk, kendi kararlarını uygulayan, hizmetçilik değil yoldaşlık yapmaya kararlı bütün kadınlar yeryüzüne Lilith'in rahminden dağılmıştır.
Meltem Budan Nalbant, son romanı Helen'in Şatosu'nda bu mitostan yola çıkarak kadın-erkek ilişkilerine ışık tutuyor ve gerçek hayattan alıntıladığı kadınları Helen adlı esrarengiz bir kadının şatosunda bir araya getiriyor.
Öyle bir şato ki bu, erkeklerin girmesi yasak, kadınlara özel…
Ve o kadınlardan üçü, Eda, Martha ve Sardunya hem Helen'in işaret ettiği kurgu öyküyü tamamlıyor, hem de her biri kendi hayatının anlamına doğru uzun ve zahmetli bir yola çıkıyor.
“Çünkü aşık insan meraklıdır, sabırlıdır, kolay affeder. Çünkü karşısındaki kişiyi görmez, duymaz. Hatta dokunduğu kişi bile aslında kendi kafasında yarattığı bir tasarımdan başka bir şey değildir. Yani bakar, sever, dokunur ancak; gördüğü, duyduğu, konuşup dokunduğu, aslında kişinin kendi tasarımı, kendi yorumudur.”
Romanlarında gerçek hayatla fantezi dünyasını ustaca bir araya getiren Meltem Budan Nalbant, merakla okuyacağınız bu romanda da maharetini konuşturuyor.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.