Hicaz Yollarında Bir Sufi - Mehmed İlhami'nin Hac Seyahatnamesi
Bu kitap, son dönem Karslı sûfî ve şairlerden Mehmed İlhâmî'nin (Hacı Efe) hayatı, eserleri ve Hac Seyahatnâmesi üzerine yapılan araştırmaları içermektedir. Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen ilk hac yolculuğunda kaleme alınan eser, müellifin 31 Ağustos 1947 günü Kars'ta başlayan ve 23 Aralık 1947 günü yine aynı yerde tamamlanan meşakkatli hac seyahatini konu edinmektedir. Dört ay süren kutlu yolculuğun Anadolu topraklarından Şam'a kadar olan kısmı demiryolu ile geçilmiş, Şam'dan Beyrut'a kadar ise karayolu ile devam etmiştir. Beyrut'tan Hicaz'a kadar olan güzergâh ise Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz üzerinden geçilerek deniz yoluyla tamamlanmıştır. Mehmed İlhâmî, eserinde bir an önce Hicaz'a varıp vuslata erme iştiyakıyla yanan bir pervaneyi kendi şahsında resmeden ve beklenen kavuşmanın hasretiyle yanıp tutuşan ümitvâr bir âşıktır. Eser, bu yönüyle bir seyahatnâme olmanın ötesinde, mâşûkuna kavuşmanın yollarını arayan ve bu uğurda kendini yola adayan “insan-ı kâmil”in Anadolu'dan Hicaz'a maddi-manevi seyrini gözyaşlarıyla resmeden bir vuslatnâmedir.
- Açıklama
Bu kitap, son dönem Karslı sûfî ve şairlerden Mehmed İlhâmî'nin (Hacı Efe) hayatı, eserleri ve Hac Seyahatnâmesi üzerine yapılan araştırmaları içermektedir. Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen ilk hac yolculuğunda kaleme alınan eser, müellifin 31 Ağustos 1947 günü Kars'ta başlayan ve 23 Aralık 1947 günü yine aynı yerde tamamlanan meşakkatli hac seyahatini konu edinmektedir. Dört ay süren kutlu yolculuğun Anadolu topraklarından Şam'a kadar olan kısmı demiryolu ile geçilmiş, Şam'dan Beyrut'a kadar ise karayolu ile devam etmiştir. Beyrut'tan Hicaz'a kadar olan güzergâh ise Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz üzerinden geçilerek deniz yoluyla tamamlanmıştır. Mehmed İlhâmî, eserinde bir an önce Hicaz'a varıp vuslata erme iştiyakıyla yanan bir pervaneyi kendi şahsında resmeden ve beklenen kavuşmanın hasretiyle yanıp tutuşan ümitvâr bir âşıktır. Eser, bu yönüyle bir seyahatnâme olmanın ötesinde, mâşûkuna kavuşmanın yollarını arayan ve bu uğurda kendini yola adayan “insan-ı kâmil”in Anadolu'dan Hicaz'a maddi-manevi seyrini gözyaşlarıyla resmeden bir vuslatnâmedir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.