Hiddet
Rus yazar Tolstoy'un “Hiddet” adlı eseri Harbiye Nezaret Dairesi Tercüme Şubesi Rusça Mütercimi Binbaşı Ali Fuad tarafından, 1340 (1924) yılında Rusçadan Osmanlı Türkçesine çevrilmiştir. Nurhayat Örencik'in Osmanlı Türkçesinden Latin harflerine aktardığı ve Cağaloğlu Yayınevi'nden çıkan bu eserde, hiddetin biz insanlar için ne kadar da gereksiz ve zararlı olduğu örneklerle anlatılmıştır. Öfke kontrolü ile ilgili birtakım çözüm önerilerinde de bulunulmuştur.
İstanbul Cihan Matbaası tarafından 1340 (1924) de basılan bu eserin Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi'nden alınan Osmanlı Türkçesi ile yazılmış metinleri de tıpkıbasım şeklinde meraklıları için kitabın sonuna dâhil edilmiştir. Bu metinler Osmanlı Türkçesinden aktarılırken asıllarına sadık kalınmış ancak anlaşılırlığın artması için metnin içinde geçen Arapça, Farsça kelimelerin günümüz Türkçesi karşılıkları sayfa alt kısımlarında verilmiştir.
“Eğer bir keder, hiddet ve tehevvür hissedersen bil ki, ya sevmemek lazım olan bir şeyi seviyorsun veya bilakis sevmek lazım olan bir şeyi sevmiyorsun.” s. 7
“İnsan kendisini ne kadar yüksek mütekebbir hesap ederse o nispette hiddet ve tehevvürünü insanlara karşı muhafaza edemez. Bilakis insan ne derece mütevazı ve halîm olursa o nispette iyi ve ulu himmet olur ve az hiddetlenir.” s. 11
- Açıklama
Rus yazar Tolstoy'un “Hiddet” adlı eseri Harbiye Nezaret Dairesi Tercüme Şubesi Rusça Mütercimi Binbaşı Ali Fuad tarafından, 1340 (1924) yılında Rusçadan Osmanlı Türkçesine çevrilmiştir. Nurhayat Örencik'in Osmanlı Türkçesinden Latin harflerine aktardığı ve Cağaloğlu Yayınevi'nden çıkan bu eserde, hiddetin biz insanlar için ne kadar da gereksiz ve zararlı olduğu örneklerle anlatılmıştır. Öfke kontrolü ile ilgili birtakım çözüm önerilerinde de bulunulmuştur.
İstanbul Cihan Matbaası tarafından 1340 (1924) de basılan bu eserin Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi'nden alınan Osmanlı Türkçesi ile yazılmış metinleri de tıpkıbasım şeklinde meraklıları için kitabın sonuna dâhil edilmiştir. Bu metinler Osmanlı Türkçesinden aktarılırken asıllarına sadık kalınmış ancak anlaşılırlığın artması için metnin içinde geçen Arapça, Farsça kelimelerin günümüz Türkçesi karşılıkları sayfa alt kısımlarında verilmiştir.
“Eğer bir keder, hiddet ve tehevvür hissedersen bil ki, ya sevmemek lazım olan bir şeyi seviyorsun veya bilakis sevmek lazım olan bir şeyi sevmiyorsun.” s. 7
“İnsan kendisini ne kadar yüksek mütekebbir hesap ederse o nispette hiddet ve tehevvürünü insanlara karşı muhafaza edemez. Bilakis insan ne derece mütevazı ve halîm olursa o nispette iyi ve ulu himmet olur ve az hiddetlenir.” s. 11
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.