Hikayet-i Yemame Şehavet-i İmam Ali14. Asrın Yeni Keşfedilen İki Eseri
Bu kitapta, 14. asrın sırlı ve tartışmalı şairlerinden biri olan Varka ve Gülşah müellifi Yûsuf-ı Meddâh'ın tek nüshasını Konya Koyunoğlu Şehir Müzesi ve Kütüphanesi'nde tespit ettiğimiz iki yeni mesnevisi bulunup gün yüzüne çıkarılmıştır. Şairin, 639 beyitlik Hikâyet-i Yemâme ve 402 beyitlik Sehâvet-i İmâm ‘Alî adlı mesnevileri, muhteva itibariyle birer manzum Hz. Ali cenk-nâmesidir. Yûsuf-ı Meddâh'ın daha evvel bilinmeyen, hakkında yapılan çalışmalara konu olmayan bu eserleri, tür literatürü açısından da oldukça kıymetlidir. Zira her iki cenk-nâme de konusu itibariyle sahasındaki diğer bütün eserlerden farklı ve orijinal metinlerdir.
Üç bölümden meydana gelen çalışmamızda müellifi belli manzum Hz. Ali cenk-nâmeleri hakkında kısa bir değerlendirmenin ardından ilk bölümde, Yûsuf-ı Meddâh'ın kim olduğu, eserleri ve hakkındaki tartışmalara dair bilgiler verilmiş; akabinde yeni bulunan mesnevilerinin ona ait olup olamayacağı, çeşitli mukayeselerle irdelenmiştir. İkinci bölümde, söz konusu manzumelerin detaylı biçim ve muhteva incelemesiyle geniş özetlerine yer verilmiştir. Üçüncü bölümde metinler, Arap harflerinden Latin alfabesine transkripsiyon usulüyle aktarılmış ve ilgili yazma, tıpkıbasım olarak ilave edilmiştir.
- Açıklama
Bu kitapta, 14. asrın sırlı ve tartışmalı şairlerinden biri olan Varka ve Gülşah müellifi Yûsuf-ı Meddâh'ın tek nüshasını Konya Koyunoğlu Şehir Müzesi ve Kütüphanesi'nde tespit ettiğimiz iki yeni mesnevisi bulunup gün yüzüne çıkarılmıştır. Şairin, 639 beyitlik Hikâyet-i Yemâme ve 402 beyitlik Sehâvet-i İmâm ‘Alî adlı mesnevileri, muhteva itibariyle birer manzum Hz. Ali cenk-nâmesidir. Yûsuf-ı Meddâh'ın daha evvel bilinmeyen, hakkında yapılan çalışmalara konu olmayan bu eserleri, tür literatürü açısından da oldukça kıymetlidir. Zira her iki cenk-nâme de konusu itibariyle sahasındaki diğer bütün eserlerden farklı ve orijinal metinlerdir.
Üç bölümden meydana gelen çalışmamızda müellifi belli manzum Hz. Ali cenk-nâmeleri hakkında kısa bir değerlendirmenin ardından ilk bölümde, Yûsuf-ı Meddâh'ın kim olduğu, eserleri ve hakkındaki tartışmalara dair bilgiler verilmiş; akabinde yeni bulunan mesnevilerinin ona ait olup olamayacağı, çeşitli mukayeselerle irdelenmiştir. İkinci bölümde, söz konusu manzumelerin detaylı biçim ve muhteva incelemesiyle geniş özetlerine yer verilmiştir. Üçüncü bölümde metinler, Arap harflerinden Latin alfabesine transkripsiyon usulüyle aktarılmış ve ilgili yazma, tıpkıbasım olarak ilave edilmiştir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.