Hukuk Adalet Etik ve Siyaset Üzerine
V.Ahsen Coşar'ın imrenerek gözlemlediğim üstün yetisi; zihnen beslendiği kaynakları, düşünür, sanatçı ya da şairlerin eserlerinin herhangi bir kısmını bir olaya veya çözüme uyarlarken hiç zorlanmaması, bunları müthiş bir doğallıkla yazı, düşünce ve eylemlerine geçirebilmesidir. Bu yeti, engin bir birikimle çok iyi okuyup anlama ve özümseme becerisi ile eşine az rastlanır bir bellek gücünün ürünü olsa gerek…
İşte böylesine bir kişilik, felsefe ve tarz süzgecinden geçerek bu kitaba aktarılan yazıların her biri, günümüz insanına, hukukçularına, düşünürlerine, eğitimci ve öğrencilerine yeni ufuklar açacak niteliktedir.
“Bir avukat, ülkesini, ülkesinin insanlarını seven yurtsever bir insan olduğum, bunları ülkeme yakıştıramadığım ve bundan dolayı incindiğim için yazdım. Vicdanım emrettiği için yazdım. Sabahattin Ali'nin öldürülmesinde, Susurluk'ta, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu, Hrant Dink, Tahir Elçi cinayetlerinde ve benzeri diğer cinayetlerde ‘devletin derinliklerinin, toprağın derinliklerinden daha karanlık' olduğunu görüp yaşadığımız için yazdım. Ben ve benim gibiler, ‘alma değil, verme terbiyesi' ile büyüdük. Ödlekler cesurları düşman gibi görür ve onlardan nefret ederken, alçakları ve dalkavukları hoş görüp severler. Onun için, cesurlar için hakikat ve açık sözlülük bir erdemdir. Yaltaklanmayı, dalkavukluğu, düzenbazlığı yücelten ödlekler, herkesin gönlünü hoş tutmaya çalışırken, cesurlar sadece hakikati söylerler, hakikati önemseyenlere ve söyleyenlere kulak verirler. ‘Taş var, köpek yok. / Köpek var, taş yok. / Hem köpek, hem de taş var. / Sıkıysa at taşı, / Köpek kralın köpeği' diyor Can Yücel. Cesur olan, kralın köpeğine taş atan adamdır.” sözleriyle neden ve nasıl yazdığını açıklıyor V. Ahsen Coşar.
Düşüncelerini Virginia Woolf'un “Ne hoş bir güzelliği vardır; Hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçip gidenlerin…” ve hemşehrisi Rumi'nin “Sesini değil, sözünü yükseltmeli insan. Çünkü gök gürültüleri değil, yağmurlardır yaprakları yaşatan.” sözleriyle uyumlu bir güleryüzle ve dinginlikle aktarıyor okuyucuya.
Amerikalı siyaset bilimci John Rawls'ın “Bir Adalet Teorisi” adlı eserinin Türkçeye çevirisini yaparak, adalet düşünce ve felsefesinin ülkemizde tartışılması adına önemli bir hizmette bulunan V. Ahsen Coşar'ın, bu kitabında ise devlet-hukuk-adalet, ifade özgürlüğü, siyaset, hukuk eğitimi ve öğretimi, avukatlık sanatı, arabuluculuk, etik, ahlak ve ahlaki sorumluluk gibi geniş bir yelpazeye yayılı konulardaki zengin felsefi yaklaşımlarının yanında, bazı sanatçıların, tarihi kişiliklerin ve roman kahramanlarının karakter tahlillerini ve bizi bir yapan bazı duygularımızın bilgece açıklamalarını bulacaksınız.
- Av. M. Turgay Bilge
- Açıklama
V.Ahsen Coşar'ın imrenerek gözlemlediğim üstün yetisi; zihnen beslendiği kaynakları, düşünür, sanatçı ya da şairlerin eserlerinin herhangi bir kısmını bir olaya veya çözüme uyarlarken hiç zorlanmaması, bunları müthiş bir doğallıkla yazı, düşünce ve eylemlerine geçirebilmesidir. Bu yeti, engin bir birikimle çok iyi okuyup anlama ve özümseme becerisi ile eşine az rastlanır bir bellek gücünün ürünü olsa gerek…
İşte böylesine bir kişilik, felsefe ve tarz süzgecinden geçerek bu kitaba aktarılan yazıların her biri, günümüz insanına, hukukçularına, düşünürlerine, eğitimci ve öğrencilerine yeni ufuklar açacak niteliktedir.
“Bir avukat, ülkesini, ülkesinin insanlarını seven yurtsever bir insan olduğum, bunları ülkeme yakıştıramadığım ve bundan dolayı incindiğim için yazdım. Vicdanım emrettiği için yazdım. Sabahattin Ali'nin öldürülmesinde, Susurluk'ta, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu, Hrant Dink, Tahir Elçi cinayetlerinde ve benzeri diğer cinayetlerde ‘devletin derinliklerinin, toprağın derinliklerinden daha karanlık' olduğunu görüp yaşadığımız için yazdım. Ben ve benim gibiler, ‘alma değil, verme terbiyesi' ile büyüdük. Ödlekler cesurları düşman gibi görür ve onlardan nefret ederken, alçakları ve dalkavukları hoş görüp severler. Onun için, cesurlar için hakikat ve açık sözlülük bir erdemdir. Yaltaklanmayı, dalkavukluğu, düzenbazlığı yücelten ödlekler, herkesin gönlünü hoş tutmaya çalışırken, cesurlar sadece hakikati söylerler, hakikati önemseyenlere ve söyleyenlere kulak verirler. ‘Taş var, köpek yok. / Köpek var, taş yok. / Hem köpek, hem de taş var. / Sıkıysa at taşı, / Köpek kralın köpeği' diyor Can Yücel. Cesur olan, kralın köpeğine taş atan adamdır.” sözleriyle neden ve nasıl yazdığını açıklıyor V. Ahsen Coşar.
Düşüncelerini Virginia Woolf'un “Ne hoş bir güzelliği vardır; Hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçip gidenlerin…” ve hemşehrisi Rumi'nin “Sesini değil, sözünü yükseltmeli insan. Çünkü gök gürültüleri değil, yağmurlardır yaprakları yaşatan.” sözleriyle uyumlu bir güleryüzle ve dinginlikle aktarıyor okuyucuya.
Amerikalı siyaset bilimci John Rawls'ın “Bir Adalet Teorisi” adlı eserinin Türkçeye çevirisini yaparak, adalet düşünce ve felsefesinin ülkemizde tartışılması adına önemli bir hizmette bulunan V. Ahsen Coşar'ın, bu kitabında ise devlet-hukuk-adalet, ifade özgürlüğü, siyaset, hukuk eğitimi ve öğretimi, avukatlık sanatı, arabuluculuk, etik, ahlak ve ahlaki sorumluluk gibi geniş bir yelpazeye yayılı konulardaki zengin felsefi yaklaşımlarının yanında, bazı sanatçıların, tarihi kişiliklerin ve roman kahramanlarının karakter tahlillerini ve bizi bir yapan bazı duygularımızın bilgece açıklamalarını bulacaksınız.
- Av. M. Turgay Bilge
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.