Prof. Dr. Yümni Sezen'in bu kitabı Türkçe'de genellikle insanseverlik, insancıllık gibi terimlerle karşılanan hümanizmi, hayatın neredeyse yer yönünü açıklama iddiasında olan bir temel felsefe olarak ele alıyor. Olumlu anlamıyla hümanizm, insan varlığı ve gerçeğini inkar etme eğilimi içinde gördüğü her türlü dünya görüşüne karşı insanı merkeze koyan bir tutum içinde görülür. Ancak insan ruhunun aşkın varlık alanıyla olan irtibatını kesecek şekilde kurgulandığında hümanist yaklaşımlar bizzat insan varlığını kendi bütünlüğü içinde kavramaya engel teşkil edebiliyor. Bu durum modern felsefe ve ideolojilerin önemli bir kısmında kendisini açıkça tezahür ettirmekte, anılan biçimleriyle hümanizm kutsala ve dine karşı felsefî bir tutumun adı olabilmektedir. Nitekim yazara göre hümanist felsefe söz konusu tezahürleriyle insan, din ve millet gerçeğiyle yer yer ters düşmektedir.
Bu kitap hümanizmin bir felsefe olarak tahlilini yaptıktan sonra modern Türkiye'nin inşâı sürecinde söz konusu felsefenin kavranış biçimleri ve muhtemel etkileri üzerinde durmakta, özellikle çağdaşlaşma doğrultusunda gerçekleştirilen Atatürk devrimlerinin hümanist fikirlerle ne ölçüde irtibat içinde olduğunu tartışmaktadır. İlk baskısı Hümanizm ve Atatürk Devrimleri adıyla yapılan ve çeşitli kesimlerden okuyucunun bir hayli ilgisini çeken kitap, bu kez Hümanizm ve Türkiye adıyla daha geniş bir perspektifi okuyucusuna taşımayı amaçlıyor. Yazarı tarafından tekrar gözden geçirilmiş ve genişletilmiş olan kitap hümanizmin felsefî alt yapısıyla Türkiye'nin kültürel gerçeğini yepyeni bir diyalog içine sokması açısından dikkat çekici bir muhtevaya sahip.
- Açıklama
Prof. Dr. Yümni Sezen'in bu kitabı Türkçe'de genellikle insanseverlik, insancıllık gibi terimlerle karşılanan hümanizmi, hayatın neredeyse yer yönünü açıklama iddiasında olan bir temel felsefe olarak ele alıyor. Olumlu anlamıyla hümanizm, insan varlığı ve gerçeğini inkar etme eğilimi içinde gördüğü her türlü dünya görüşüne karşı insanı merkeze koyan bir tutum içinde görülür. Ancak insan ruhunun aşkın varlık alanıyla olan irtibatını kesecek şekilde kurgulandığında hümanist yaklaşımlar bizzat insan varlığını kendi bütünlüğü içinde kavramaya engel teşkil edebiliyor. Bu durum modern felsefe ve ideolojilerin önemli bir kısmında kendisini açıkça tezahür ettirmekte, anılan biçimleriyle hümanizm kutsala ve dine karşı felsefî bir tutumun adı olabilmektedir. Nitekim yazara göre hümanist felsefe söz konusu tezahürleriyle insan, din ve millet gerçeğiyle yer yer ters düşmektedir.
Bu kitap hümanizmin bir felsefe olarak tahlilini yaptıktan sonra modern Türkiye'nin inşâı sürecinde söz konusu felsefenin kavranış biçimleri ve muhtemel etkileri üzerinde durmakta, özellikle çağdaşlaşma doğrultusunda gerçekleştirilen Atatürk devrimlerinin hümanist fikirlerle ne ölçüde irtibat içinde olduğunu tartışmaktadır. İlk baskısı Hümanizm ve Atatürk Devrimleri adıyla yapılan ve çeşitli kesimlerden okuyucunun bir hayli ilgisini çeken kitap, bu kez Hümanizm ve Türkiye adıyla daha geniş bir perspektifi okuyucusuna taşımayı amaçlıyor. Yazarı tarafından tekrar gözden geçirilmiş ve genişletilmiş olan kitap hümanizmin felsefî alt yapısıyla Türkiye'nin kültürel gerçeğini yepyeni bir diyalog içine sokması açısından dikkat çekici bir muhtevaya sahip.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.