Hürriyet'i Beklerkenİkinci Meşrutiyet Basını
Türkiye'de basın tarihi üzerine yapılan az sayıda çalışma, gazete ve dergiler ile gazetecileri adeta kronolojik, sıradan bir tarih sıralaması içinde ele alıp; dönemin toplumsal ortamını ve bunun içinde biçimlenen basın ile yarattığı özgür düşünce, siyasal baskı vb. ilişkilerinin temel özelliklerini gözardı edip, bütünü ile kavramaktan uzak bir yöntemle inceler.
Prof. Uygur Kocabaşoğlu'nun "Hürriyet"i Beklerken adlı bu küçük denemesi ise İkinci Meşrutiyet basını ya da matbuatını bunun dışında bir anlayışla, Osmanlı toplumsal düzeninin altüst olduğu, düşüncenin daha özgürce ifade edilebildiği kısa bir dönemi, toplumsal koşullarla oluşan ortamla birlikte almakta yazarın kendi deyimiyle gözlemlemektedir.
İkinci Meşrutiyet ya da "devri hürriyet"te Osmanlı basınında gerçek anlamda bir "patlama" yaşandı; istibdat yıllarında daha çok yurtdışında Yeni Osmanlılar ile Jön Türkler tarafından oluşturulan "matbuat" miras alınarak toplumda her türlü düşüncenin serbestçe dile getirildiği "binbir çiçeğin açtığı" bir özgürlük ortamı yaratıldı. Ancak kısa süren bu dönem, 31 Mart ve ardından biçimlenen İttihad ve Terakki iktidarı ile birlikte önceleri "matbuat serbestisi"ni savunan ama bunun da "tamamiyle tabii vaziyette bulunduğumuz zamanlara ait olduğunu" öne süren Talat Paşa ve siyasi ortakları tarafından baskıya dönüştürüldü, bunun sonucunda "tabii vaziyette olduğumuz dönem" hiçbir zaman gelmedi.
İşte Kocabaşoğlu'nun çalışması yaşanan bu kısa dönemi, kendine özgü koşulları içinde ele almakta, Tanin'den Meşveret'e İkdam'a, Şurayı Ümmet'e vb. uzanan gazete ve dergilerin yanısıra Hüseyin Cahid, Lütfi Fikri, Mizancı Murad, Abdullah Cevdet, İştirakçi Hilmi, Ali Kemal ve benzeri gazetecilerin çizdiği geniş çerçeveyi incelemektedir.
- Açıklama
Türkiye'de basın tarihi üzerine yapılan az sayıda çalışma, gazete ve dergiler ile gazetecileri adeta kronolojik, sıradan bir tarih sıralaması içinde ele alıp; dönemin toplumsal ortamını ve bunun içinde biçimlenen basın ile yarattığı özgür düşünce, siyasal baskı vb. ilişkilerinin temel özelliklerini gözardı edip, bütünü ile kavramaktan uzak bir yöntemle inceler.
Prof. Uygur Kocabaşoğlu'nun "Hürriyet"i Beklerken adlı bu küçük denemesi ise İkinci Meşrutiyet basını ya da matbuatını bunun dışında bir anlayışla, Osmanlı toplumsal düzeninin altüst olduğu, düşüncenin daha özgürce ifade edilebildiği kısa bir dönemi, toplumsal koşullarla oluşan ortamla birlikte almakta yazarın kendi deyimiyle gözlemlemektedir.
İkinci Meşrutiyet ya da "devri hürriyet"te Osmanlı basınında gerçek anlamda bir "patlama" yaşandı; istibdat yıllarında daha çok yurtdışında Yeni Osmanlılar ile Jön Türkler tarafından oluşturulan "matbuat" miras alınarak toplumda her türlü düşüncenin serbestçe dile getirildiği "binbir çiçeğin açtığı" bir özgürlük ortamı yaratıldı. Ancak kısa süren bu dönem, 31 Mart ve ardından biçimlenen İttihad ve Terakki iktidarı ile birlikte önceleri "matbuat serbestisi"ni savunan ama bunun da "tamamiyle tabii vaziyette bulunduğumuz zamanlara ait olduğunu" öne süren Talat Paşa ve siyasi ortakları tarafından baskıya dönüştürüldü, bunun sonucunda "tabii vaziyette olduğumuz dönem" hiçbir zaman gelmedi.
İşte Kocabaşoğlu'nun çalışması yaşanan bu kısa dönemi, kendine özgü koşulları içinde ele almakta, Tanin'den Meşveret'e İkdam'a, Şurayı Ümmet'e vb. uzanan gazete ve dergilerin yanısıra Hüseyin Cahid, Lütfi Fikri, Mizancı Murad, Abdullah Cevdet, İştirakçi Hilmi, Ali Kemal ve benzeri gazetecilerin çizdiği geniş çerçeveyi incelemektedir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.