Hz. Hüseyin Risalesi - Risale-i Hüseyniyye
İsmail Hakkı Bursevî (1653-1725) Aziz Mahmud Hüdâyî zamanında teşekkül eden Halvetî-Celvetiyye yolunun şeyhi olarak gerek yaşadığı dönemde gerekse kendinden sonra olsun derin izler bırakmış; dinî ve tasavvufî yüzden fazla eser telif etmiştir. Tefsir, tasavvuf, hadis, fıkıh, kelâm gibi pek çok alanda eser veren Bursevî, şiir sahasında ise yine kendi bildirdiğine göre on binden fazla manzumenin sahibidir.
Hz. Hüseyin Risâlesi İsmail Hakkı Bursevî'nin, “Hüseyn” isminin ve harflerinin tasavvufî/işârî yorumunu yaptığı ve “Risâle-i Hüseyniyye” ismi ile telif etmiş olduğu eseridir. Bursevî, “Güzel iş yapanlara (karşılık olarak) daha güzeli ve bir de fazlası vardır.” kutlu kelamından ilhamla bu eseri kaleme aldığını söylüyor. Ve Hz. Hüseyin'den hareketle hepimize hitap ediyor:
“Kişinin kemâl sahibi bir kalpdeki kıymetini yitirmesinden daha büyük bir belâ, pişmanlık ve azâb yoktur. Başkalarının kalp kırgınlıkları da bu tesirden farklı değildir. Bu yüzden kul hakkından sakınmak gerekir. Zira kul hakkı kişinin hatırına geldikçe bıraktığı tesir, atılan bir oktan farksızdır. O hâlde her âfet kapısından bir kurtuluş gereklidir. Ey talib, öyleyse sen de “sîn” ile amel eyle ki bir kurtuluş bulasın."
- Açıklama
İsmail Hakkı Bursevî (1653-1725) Aziz Mahmud Hüdâyî zamanında teşekkül eden Halvetî-Celvetiyye yolunun şeyhi olarak gerek yaşadığı dönemde gerekse kendinden sonra olsun derin izler bırakmış; dinî ve tasavvufî yüzden fazla eser telif etmiştir. Tefsir, tasavvuf, hadis, fıkıh, kelâm gibi pek çok alanda eser veren Bursevî, şiir sahasında ise yine kendi bildirdiğine göre on binden fazla manzumenin sahibidir.
Hz. Hüseyin Risâlesi İsmail Hakkı Bursevî'nin, “Hüseyn” isminin ve harflerinin tasavvufî/işârî yorumunu yaptığı ve “Risâle-i Hüseyniyye” ismi ile telif etmiş olduğu eseridir. Bursevî, “Güzel iş yapanlara (karşılık olarak) daha güzeli ve bir de fazlası vardır.” kutlu kelamından ilhamla bu eseri kaleme aldığını söylüyor. Ve Hz. Hüseyin'den hareketle hepimize hitap ediyor:
“Kişinin kemâl sahibi bir kalpdeki kıymetini yitirmesinden daha büyük bir belâ, pişmanlık ve azâb yoktur. Başkalarının kalp kırgınlıkları da bu tesirden farklı değildir. Bu yüzden kul hakkından sakınmak gerekir. Zira kul hakkı kişinin hatırına geldikçe bıraktığı tesir, atılan bir oktan farksızdır. O hâlde her âfet kapısından bir kurtuluş gereklidir. Ey talib, öyleyse sen de “sîn” ile amel eyle ki bir kurtuluş bulasın."
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.