%30
İçimizdeki Şeytan 80 Yaşında (Özel Baskı) (Ciltli) Sabahattin Ali
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789750848230
Boyut
17.00x22.00
Sayfa Sayısı
260
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2020-09
Kapak Türü
Ciltli
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

İçimizdeki Şeytan 80 Yaşında (Özel Baskı) (Ciltli)

28,00TL
19,60TL
%30
Satışta değil
9789750848230
846012
İçimizdeki Şeytan 80 Yaşında (Özel Baskı) (Ciltli)
İçimizdeki Şeytan 80 Yaşında (Özel Baskı) (Ciltli)
19.60

Sabahattin Ali, İçimizdeki Şeytan romanında Ömer ile Macide'nin aşkını anlatırken bu ilişkinin çevresinde Türkiye aydınlarının dramını da anlatır. Bu dramı bireysel boyutlardan çıkararak toplumsal bir sorun olarak ele alır ve eleştirel gerçekçi bir bakışla yorumlar.

Pek çok felsefi gönderme içeren roman, toplumsal olayların yorumlanışı açısından dönemindeki pek çok eserle kıyaslandığında “ayrıksı” bulunmuşsa da yıllar içinde özellikle sanat, felsefe ve insan ruhu açısından yeni okumalara kapı aralamıştır.

“Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?”

  • Açıklama
    • Sabahattin Ali, İçimizdeki Şeytan romanında Ömer ile Macide'nin aşkını anlatırken bu ilişkinin çevresinde Türkiye aydınlarının dramını da anlatır. Bu dramı bireysel boyutlardan çıkararak toplumsal bir sorun olarak ele alır ve eleştirel gerçekçi bir bakışla yorumlar.

      Pek çok felsefi gönderme içeren roman, toplumsal olayların yorumlanışı açısından dönemindeki pek çok eserle kıyaslandığında “ayrıksı” bulunmuşsa da yıllar içinde özellikle sanat, felsefe ve insan ruhu açısından yeni okumalara kapı aralamıştır.

      “Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?”

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat