%20
İdarenin Kusursuz Sorumluluğu Bağlamında Sosyal Risk İlkesi H. Alperen
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786051463100
Boyut
16.00x23.50
Sayfa Sayısı
166
Basım Yeri
Ankara
Baskı
1
Basım Tarihi
2014-02
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
1. Hamur
Dili
Türkçe

İdarenin Kusursuz Sorumluluğu Bağlamında Sosyal Risk İlkesi

44,00TL
35,20TL
%20
Satışta değil
9786051463100
690832
İdarenin Kusursuz Sorumluluğu Bağlamında Sosyal Risk İlkesi
İdarenin Kusursuz Sorumluluğu Bağlamında Sosyal Risk İlkesi
35.20

Her geçen gün daha karmaşık hale gelen sosyal hayat, kişilerin yalnızca toplumun bir bireyi olmak itibariyle ağır ve infial uyandırıcı zararlara maruz kalma ihtimalini artırmaktadır. Görünürdeki sebebi idare olmayan bu zararların devlet tarafından karşılanmasını öngören sosyal risk ilkesi, Fransa'da "risklerin sosyalizasyonu" başlığı altında değerlendirilen ve yasal düzenlemelere dayanak teşkil eden bir yaklaşımı ifade etmektedir.
Türk uygulamasına 90'lı yılların başında giren sosyal risk ilkesi, terör zararları bakımından bağımsız ve içtihadi bir sorumluluk esası olarak kullanılmıştır. 2004 yılında çıkarılan 5233 sayılı Kanun, terör zararlarının devlet tarafından karşılanmasını öngörmüştür. Türk idari yargı yerleri bu düzenlemeden sonra sosyal risk ilkesine dayanmaktan vazgeçmiştir. Bu durum, sosyal risk ilkesinin artık geçerliliğini yitirdiği biçiminde yorumlanmaktadır.

Kitle hareketleri ve tabii afetler konusunda Türkiye'de henüz kapsayıcı bir yasal düzenleme yoktur. Ayrıca 21. yüzyılda yeni sosyal risk faktörlerinin ortaya çıkması da kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca 5233 sayılı Kanun, terör eylemlerinden kaynaklanan zararların tamamını kapsamamaktadır. Bu sebeple çalışmamızda sosyal risk zararlarının yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulmadan, doğrudan doğruya yargısal içtihatlar vasıtasıyla karşılanmasının mümkün olup olmadığı incelenmiş, sorumluluk unsurları bakımından yeni yaklaşımlar önerilmiştir.

  • Açıklama
    • Her geçen gün daha karmaşık hale gelen sosyal hayat, kişilerin yalnızca toplumun bir bireyi olmak itibariyle ağır ve infial uyandırıcı zararlara maruz kalma ihtimalini artırmaktadır. Görünürdeki sebebi idare olmayan bu zararların devlet tarafından karşılanmasını öngören sosyal risk ilkesi, Fransa'da "risklerin sosyalizasyonu" başlığı altında değerlendirilen ve yasal düzenlemelere dayanak teşkil eden bir yaklaşımı ifade etmektedir.
      Türk uygulamasına 90'lı yılların başında giren sosyal risk ilkesi, terör zararları bakımından bağımsız ve içtihadi bir sorumluluk esası olarak kullanılmıştır. 2004 yılında çıkarılan 5233 sayılı Kanun, terör zararlarının devlet tarafından karşılanmasını öngörmüştür. Türk idari yargı yerleri bu düzenlemeden sonra sosyal risk ilkesine dayanmaktan vazgeçmiştir. Bu durum, sosyal risk ilkesinin artık geçerliliğini yitirdiği biçiminde yorumlanmaktadır.

      Kitle hareketleri ve tabii afetler konusunda Türkiye'de henüz kapsayıcı bir yasal düzenleme yoktur. Ayrıca 21. yüzyılda yeni sosyal risk faktörlerinin ortaya çıkması da kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca 5233 sayılı Kanun, terör eylemlerinden kaynaklanan zararların tamamını kapsamamaktadır. Bu sebeple çalışmamızda sosyal risk zararlarının yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulmadan, doğrudan doğruya yargısal içtihatlar vasıtasıyla karşılanmasının mümkün olup olmadığı incelenmiş, sorumluluk unsurları bakımından yeni yaklaşımlar önerilmiştir.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat