%20
İki Kişilk Dans %15 indirimli N. Aysun Akıncı Yüksel
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786053370994
Boyut
13.50x21.50
Sayfa Sayısı
164
Baskı
1
Basım Tarihi
2016-05
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

İki Kişilik Dans: İletişimde Toplumsal Cinsiyete Dayalı Farklılıklarİletişimde Toplumsal Cinsiyete Dayalı Farklılıklar

65,00TL
52,00TL
%20
Satışta değil
9786053370994
636870
İki Kişilik Dans: İletişimde Toplumsal Cinsiyete Dayalı Farklılıklar
İki Kişilik Dans: İletişimde Toplumsal Cinsiyete Dayalı Farklılıklar İletişimde Toplumsal Cinsiyete Dayalı Farklılıklar
52.00

Sürekli öğreniyoruz. Okullarda; okumayı, yazmayı, matematiği, dağları, ovaları, uzayı… Ve toplumdan da öğreniyoruz; oturmayı, kalkmayı, yemeği, içmeyi, gülmeyi, ağlamayı… Bunlarla birlikte, toplumu var eden tüm kurumların yardımıyla, doğduğumuz andan itibaren cinsel kimliğimizi öğreniyoruz. “Erkek dediğin şöyle olur”, “kadın dediğin böyle yapar”, diyerek bize öğretilmiş ve hatta dayatılmış kural ve kalıpları biz de çevremizde görmeyi umuyoruz. Böylece çoğu zaman farkında olmayarak, kadınlık ve erkekliğe dair bu kalıpları yeniden üretiyoruz. “Meltem”in hanım hanımcık bir prenses, “Yiğit”in adı gibi atak, atılgan bir delikanlı olmasını beklemekte bir sakınca görmüyor, “neden?” diye sormuyoruz.

Kadın ve erkek olarak, toplumsal cinsiyete dayalı farklılıklarımız iletişim biçimimizi de etkiliyor. Oturma biçimimiz, evde ve iş yerinde konuşma alışkanlıklarımız, çatışma karşısında tutumlarımız, hatta birbirimize bakışımız bile toplumsal cinsiyet kalıplarına göre biçimleniyor. Tıpkı iki kişilik bir dans gibi kadın ve erkek olarak iletişimimizde birbirimizin adımlarına uyum sağlamaya çalışıyoruz ve bu hiç de kolay değil...

  • Açıklama
    • Sürekli öğreniyoruz. Okullarda; okumayı, yazmayı, matematiği, dağları, ovaları, uzayı… Ve toplumdan da öğreniyoruz; oturmayı, kalkmayı, yemeği, içmeyi, gülmeyi, ağlamayı… Bunlarla birlikte, toplumu var eden tüm kurumların yardımıyla, doğduğumuz andan itibaren cinsel kimliğimizi öğreniyoruz. “Erkek dediğin şöyle olur”, “kadın dediğin böyle yapar”, diyerek bize öğretilmiş ve hatta dayatılmış kural ve kalıpları biz de çevremizde görmeyi umuyoruz. Böylece çoğu zaman farkında olmayarak, kadınlık ve erkekliğe dair bu kalıpları yeniden üretiyoruz. “Meltem”in hanım hanımcık bir prenses, “Yiğit”in adı gibi atak, atılgan bir delikanlı olmasını beklemekte bir sakınca görmüyor, “neden?” diye sormuyoruz.

      Kadın ve erkek olarak, toplumsal cinsiyete dayalı farklılıklarımız iletişim biçimimizi de etkiliyor. Oturma biçimimiz, evde ve iş yerinde konuşma alışkanlıklarımız, çatışma karşısında tutumlarımız, hatta birbirimize bakışımız bile toplumsal cinsiyet kalıplarına göre biçimleniyor. Tıpkı iki kişilik bir dans gibi kadın ve erkek olarak iletişimimizde birbirimizin adımlarına uyum sağlamaya çalışıyoruz ve bu hiç de kolay değil...

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat