İki Mustafa Kurtuluş (1881-1923)
“Okuyacağınız bu kitap: Bekirağa Bölüğü zindanlarından Suriyeçöllerine sürgüne; Yemen şakileriyle sadece silahla değil akıl ve zekâ
ile amansız mücadeleye, Trablusgarp'a savaşmaya giden kalacak yerbulamayınca sahilde uyumak zorunda kalmaya; Çanakkale'de “bir
hilal uğruna batan güneşler” gibi şarapnele göğsünü siper ederekdünyaya “Çanakkale geçilmez!” i haykırmaya; canı gibi sevdiği genç
eşini ve yeni doğmuş oğlunu (ki oğlunu bir daha görememeyibile göze alarak) vatan için göreve çağrıldığında, kışın ayazında,er kıyafetiyle dörtyüzelli kilomet reden fazla yürümeye; hilafettaraftarı tarikat zorbalarının vatanseverlerin kafasını kestiği, taşlaezdiği bir çember içinde var olma yok olma mücadelesi vermeye;İdam fermanlarının imzalanmasına; İnönü meydanlarında “milletinmakus(ters giden) talihini” değiştirmeye; Ankara hesapları yapanların“ hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır”
şiarıyla hareketle vatanın her karış toprağı Sakarya önlerinde canpahasına savunmaya; ordu zafere giderken “güzel İzmir'i” Belkahve
sırtlarından izlemeye; Mudanya'da, Lozan'da sadece muzaffer birkomutan olmadığını aynı zamanda büyük bir devlet ve siyaset
adamı olduğunu ve nihayetinde kırk yıllık ömürlerinde onca savaş,mücadele ve soruna rağmen, ilmek ilmek zekayla örülü bir istiklal
ve istikbal mücadelesiyle modern Türkiye Cumhuriyeti kuruluşyolculuğunun kısa ve anlamlı öyküsünü anlatmaktadır.”
- Açıklama
“Okuyacağınız bu kitap: Bekirağa Bölüğü zindanlarından Suriyeçöllerine sürgüne; Yemen şakileriyle sadece silahla değil akıl ve zekâ
ile amansız mücadeleye, Trablusgarp'a savaşmaya giden kalacak yerbulamayınca sahilde uyumak zorunda kalmaya; Çanakkale'de “bir
hilal uğruna batan güneşler” gibi şarapnele göğsünü siper ederekdünyaya “Çanakkale geçilmez!” i haykırmaya; canı gibi sevdiği genç
eşini ve yeni doğmuş oğlunu (ki oğlunu bir daha görememeyibile göze alarak) vatan için göreve çağrıldığında, kışın ayazında,er kıyafetiyle dörtyüzelli kilomet reden fazla yürümeye; hilafettaraftarı tarikat zorbalarının vatanseverlerin kafasını kestiği, taşlaezdiği bir çember içinde var olma yok olma mücadelesi vermeye;İdam fermanlarının imzalanmasına; İnönü meydanlarında “milletinmakus(ters giden) talihini” değiştirmeye; Ankara hesapları yapanların“ hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır”
şiarıyla hareketle vatanın her karış toprağı Sakarya önlerinde canpahasına savunmaya; ordu zafere giderken “güzel İzmir'i” Belkahve
sırtlarından izlemeye; Mudanya'da, Lozan'da sadece muzaffer birkomutan olmadığını aynı zamanda büyük bir devlet ve siyaset
adamı olduğunu ve nihayetinde kırk yıllık ömürlerinde onca savaş,mücadele ve soruna rağmen, ilmek ilmek zekayla örülü bir istiklal
ve istikbal mücadelesiyle modern Türkiye Cumhuriyeti kuruluşyolculuğunun kısa ve anlamlı öyküsünü anlatmaktadır.”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.