İlk Kadın
“Okumak, başka bir kültüre seyahat etmektir. Dil, bu yolculuğun aracıdır.”
2020 yılında, En Etkili 100 Afrikalı listesine giren Jennifer Makumbi'nin ikinci romanı olan İlk Kadın, İngiltere'de oldukça prestijli olan Jhalak Ödülü'nü aldı. Uganda kökenli masalların güçlü bir feminist yorumu olan İlk Kadın, yazarın alaycı bilgeliği, güçlü mizah anlayışı ve derin anlatımıyla okuyucuyu başka bir kültüre seyahat etmeye davet ediyor.
Zeki, cesur ve bir o kadar da dikbaşlı olan eserin kahramanı Kirabo, küçük bir Uganda köyünde büyükannesi, büyükbabası, teyzeleri, kuzenleri ve arkadaşlarıyla mutlu bir hayat yaşayan meraklı bir çocuktur. Ancak gençlik yıllarına girerken hiç tanımadığı annesinin yokluğunu her geçen gün daha güçlü bir şekilde hissetmeye başlar. Kirabo, annesini ve gerçek bir aidiyet duygusunu ararken dünyadaki yerini ve geleceğini de sorgulamaya başlar.
Hem epik hem de son derece kişisel olan bu hikâye, bir genç kızın annesini arama çabaları üzerinden, tarih boyunca kadın olmanın ne anlama geldiğini keşfetmesini ve bu keşfin geleceği üzerindeki etkilerini anlatıyor. Bu büyüme hikâyesinde aynı zamanda kadınların diğer kadınlara nasıl acı çektirebildiğini; feminizmin, kentsel ve kırsal yaşam ayrımı ile kabile ve ırk farklılıkları boyunca nasıl bölündüğünü görüyoruz.
Türk okurlar için eserin dili hakkında bir önsöz de yazan Makumbi, annelik mitlerinin tarihsel kökenine, kadın cinselliğinin tartışmalı zeminine ve kişisel, kamusal ve politik güç arasındaki kesişmeye eğlenceli ve bilgece bir üslupla odaklanıyor.
“Gandalıyım ve karakterlerimin kullandığı dil Gandaca. Ben yalnızca tercüme ediyorum.”
- Açıklama
“Okumak, başka bir kültüre seyahat etmektir. Dil, bu yolculuğun aracıdır.”
2020 yılında, En Etkili 100 Afrikalı listesine giren Jennifer Makumbi'nin ikinci romanı olan İlk Kadın, İngiltere'de oldukça prestijli olan Jhalak Ödülü'nü aldı. Uganda kökenli masalların güçlü bir feminist yorumu olan İlk Kadın, yazarın alaycı bilgeliği, güçlü mizah anlayışı ve derin anlatımıyla okuyucuyu başka bir kültüre seyahat etmeye davet ediyor.
Zeki, cesur ve bir o kadar da dikbaşlı olan eserin kahramanı Kirabo, küçük bir Uganda köyünde büyükannesi, büyükbabası, teyzeleri, kuzenleri ve arkadaşlarıyla mutlu bir hayat yaşayan meraklı bir çocuktur. Ancak gençlik yıllarına girerken hiç tanımadığı annesinin yokluğunu her geçen gün daha güçlü bir şekilde hissetmeye başlar. Kirabo, annesini ve gerçek bir aidiyet duygusunu ararken dünyadaki yerini ve geleceğini de sorgulamaya başlar.
Hem epik hem de son derece kişisel olan bu hikâye, bir genç kızın annesini arama çabaları üzerinden, tarih boyunca kadın olmanın ne anlama geldiğini keşfetmesini ve bu keşfin geleceği üzerindeki etkilerini anlatıyor. Bu büyüme hikâyesinde aynı zamanda kadınların diğer kadınlara nasıl acı çektirebildiğini; feminizmin, kentsel ve kırsal yaşam ayrımı ile kabile ve ırk farklılıkları boyunca nasıl bölündüğünü görüyoruz.
Türk okurlar için eserin dili hakkında bir önsöz de yazan Makumbi, annelik mitlerinin tarihsel kökenine, kadın cinselliğinin tartışmalı zeminine ve kişisel, kamusal ve politik güç arasındaki kesişmeye eğlenceli ve bilgece bir üslupla odaklanıyor.
“Gandalıyım ve karakterlerimin kullandığı dil Gandaca. Ben yalnızca tercüme ediyorum.”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.