İmam Humeyni ve Müslüman Ariflere Göre İnsan-ı Kamil
Öteden beri beşerin temel sorunlarından biri insanı tanımak olmuştur. İnsanoğlu, "vasf" (tanımlama) ve "tavsiye" olmak üzere iki açıdan ele alınmış ve bu iki mihvere göre tanımlanmıştır. Vasf etmek adını taşıyan birinci eksende insanın mahiyeti, özellikleri ve bilfiil sıfatlarına teveccüh edilir. Tavsiye açısından ise; "İnsanın ne olması gerektiği" göz önünde bulundurulur. Diğer bir tabirle insanın yeteneği, gücü ve insan oluşu dikkate alınarak "insan-ı kâmilin tanımı" yapılır. Her mektep (ekol) ve ideoloji insan-ı kâmili değişik boyutlarıyla ele almıştır. Nitekim insan-ı kâmil için farklı tanımlar sunarak, onun kıstas ve ölçüsünü göstermeye çalışmışlardır ki böylece insanlar da ona tabi olarak kemal yoluna ayak basıp göreceli yeteneklerini geliştirebilsinler. İslam dini de diğer dinlerde olduğu gibi insan-ı kâmil için özel bir mevki benimsemiştir. Allah Teâlâ Kur'an'da onu kendi halifesi olarak tanıtmış ve insanlar için örnek göstermiştir. İslam mutasavvıfları da Kur'an'ın bu ince manalarına teveccüh ederek insan-ı kâmili Hazreti Hakk'ın tam bir tecellisi, isim ve sıfatlarının mazharı bilmiş ve aynı zamanda O'nu tanımayı, Allah Teâlâ'nın zatını tanımanın mukaddimesi olarak algılamışlardır. Muhammed Emin Sadıkî de bu eserinde insan-ı kâmili, bazı İslam mutasavvıfları ve özellikle de İmam Humeynî'nin düşüncelerine göre incelemeye çalışmıştır.
- Açıklama
Öteden beri beşerin temel sorunlarından biri insanı tanımak olmuştur. İnsanoğlu, "vasf" (tanımlama) ve "tavsiye" olmak üzere iki açıdan ele alınmış ve bu iki mihvere göre tanımlanmıştır. Vasf etmek adını taşıyan birinci eksende insanın mahiyeti, özellikleri ve bilfiil sıfatlarına teveccüh edilir. Tavsiye açısından ise; "İnsanın ne olması gerektiği" göz önünde bulundurulur. Diğer bir tabirle insanın yeteneği, gücü ve insan oluşu dikkate alınarak "insan-ı kâmilin tanımı" yapılır. Her mektep (ekol) ve ideoloji insan-ı kâmili değişik boyutlarıyla ele almıştır. Nitekim insan-ı kâmil için farklı tanımlar sunarak, onun kıstas ve ölçüsünü göstermeye çalışmışlardır ki böylece insanlar da ona tabi olarak kemal yoluna ayak basıp göreceli yeteneklerini geliştirebilsinler. İslam dini de diğer dinlerde olduğu gibi insan-ı kâmil için özel bir mevki benimsemiştir. Allah Teâlâ Kur'an'da onu kendi halifesi olarak tanıtmış ve insanlar için örnek göstermiştir. İslam mutasavvıfları da Kur'an'ın bu ince manalarına teveccüh ederek insan-ı kâmili Hazreti Hakk'ın tam bir tecellisi, isim ve sıfatlarının mazharı bilmiş ve aynı zamanda O'nu tanımayı, Allah Teâlâ'nın zatını tanımanın mukaddimesi olarak algılamışlardır. Muhammed Emin Sadıkî de bu eserinde insan-ı kâmili, bazı İslam mutasavvıfları ve özellikle de İmam Humeynî'nin düşüncelerine göre incelemeye çalışmıştır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.