%24
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789944492225
Boyut
15.00x21.50
Sayfa Sayısı
456
Basım Yeri
Ankara
Baskı
3
Basım Tarihi
2008-02
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

İmparatorluk'tan Cumhuriyet'e Petropolitik

Yayınevi : De Ki Yayınları
27,78TL
20,84TL
%24
Satışta değil
9789944492225
422447
İmparatorluk'tan Cumhuriyet'e Petropolitik
İmparatorluk'tan Cumhuriyet'e Petropolitik
20.84

"Ne İmparatorluk'tan Cumhuriyet'e Petropolitik bir tarih kitabıdır, ne de ben tarih yazarı olduğum iddiasındayım. Elinizdeki kitap, sadece yakın tarihimizin şekillenmesi sırasında, Mezopotamya petrolleri ile ilgili olarak perde önü ve arkasında oynanan oyunlarla, bu oyunlarda rol alan karakterleri yalın bir biçimde okuyucunun karşısına çıkarma denemesidir." (s. 12) diye açıklıyor Hikmet Uluğbay bu çalışmasının ilk sayfalarında. Bugün hâlâ dünya petrol rezervlerinin % 65'ini topraklarının altında barındırdığı ifade edilen Ortadoğu ve onun önemli bir parçası olan Mezopotamya ki bugün Irak olarak bilinir, 20. yüzyıl'a girerken Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçasıydı. Aynı Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünü hazırlayan bütün faktörlerin en başında İmparatorluğun ekonomik durumu vardı. Osmanlı İmparatorluğu topraklarındaki petrol kaynaklarına ne sahip çıkabildi ne de bu kaynakları işletebildi. Genç Cumhuriyet ise "Birinci Paylaşım Savaşı"nın sonucunda kurulmuş olan Kurtlar Sofrasında kendi bağımsızlığını sağlayabilmenin ötesinde hiç değilse Irak petrolünden royalti payı alabildi. Bu royaltiden doğan hakkımızın boyutu, ne kadarının ödendiği ve ne kadar alacağımızın kaldığı arşiv belgeleri eşliğinde bu yeni baskıda tüm ayrıntıları ile açıklanmaktadır. Doğal bir enerji kaynağı olan petrolün ülke çıkarına kullanılabilmesi sırf teknolojik ya da ekonomik bir konu olmanın da ötesinde, kapsamlı bir politikalar dizisinin varlığını hep zorunlu kıldı. Petrolün gerektirdiği bu kapsamlı politikalar bütününü ise, kısaca Petropolitik olarak adlandırmak hiç de bir abartma olmaz. Petropolitik tarihimizi şekillendiren gelişmeleri, bu gelişmeleri şekillendiren aktörleri iyi bilmemiz, sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda içinde yaşadığımızı Ortadoğu Coğrafyası'ndaki bütün kanlı çatışmaları (örneğin, Irak'ın 20. yüzyılda iki de bir işgal edilen bir ülke olması veya ülkemiz sınırları içinde uzun yıllardır süregelen terör vb. dahil) anlayabilmemizin de anahtarıdır.

  • Açıklama
    • "Ne İmparatorluk'tan Cumhuriyet'e Petropolitik bir tarih kitabıdır, ne de ben tarih yazarı olduğum iddiasındayım. Elinizdeki kitap, sadece yakın tarihimizin şekillenmesi sırasında, Mezopotamya petrolleri ile ilgili olarak perde önü ve arkasında oynanan oyunlarla, bu oyunlarda rol alan karakterleri yalın bir biçimde okuyucunun karşısına çıkarma denemesidir." (s. 12) diye açıklıyor Hikmet Uluğbay bu çalışmasının ilk sayfalarında. Bugün hâlâ dünya petrol rezervlerinin % 65'ini topraklarının altında barındırdığı ifade edilen Ortadoğu ve onun önemli bir parçası olan Mezopotamya ki bugün Irak olarak bilinir, 20. yüzyıl'a girerken Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçasıydı. Aynı Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünü hazırlayan bütün faktörlerin en başında İmparatorluğun ekonomik durumu vardı. Osmanlı İmparatorluğu topraklarındaki petrol kaynaklarına ne sahip çıkabildi ne de bu kaynakları işletebildi. Genç Cumhuriyet ise "Birinci Paylaşım Savaşı"nın sonucunda kurulmuş olan Kurtlar Sofrasında kendi bağımsızlığını sağlayabilmenin ötesinde hiç değilse Irak petrolünden royalti payı alabildi. Bu royaltiden doğan hakkımızın boyutu, ne kadarının ödendiği ve ne kadar alacağımızın kaldığı arşiv belgeleri eşliğinde bu yeni baskıda tüm ayrıntıları ile açıklanmaktadır. Doğal bir enerji kaynağı olan petrolün ülke çıkarına kullanılabilmesi sırf teknolojik ya da ekonomik bir konu olmanın da ötesinde, kapsamlı bir politikalar dizisinin varlığını hep zorunlu kıldı. Petrolün gerektirdiği bu kapsamlı politikalar bütününü ise, kısaca Petropolitik olarak adlandırmak hiç de bir abartma olmaz. Petropolitik tarihimizi şekillendiren gelişmeleri, bu gelişmeleri şekillendiren aktörleri iyi bilmemiz, sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda içinde yaşadığımızı Ortadoğu Coğrafyası'ndaki bütün kanlı çatışmaları (örneğin, Irak'ın 20. yüzyılda iki de bir işgal edilen bir ülke olması veya ülkemiz sınırları içinde uzun yıllardır süregelen terör vb. dahil) anlayabilmemizin de anahtarıdır.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat