İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi : Kararların UygulanmasıTürkiye Kararları 1995 - Haziran 2003 Tazminat tutarları
1998 Kasım'ında yürürlüğe giren 11. Protokol'le İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi denetim mekanizmasında yapılan değişikliklerin amacı, tam zamanlı çalışan tek bir Mahkeme'nin kurulmasıyla denetim sisteminin bütünüyle yargısal bir nitelik kazanması ama aynı zamanda da, karara bağlanması ortalama 5-6 yıl süren başvuruların daha kısa sürede sonuçlandırılması yolunun açılmasıydı. Yaklaşık 1.5 yıl sonra İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'nin yeniden yapılandırılması ilişkin tartışmalar başladı. Mahkeme'nin iş yükünün giderek artması, biriken başvurular nedeniyle sistemin ‘‘boğulma'' noktasına yaklaşması, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'nin etkililiği sorununu gündeme getiriyor. Sorunun çözümü bir yönüyle denetim sisteminin hızlandırılmasıyla ilgili ancak, belki esas önemli olan, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'ne taraf devletlerin Sözleşme'den kaynaklanan yükümlülüklerini ve Sözleşme'yi yaşayan bir belge olarak yorumlayan İnsan hakları Avrupa Mahkemesi kararlarının gereklerini yerine getirmek için iç hukuklarında gerekli düzenlemeleri yapma konusunda siyasal kararlılık içinde olmaları. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararlarının iç hukuklarda uygulanmasını, Sözleşme'nin 1. maddesi uyarınca taraf devletlerin Sözleşme haklarını tanıma ve koruma yükümlülüğünün ayrılmaz bir parçası olarak düşünmek gerekiyor. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, Sözleşme hukukunun uygulayıcısı olduğu kadar, yaratıcısı da. Bu anlamda, Sözleşme hukukunun, Sözleşme'nin iç hukuktaki yerinden bağımsız olarak iç hukuka aktarılmasının en etkili yolu, ulusal yargı yerlerinden ‘‘Yerel Sözleşme Mahkemeleri'' rolü üstlenmesini. Ulusal yargı yerleri ile İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi arasında kurulacak hukuksal işbirliği, iç hukukların Sözleşme hukukuna uyumunu sağlamanın yanı sıra, Sözleşme yargıcı açısından da bir geri-besleme kanalının oluşmasına imkan sağlayacak.
- Açıklama
1998 Kasım'ında yürürlüğe giren 11. Protokol'le İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi denetim mekanizmasında yapılan değişikliklerin amacı, tam zamanlı çalışan tek bir Mahkeme'nin kurulmasıyla denetim sisteminin bütünüyle yargısal bir nitelik kazanması ama aynı zamanda da, karara bağlanması ortalama 5-6 yıl süren başvuruların daha kısa sürede sonuçlandırılması yolunun açılmasıydı. Yaklaşık 1.5 yıl sonra İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'nin yeniden yapılandırılması ilişkin tartışmalar başladı. Mahkeme'nin iş yükünün giderek artması, biriken başvurular nedeniyle sistemin ‘‘boğulma'' noktasına yaklaşması, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'nin etkililiği sorununu gündeme getiriyor. Sorunun çözümü bir yönüyle denetim sisteminin hızlandırılmasıyla ilgili ancak, belki esas önemli olan, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'ne taraf devletlerin Sözleşme'den kaynaklanan yükümlülüklerini ve Sözleşme'yi yaşayan bir belge olarak yorumlayan İnsan hakları Avrupa Mahkemesi kararlarının gereklerini yerine getirmek için iç hukuklarında gerekli düzenlemeleri yapma konusunda siyasal kararlılık içinde olmaları. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararlarının iç hukuklarda uygulanmasını, Sözleşme'nin 1. maddesi uyarınca taraf devletlerin Sözleşme haklarını tanıma ve koruma yükümlülüğünün ayrılmaz bir parçası olarak düşünmek gerekiyor. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, Sözleşme hukukunun uygulayıcısı olduğu kadar, yaratıcısı da. Bu anlamda, Sözleşme hukukunun, Sözleşme'nin iç hukuktaki yerinden bağımsız olarak iç hukuka aktarılmasının en etkili yolu, ulusal yargı yerlerinden ‘‘Yerel Sözleşme Mahkemeleri'' rolü üstlenmesini. Ulusal yargı yerleri ile İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi arasında kurulacak hukuksal işbirliği, iç hukukların Sözleşme hukukuna uyumunu sağlamanın yanı sıra, Sözleşme yargıcı açısından da bir geri-besleme kanalının oluşmasına imkan sağlayacak.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.