İnsan Suyu Zaman Nehrinde AkıyorYazarlık Yaşamımın 30. Yılında Kendi Seçtiklerim
Aydın Boysan'ın kendi seçtikleriyle okurlarını zaman içinde yolculuğa çıkardığı harikulade bir yaşam özeti. 93 yaşındaki yaşam ustası 1945 yılında Akademi'yi bitirip mimarlığa başladı. 62 yaşından beri köşe yazıları yazıyor. Kaliforniya'dan Sibirya'ya kadar yedi iklim, beş kıtayı gezdi. İlk kitabı 1984 yılında yayımlandı: “Umut Simit”... Bunu izleyen 30 yıl boyunca yayımlanan kitaplarının sayısı 42'ye ulaştı. Her eserinde insana ve yaşama, çevreye ve zamana, sanata ve bilime duyduğu saygıyı keskin bir zekanın ürünü olan mizahla renklendirdi.
Aydın Boysan İnsan Suyu Zaman Nehrinde Akıyor'da bakışlarını çevirdiği her konuyu neşe ve kahkahalar arasında tartışmasız bir ciddiyet ve yurttaş sorumluluğuyla ele alıyor.
Bir ülkede karanlıkları yırtmak, gerçekleri görmek ve kötülükleri haykırmak durumunda olan vatandaşların sessizliğinden daha kötüsü, yetişkin insan kitlelerinin, üniversitelerin, yazarların, sanatçıların, düşünce insanlarının sessizliğidir. Bu sessizlik kirlenmelerin en pis, en zor temizlenir bir biçimidir. Çünkü bu kirlilik doğacak kuşakları bile zehirleyebilecek yaygınlıktadır. Maddesel karanlıklar biçimleri ve renkleri yok eder. Karanlıkta hiçbir şey görünmez.
- Açıklama
Aydın Boysan'ın kendi seçtikleriyle okurlarını zaman içinde yolculuğa çıkardığı harikulade bir yaşam özeti. 93 yaşındaki yaşam ustası 1945 yılında Akademi'yi bitirip mimarlığa başladı. 62 yaşından beri köşe yazıları yazıyor. Kaliforniya'dan Sibirya'ya kadar yedi iklim, beş kıtayı gezdi. İlk kitabı 1984 yılında yayımlandı: “Umut Simit”... Bunu izleyen 30 yıl boyunca yayımlanan kitaplarının sayısı 42'ye ulaştı. Her eserinde insana ve yaşama, çevreye ve zamana, sanata ve bilime duyduğu saygıyı keskin bir zekanın ürünü olan mizahla renklendirdi.
Aydın Boysan İnsan Suyu Zaman Nehrinde Akıyor'da bakışlarını çevirdiği her konuyu neşe ve kahkahalar arasında tartışmasız bir ciddiyet ve yurttaş sorumluluğuyla ele alıyor.
Bir ülkede karanlıkları yırtmak, gerçekleri görmek ve kötülükleri haykırmak durumunda olan vatandaşların sessizliğinden daha kötüsü, yetişkin insan kitlelerinin, üniversitelerin, yazarların, sanatçıların, düşünce insanlarının sessizliğidir. Bu sessizlik kirlenmelerin en pis, en zor temizlenir bir biçimidir. Çünkü bu kirlilik doğacak kuşakları bile zehirleyebilecek yaygınlıktadır. Maddesel karanlıklar biçimleri ve renkleri yok eder. Karanlıkta hiçbir şey görünmez.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.