%30
İpek Mendil Abdurrezzak Aydın
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786051592343
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
71
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
3
Basım Tarihi
2017-08
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

İpek Mendil

24,00TL
16,80TL
%30
Satışta değil
9786051592343
770422
İpek Mendil
İpek Mendil
16.80

Zifiri karanlıkta güç bela gördüğüm kadarıyla bir adam vardı. Bu saatte mezarlıkta ne işi olabilirdi? Biraz dikkatlice bakınca eliyle beni yanına çağırır gibi bir işaret çaktı. Gözlerime inanamıyordum. Beyazlar içinde kolları yanlara açık bir adam duruyordu. Enseme doğru vuran bir sıcaklık hissettim. Soğuk soğuk terliyordum. Önce bağırmak, sesimi birilerine duyurmak istedim ancak bağıramadım. Kendimi zorlayıp mümkün olduğu kadar hızlı yürümeye çalışırken bir taraftan da bildiğim bütün duaları okuyordum. Mezarlık duvarının ortalarına yaklaştığım zaman korkarak bir daha baktım, ısrarla beni çağırıyordu. Tekrar tekrar baktım. Hep aynı... Heyecan ve korkudan boğazım kurumuştu. Bu saatlerde sadece köpek seslerinin duyulabileceği bu yerde kulağımı tuhaf sesler tırmalıyordu. Yol kenarlarındaki gölgeler durmadan şekil değiştiriyor, binaların toprak damlarında gölgeler oynaşıyordu. Mezarlığı bir an önce geçmek istedikçe ayaklarım birbirine dolaşıyor, sanki karanlıkta bir duvara toslar gibi oluyordum. Belki çocukken dinlediğim hikâyeler bilinçaltından çıkıyor, ölümün soğuk ve ürpertici nefesini hissettiriyordu bana. Köpek sesi duyunca bu kadar sevindiğim olmamıştır. Köylük yerde, geceleyin korkudan arkalarına teneke bağlayıp gezenleri hatırladım böylece. Bu eylem korkuyu bastırıyordu. Ses, sessizliği örterken, korkudan ikiye yarılmak üzere olan kişiye de kol kanat geriyordu.

  • Açıklama
    • Zifiri karanlıkta güç bela gördüğüm kadarıyla bir adam vardı. Bu saatte mezarlıkta ne işi olabilirdi? Biraz dikkatlice bakınca eliyle beni yanına çağırır gibi bir işaret çaktı. Gözlerime inanamıyordum. Beyazlar içinde kolları yanlara açık bir adam duruyordu. Enseme doğru vuran bir sıcaklık hissettim. Soğuk soğuk terliyordum. Önce bağırmak, sesimi birilerine duyurmak istedim ancak bağıramadım. Kendimi zorlayıp mümkün olduğu kadar hızlı yürümeye çalışırken bir taraftan da bildiğim bütün duaları okuyordum. Mezarlık duvarının ortalarına yaklaştığım zaman korkarak bir daha baktım, ısrarla beni çağırıyordu. Tekrar tekrar baktım. Hep aynı... Heyecan ve korkudan boğazım kurumuştu. Bu saatlerde sadece köpek seslerinin duyulabileceği bu yerde kulağımı tuhaf sesler tırmalıyordu. Yol kenarlarındaki gölgeler durmadan şekil değiştiriyor, binaların toprak damlarında gölgeler oynaşıyordu. Mezarlığı bir an önce geçmek istedikçe ayaklarım birbirine dolaşıyor, sanki karanlıkta bir duvara toslar gibi oluyordum. Belki çocukken dinlediğim hikâyeler bilinçaltından çıkıyor, ölümün soğuk ve ürpertici nefesini hissettiriyordu bana. Köpek sesi duyunca bu kadar sevindiğim olmamıştır. Köylük yerde, geceleyin korkudan arkalarına teneke bağlayıp gezenleri hatırladım böylece. Bu eylem korkuyu bastırıyordu. Ses, sessizliği örterken, korkudan ikiye yarılmak üzere olan kişiye de kol kanat geriyordu.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat