Klasik astrolojiye göre insan, gezegen konumlarının işaret ettiği bir kader kıskacında dünyaya gelmekte, bu kadere mahkum olmaktadır. Bu düşünce, modern insan için insanı zavallılaştıran bir inanç olarak algılanmaktadır. Çünkü sadece dünya hayatının başarı, mutluluk ve şöhretini arayan insan, bu konuda kısıtlandığını öğrenmeyi zavallılık olarak görmektedir. Klasik astroloji, yıldızlara tapınılan zamanların izlerini de taşır. Sözde, gök cisimlerinin metafizik bir etki alanları vardır. Bu etkilerin, uygun zamanlar gözetilerek yapılan büyülerle istenilen hedeflere yöneltileceğine inanılmaktadır. Böyle büyücülükle ve şeytana tapınmayla uğraşan paganist astrologlar, ellerine düşürdükleri hissi kusurlara sahip zavallıları sömürebilmektedirler. Dikkatle incelenirse görüleceği gibi, vahiyden kopmuş iki görüş arasında ciddi bir fark yoktur. Biri bilimsel, diğeri metafizik olsa da, her iki görüş de koskoca bir hurafeye dayanmakta ve insanı zavallılaştıran bir kaosa sebep olmaktadır. Kadere boyun eğmekle kaderi yenmeyi çalışmak arasında bocalayan insan, her iki durumda da kendisini düşmanca ve acımasız bir düzenin kurbanı olarak görmeye itilmektedir. Çünkü kaderin bir eğitim ve imtihan programı olduğuna inanılmamaktadır.
- Açıklama
Klasik astrolojiye göre insan, gezegen konumlarının işaret ettiği bir kader kıskacında dünyaya gelmekte, bu kadere mahkum olmaktadır. Bu düşünce, modern insan için insanı zavallılaştıran bir inanç olarak algılanmaktadır. Çünkü sadece dünya hayatının başarı, mutluluk ve şöhretini arayan insan, bu konuda kısıtlandığını öğrenmeyi zavallılık olarak görmektedir. Klasik astroloji, yıldızlara tapınılan zamanların izlerini de taşır. Sözde, gök cisimlerinin metafizik bir etki alanları vardır. Bu etkilerin, uygun zamanlar gözetilerek yapılan büyülerle istenilen hedeflere yöneltileceğine inanılmaktadır. Böyle büyücülükle ve şeytana tapınmayla uğraşan paganist astrologlar, ellerine düşürdükleri hissi kusurlara sahip zavallıları sömürebilmektedirler. Dikkatle incelenirse görüleceği gibi, vahiyden kopmuş iki görüş arasında ciddi bir fark yoktur. Biri bilimsel, diğeri metafizik olsa da, her iki görüş de koskoca bir hurafeye dayanmakta ve insanı zavallılaştıran bir kaosa sebep olmaktadır. Kadere boyun eğmekle kaderi yenmeyi çalışmak arasında bocalayan insan, her iki durumda da kendisini düşmanca ve acımasız bir düzenin kurbanı olarak görmeye itilmektedir. Çünkü kaderin bir eğitim ve imtihan programı olduğuna inanılmamaktadır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.