İsimsiz Kabirler Gibi – Modern Yalnızlıklar Umut Kozak
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786058268623
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
72
Baskı
1
Basım Tarihi
2018-11
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

İsimsiz Kabirler Gibi – Modern Yalnızlıklar

Yazar: Umut Kozak
Yayınevi : Kozak Kitap
6,95TL
Satışta değil
9786058268623
766139
İsimsiz Kabirler Gibi – Modern Yalnızlıklar
İsimsiz Kabirler Gibi – Modern Yalnızlıklar
6.95

Mest eden akşamüstü serinliğine teslim olmuş ve onuniçimi dolduran duruluğunda kaybolmuş bir haldeydim. Biten sigarasını yumuşakça bastırdı küllüğe. Kahve fincanda yarım duruyordu. Orkideye eğildi ve ölürcesine derin birkaç nefes kokladı ve zarafetle kalktı ayağa. Cafenin hemen önünden geçen tramvaya doğru yavaş adımlarla sakin sakin yürümeye başladı. Güzelliğine eklenmiş uzun boyunun seyrine dalmıştım ki, sandalyenin kenarına astığı çantasını unuttuğunu sandım. Hızlıca yerimden kalkıp ona ulaştırmak üzere aldım çantayı. O birkaç adım ötemdeydi. Tramvay yaklaşmaktaydı. "Bakar mısınız?" dememe kalmadan, hızla geçmekte olan tramvayın önüne usulca bıraktı kendini. Bu kadar yumuşak, bu kadar sitemsiz, raylarda uzayan aracın sesinden başka hiçbir ses duymuyormuşçasına. Çarpma anında küçük bir sesi dahi duyulmadı. Suya dalıyormuşçasına yalındı. Bu kadar profesyonel ölebilir mi İnsan? diye sordum kendi kendime. Yaşarken öyle anlar ölmekten beter olabiliyor ki İnsan, ve bu beter oluş, çığlıktan bir sessizliğe bırakıyor kendini.. Bunca ruh kaybı, bir profesyonel ölüme gebe kalıyor. Ben bu kadar güzel ölemem. Ne sigarayı küllüğe batırıp söndürüşüm onun kadar yumuşakça, ne bir şarkıya eşlik edişim bu kadar içten ne de yürüyüşüm bu kadar zarif ve kendinden emin.

Cafe de aynı şarkı tekrara dönmüş çalıyordu.

  • Açıklama
    • Mest eden akşamüstü serinliğine teslim olmuş ve onuniçimi dolduran duruluğunda kaybolmuş bir haldeydim. Biten sigarasını yumuşakça bastırdı küllüğe. Kahve fincanda yarım duruyordu. Orkideye eğildi ve ölürcesine derin birkaç nefes kokladı ve zarafetle kalktı ayağa. Cafenin hemen önünden geçen tramvaya doğru yavaş adımlarla sakin sakin yürümeye başladı. Güzelliğine eklenmiş uzun boyunun seyrine dalmıştım ki, sandalyenin kenarına astığı çantasını unuttuğunu sandım. Hızlıca yerimden kalkıp ona ulaştırmak üzere aldım çantayı. O birkaç adım ötemdeydi. Tramvay yaklaşmaktaydı. "Bakar mısınız?" dememe kalmadan, hızla geçmekte olan tramvayın önüne usulca bıraktı kendini. Bu kadar yumuşak, bu kadar sitemsiz, raylarda uzayan aracın sesinden başka hiçbir ses duymuyormuşçasına. Çarpma anında küçük bir sesi dahi duyulmadı. Suya dalıyormuşçasına yalındı. Bu kadar profesyonel ölebilir mi İnsan? diye sordum kendi kendime. Yaşarken öyle anlar ölmekten beter olabiliyor ki İnsan, ve bu beter oluş, çığlıktan bir sessizliğe bırakıyor kendini.. Bunca ruh kaybı, bir profesyonel ölüme gebe kalıyor. Ben bu kadar güzel ölemem. Ne sigarayı küllüğe batırıp söndürüşüm onun kadar yumuşakça, ne bir şarkıya eşlik edişim bu kadar içten ne de yürüyüşüm bu kadar zarif ve kendinden emin.

      Cafe de aynı şarkı tekrara dönmüş çalıyordu.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat