İstanbul Günlüğü10.11.1936 - 13.12.1938
Alman dışavurumculuğunun önemli temsilcilerinden, Berlin Siedlung programının 1924-33 yıllarındaki başmimarı Bruno Taut'un sürgün hayatı Nasyonal Sosyalistlerin iktidara gelmesiyle başlar. 1933'te Japonya'ya, 1936'daysa Türkiye'ye yerleşir. 24 Aralık 1938'deki ölümüne dek hayatını sürdüreceği İstanbul'da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Mimarlık Bölüm Başkanı olarak görev yaparken Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı'nda da İnşaat Dairesi Başkanlığı görevini yürütür. Taut Türkiye'de geçirdiği süre boyunca, ağırlıklı olarak profesyonel yaşamında gerçekleşen gelişmeleri kısa kısa notlar almak suretiyle günlüğüne kaydeder. Bürokrasinin ve akademik hayatın kimi zaman üzerinde “genel bir dekadans intibaı” bırakan haleti ruhiyesini, bu süreçte dirsek temasında bulunduğu Erken Cumhuriyet döneminin farklı meslek gruplarına mensup önemli aktörleriyle olan ilişkilerini, mimarlık kavrayışlarını teknik gerekliliklerin ötesine taşımayı amaç edindiği öğrencileriyle olan yoğun mesaisini ve gerek akademisyen gerekse tasarımcı kimliğiyle ortaya koyduğu mimarlık üretiminin düşünsel süreçlerini neredeyse şifrelenmiş anekdotlar halinde günlüğünün sayfalarına aktarır. “İstanbul Günlüğü 10.11.1936 - 13.12.1938” adıyla Almanya'da Akademie der Künste, Berlin arşivinde ve ayrıca Japonya'da bir müzede muhafaza edilen bu elyazması, yayımladığımız Türkçe edisyonu vesilesiyle ilk kez kitaplaştırılarak gün ışığına çıkarılmış oluyor.
- Açıklama
Alman dışavurumculuğunun önemli temsilcilerinden, Berlin Siedlung programının 1924-33 yıllarındaki başmimarı Bruno Taut'un sürgün hayatı Nasyonal Sosyalistlerin iktidara gelmesiyle başlar. 1933'te Japonya'ya, 1936'daysa Türkiye'ye yerleşir. 24 Aralık 1938'deki ölümüne dek hayatını sürdüreceği İstanbul'da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Mimarlık Bölüm Başkanı olarak görev yaparken Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı'nda da İnşaat Dairesi Başkanlığı görevini yürütür. Taut Türkiye'de geçirdiği süre boyunca, ağırlıklı olarak profesyonel yaşamında gerçekleşen gelişmeleri kısa kısa notlar almak suretiyle günlüğüne kaydeder. Bürokrasinin ve akademik hayatın kimi zaman üzerinde “genel bir dekadans intibaı” bırakan haleti ruhiyesini, bu süreçte dirsek temasında bulunduğu Erken Cumhuriyet döneminin farklı meslek gruplarına mensup önemli aktörleriyle olan ilişkilerini, mimarlık kavrayışlarını teknik gerekliliklerin ötesine taşımayı amaç edindiği öğrencileriyle olan yoğun mesaisini ve gerek akademisyen gerekse tasarımcı kimliğiyle ortaya koyduğu mimarlık üretiminin düşünsel süreçlerini neredeyse şifrelenmiş anekdotlar halinde günlüğünün sayfalarına aktarır. “İstanbul Günlüğü 10.11.1936 - 13.12.1938” adıyla Almanya'da Akademie der Künste, Berlin arşivinde ve ayrıca Japonya'da bir müzede muhafaza edilen bu elyazması, yayımladığımız Türkçe edisyonu vesilesiyle ilk kez kitaplaştırılarak gün ışığına çıkarılmış oluyor.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.