İstanbul'daki VenediklilerYeniçağ Başlarında Akdeniz'de Millet, Kimlik ve Bir Arada Varoluş
Osmanlı ve Venedik İmparatorluklarının ortak tarihi, genellikle "medeniyetler çatışması" görüşü çerçevesinde, bir rekabet ve düşmanlık hikâyesi olarak anlatılır. Erken modern dönemdeki Doğu Akdeniz'i yeni bir bakışla ele alan Eric R. Dursteler ise bu ortak tarihin bu kadar basit bir ikili karşıtlık olarak okunamayacağını gözler önüne seriyor. Altı ayrı arşivden derlediği belgeler ışığında, Osmanlı-Venedik ilişkilerinin Yeniçağ başlarından Yakınçağ başlarına uzanan tarihine yeni bir bakış getiriyor. Bu tarihi, "medeniyetler çatışması" çerçevesinden çıkartarak, "bir arada varoluş" başlığı altında sunuyor.
İstanbul'daki Venedikliler, iki kültür arasındaki geçişkenlikleri ve şartlara göre değişen esnek ilişkileri sadece devlet ilişkileri düzeyinde ele almakla kalmıyor. İstanbul'daki Venedik elçilerinden -yani balyoslardan- tacirlere, Venedikli sürgünlerden Osmanlı Devleti'nde üst düzeylere dek yükselen mühtedilere, çifte tebaalı Rumlardan kölelere uzanan insan manzaralarıyla, bu bir arada varoluş anlayışının toplumun her kesimine nasıl nüfuz ettiğini gözler önüne seriyor.
- Açıklama
Osmanlı ve Venedik İmparatorluklarının ortak tarihi, genellikle "medeniyetler çatışması" görüşü çerçevesinde, bir rekabet ve düşmanlık hikâyesi olarak anlatılır. Erken modern dönemdeki Doğu Akdeniz'i yeni bir bakışla ele alan Eric R. Dursteler ise bu ortak tarihin bu kadar basit bir ikili karşıtlık olarak okunamayacağını gözler önüne seriyor. Altı ayrı arşivden derlediği belgeler ışığında, Osmanlı-Venedik ilişkilerinin Yeniçağ başlarından Yakınçağ başlarına uzanan tarihine yeni bir bakış getiriyor. Bu tarihi, "medeniyetler çatışması" çerçevesinden çıkartarak, "bir arada varoluş" başlığı altında sunuyor.
İstanbul'daki Venedikliler, iki kültür arasındaki geçişkenlikleri ve şartlara göre değişen esnek ilişkileri sadece devlet ilişkileri düzeyinde ele almakla kalmıyor. İstanbul'daki Venedik elçilerinden -yani balyoslardan- tacirlere, Venedikli sürgünlerden Osmanlı Devleti'nde üst düzeylere dek yükselen mühtedilere, çifte tebaalı Rumlardan kölelere uzanan insan manzaralarıyla, bu bir arada varoluş anlayışının toplumun her kesimine nasıl nüfuz ettiğini gözler önüne seriyor.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.