İstanbul'un Sandık Odası
Selim İleri, İstanbul'u belleklerimizde her dem canlı tutanherkesin ve her fleyin kitabını yazdı. Artık mazide kalan, geridönüflü imkânsız güzellikleri önümüze koyuyor. Ve böyleliklebellekleri tazelerken yeniden öğretiyor.İleri'nin inceliklerle harmanlayıp bütünlediği İstanbul'un
Sandık Odası, İstanbul'u anılarla capcanlı kılarken yaflamıntelaşından görmeyi unuttuğumuz hazineleri de hatırlatıyor.Her fleyi gören, her devri yaşanmış acılı bir bellek gibi...Yazarların, şairlerin, ressamların izlerinde kalanı anlatırkenkendi İstanbulu'nun manolya kokulu bahçelerinde dolaşıyordoyasıya.
Sonunda kaygılara kapanıp kalmayı bir hayat biçiminedönüfltüren Tevfik Fikret'in ölümün lezzetini katre katre tattığıAfliyan'ı, Hüseyin Rahmi'nin son durağı Heybeliada'yı, HalideEdip'in mor salkımlı Ihlamuru'nu, Ahmet Haflim'in pek gamlıve tenha bulduğu Anadolu yakasını, Malik Aksel'inkuflevlerini, Necatigil'in apartmana çıkınca duyduğu utancı,İbrahim Çallı'nın bin bir renkteki çiçeklerini eserlerine taşıdığıbahçeleri, Ahmet Hamdi'nin somut gerçeklik ile fizikötesiarasında sonsuz bir gelgit olarak gördüğü İstanbulu'nu hatırlatıyor.
- Açıklama
Selim İleri, İstanbul'u belleklerimizde her dem canlı tutanherkesin ve her fleyin kitabını yazdı. Artık mazide kalan, geridönüflü imkânsız güzellikleri önümüze koyuyor. Ve böyleliklebellekleri tazelerken yeniden öğretiyor.İleri'nin inceliklerle harmanlayıp bütünlediği İstanbul'un
Sandık Odası, İstanbul'u anılarla capcanlı kılarken yaflamıntelaşından görmeyi unuttuğumuz hazineleri de hatırlatıyor.Her fleyi gören, her devri yaşanmış acılı bir bellek gibi...Yazarların, şairlerin, ressamların izlerinde kalanı anlatırkenkendi İstanbulu'nun manolya kokulu bahçelerinde dolaşıyordoyasıya.Sonunda kaygılara kapanıp kalmayı bir hayat biçiminedönüfltüren Tevfik Fikret'in ölümün lezzetini katre katre tattığıAfliyan'ı, Hüseyin Rahmi'nin son durağı Heybeliada'yı, HalideEdip'in mor salkımlı Ihlamuru'nu, Ahmet Haflim'in pek gamlıve tenha bulduğu Anadolu yakasını, Malik Aksel'inkuflevlerini, Necatigil'in apartmana çıkınca duyduğu utancı,İbrahim Çallı'nın bin bir renkteki çiçeklerini eserlerine taşıdığıbahçeleri, Ahmet Hamdi'nin somut gerçeklik ile fizikötesiarasında sonsuz bir gelgit olarak gördüğü İstanbulu'nu hatırlatıyor.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.