%30
İstiklal Harbi %25 indirimli Cevdet Kerim İncedayı
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789750812064
Boyut
17.50x21.00
Sayfa Sayısı
282
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2007-03
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
1. Hamur
Dili
Türkçe

İstiklal Harbi (Garp Cephesi)(Garp Cephesi)

20,37TL
14,26TL
%30
Satışta değil
9789750812064
427298
İstiklal Harbi (Garp Cephesi)
İstiklal Harbi (Garp Cephesi) (Garp Cephesi)
14.26
"Hayatımı yokladığım zaman birini diğerine üstü tutamayacağım hadiseler az değildir. Ama hiç zihin yormadan ve emek sarfetmeden en müstesnası ve azametlisi şudur: Atatürk, Türk milletinin kurtuluşunun ancak büyük bir askeri zaferle mümkün olduğunu, uzun ve mücadele dolu tecrübelerden sonra kani olmuş bulunuyordu. İstiklal mücadelesi yılları çok uzadıkça esanen milletimizin şeref ve kahramanlık kaynaklarına dayanarak giriştiği savaşlarda zaman yıpratabilirdi. Bir an geldi ki bütün milli kudretleri yığıp bu zaferi istihsal elzem oldu. İşte bu takat 25 Ağustos akşamı Afyon hattında son haddine vardırılmış ve 26 Ağustos sabahı milletimizin talihi denecek ve mukadderatı tayin edilecekti. O zaman Başkomutanlık karargahında harekat dairesinde Garp Cephesi işleri ile meşgul bir kurmay subaydım. Başkomutan karargahı 25-26 Ağustos gecesini Kocatepe'den uzanan dereler içinde geçirdi. Gün doğmadan çadırlardan ayrıldık. Önde Atatürk, her adımda dikleşen bir tepeye doğru (savaşı idare yeri olan Kocatepe) ince bir patikadan ve her atın başı önündeki atın kuyruğunu ısırırcasına sıklamış bir kafile halinde ilerliyorduk. Biraz sonra İstiklal Mücadelesi gibi yeryüzünün müstesna eseri olan o hadiseyi yaratabilen Türk milletinin son takati bütün bir düşmanlığın karşısında harekete geçecekti. Bunda zafer ve bugünkü mesut istikbal göründüğü kadar büyük bir felaket tevehhüm edilebiliyordu. Hiç kimse bir diğeri ile konuşmuyordu. Ama imanlar kuvvetli... Doğacak sabahın hayırlı bir sabah olacağına iman tamdı. İşte ateş başlayıncaya kadar geçen bu 1-2 saatlik yolculukta yaşadığım heyecana ölünceye kadar hiçbir heyecan ulaşamayacak sanırım. O bahtiyar bulunanların hangisine sorarsanız hepsi aynı şeyi söyler."
  • Açıklama
    • "Hayatımı yokladığım zaman birini diğerine üstü tutamayacağım hadiseler az değildir. Ama hiç zihin yormadan ve emek sarfetmeden en müstesnası ve azametlisi şudur: Atatürk, Türk milletinin kurtuluşunun ancak büyük bir askeri zaferle mümkün olduğunu, uzun ve mücadele dolu tecrübelerden sonra kani olmuş bulunuyordu. İstiklal mücadelesi yılları çok uzadıkça esanen milletimizin şeref ve kahramanlık kaynaklarına dayanarak giriştiği savaşlarda zaman yıpratabilirdi. Bir an geldi ki bütün milli kudretleri yığıp bu zaferi istihsal elzem oldu. İşte bu takat 25 Ağustos akşamı Afyon hattında son haddine vardırılmış ve 26 Ağustos sabahı milletimizin talihi denecek ve mukadderatı tayin edilecekti. O zaman Başkomutanlık karargahında harekat dairesinde Garp Cephesi işleri ile meşgul bir kurmay subaydım. Başkomutan karargahı 25-26 Ağustos gecesini Kocatepe'den uzanan dereler içinde geçirdi. Gün doğmadan çadırlardan ayrıldık. Önde Atatürk, her adımda dikleşen bir tepeye doğru (savaşı idare yeri olan Kocatepe) ince bir patikadan ve her atın başı önündeki atın kuyruğunu ısırırcasına sıklamış bir kafile halinde ilerliyorduk. Biraz sonra İstiklal Mücadelesi gibi yeryüzünün müstesna eseri olan o hadiseyi yaratabilen Türk milletinin son takati bütün bir düşmanlığın karşısında harekete geçecekti. Bunda zafer ve bugünkü mesut istikbal göründüğü kadar büyük bir felaket tevehhüm edilebiliyordu. Hiç kimse bir diğeri ile konuşmuyordu. Ama imanlar kuvvetli... Doğacak sabahın hayırlı bir sabah olacağına iman tamdı. İşte ateş başlayıncaya kadar geçen bu 1-2 saatlik yolculukta yaşadığım heyecana ölünceye kadar hiçbir heyecan ulaşamayacak sanırım. O bahtiyar bulunanların hangisine sorarsanız hepsi aynı şeyi söyler."
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat