Jack Brenin'in Maceraları - Altın KozalakJack Brenin'in Maceraları 1
Nora, Camelin'le konuşmadan önce elindeki sihirli değneği mutfak masasının üzerine sabırsız bir biçimde vurdu.
“Haklı olduğumdan eminim. Jack Brenin Biricik'tir.”
“O olamaz, o kadar küçük ve çelimsiz ki; Biricik, güçlü ve cesur olmalı.”
Nora, konuşmadan önce biraz düşündü.
“O bir Brenin.”
“Brenin'den daha iyi birisi olmak zorunda.”
“Kehanet çok açık. Jack Brenin tam doğru gecede, doğru yerde ve doğru zamanda doğdu. Doğduğundan beri ağaçlar onu izliyor. O, Biricik olduğu için ağaçlar da tatmin olmuş gibi görünüyor.”
“Ağaçlar yanılabilir,” diye mırıldandı Camelin, sessizliğe kulak kabartarak. Bir kelimenin bir ağaçtan bir başkasına ne kadar hızlı ulaştığını biliyordu. Eğer yaşlı Ağaç Perisi Arrana, onu duymuş olsaydı büyük tehlike altında olabilirdi. Arrana, Glasruhen ormanının derinliklerindeki çok yaşlı bir meşe ağacında yaşıyordu ve her zaman her şeyden haberi olurdu.
“Onun bize yardım edeceğinden eminim. Eğer yardımcı olmazsa herkes kaybedecek. O bizim son umudumuz ve bu fırsatı kaçırmamalıyız.”
Nora, mutfağın içini adımlamaya başladı. Sihirli değneğinin ucu cızırdamaya başlamıştı; ucundan kırmızı kıvılcımlar çıkıyordu.
“Yardıma ihtiyacımız var. Elan'a yazacağım; burada ona ihtiyacımız var.”
Nora haklı olduğunu biliyordu. Zaman daralıyordu. Arrana yavaş yavaş ölüyordu; o, yeryüzünde kalan tek ağaç perisiydi. O olmazsa ormanların ağaç ruhları korumasız kalacak ve geride yalnızca kurumuş, içi boş ağaçlar kalacaktı. Öte dünyanın kapısını açmak ve yeni bir ağaç perisi kozalağı getirmek için onlara bir yol bulacak birisini bulamazlarsa her şey sona erecekti. Bu, aynı zamanda Dünya'nın da sonu olacaktı. Her geçen yıl Arrana daha da zayıflıyordu. Onları bekleyen zorlukların üzerinden gelmek için çok özel birisine ihtiyaç vardı.
Camelin somurtmaya devam ediyordu. Jack Brenin onu pek etkilememişti.
“O, yaşlı bir meşe ağacının ruhuna bakabilecek türden bir çocuk değil.”
“Sınavı geçerse, başarılı olacak.”
Uzun bir sessizlik oldu. Sonunda Nora elini cebine soktu ve güzel bir altın kozalak çıkardı. Sonra dikkatli bir biçimde masanın üzerine koydu.
“Çocuğun görmesi için onu önüne bırak; emin olmanın tek yolu bu.”
“Bahse girerim, ona tekme atacak. Dün konserve kutularına ve taşlara tekme attığını görmüştüm. Ondan nasıl bir yardım beklenebilir? Yapmak zorunda olduğumuz yolculuk çok tehlikeli. Jack Brenin'in hoşlanacağından çok daha tehlikeli olabilir...”
“Kozalağı önüne bırak. Eğer onu görür ve eline alırsa, onun Biricik olduğundan emin olabiliriz.”
- Açıklama
Nora, Camelin'le konuşmadan önce elindeki sihirli değneği mutfak masasının üzerine sabırsız bir biçimde vurdu.
“Haklı olduğumdan eminim. Jack Brenin Biricik'tir.”
“O olamaz, o kadar küçük ve çelimsiz ki; Biricik, güçlü ve cesur olmalı.”
Nora, konuşmadan önce biraz düşündü.
“O bir Brenin.”
“Brenin'den daha iyi birisi olmak zorunda.”
“Kehanet çok açık. Jack Brenin tam doğru gecede, doğru yerde ve doğru zamanda doğdu. Doğduğundan beri ağaçlar onu izliyor. O, Biricik olduğu için ağaçlar da tatmin olmuş gibi görünüyor.”
“Ağaçlar yanılabilir,” diye mırıldandı Camelin, sessizliğe kulak kabartarak. Bir kelimenin bir ağaçtan bir başkasına ne kadar hızlı ulaştığını biliyordu. Eğer yaşlı Ağaç Perisi Arrana, onu duymuş olsaydı büyük tehlike altında olabilirdi. Arrana, Glasruhen ormanının derinliklerindeki çok yaşlı bir meşe ağacında yaşıyordu ve her zaman her şeyden haberi olurdu.
“Onun bize yardım edeceğinden eminim. Eğer yardımcı olmazsa herkes kaybedecek. O bizim son umudumuz ve bu fırsatı kaçırmamalıyız.”
Nora, mutfağın içini adımlamaya başladı. Sihirli değneğinin ucu cızırdamaya başlamıştı; ucundan kırmızı kıvılcımlar çıkıyordu.
“Yardıma ihtiyacımız var. Elan'a yazacağım; burada ona ihtiyacımız var.”
Nora haklı olduğunu biliyordu. Zaman daralıyordu. Arrana yavaş yavaş ölüyordu; o, yeryüzünde kalan tek ağaç perisiydi. O olmazsa ormanların ağaç ruhları korumasız kalacak ve geride yalnızca kurumuş, içi boş ağaçlar kalacaktı. Öte dünyanın kapısını açmak ve yeni bir ağaç perisi kozalağı getirmek için onlara bir yol bulacak birisini bulamazlarsa her şey sona erecekti. Bu, aynı zamanda Dünya'nın da sonu olacaktı. Her geçen yıl Arrana daha da zayıflıyordu. Onları bekleyen zorlukların üzerinden gelmek için çok özel birisine ihtiyaç vardı.
Camelin somurtmaya devam ediyordu. Jack Brenin onu pek etkilememişti.
“O, yaşlı bir meşe ağacının ruhuna bakabilecek türden bir çocuk değil.”
“Sınavı geçerse, başarılı olacak.”
Uzun bir sessizlik oldu. Sonunda Nora elini cebine soktu ve güzel bir altın kozalak çıkardı. Sonra dikkatli bir biçimde masanın üzerine koydu.
“Çocuğun görmesi için onu önüne bırak; emin olmanın tek yolu bu.”
“Bahse girerim, ona tekme atacak. Dün konserve kutularına ve taşlara tekme attığını görmüştüm. Ondan nasıl bir yardım beklenebilir? Yapmak zorunda olduğumuz yolculuk çok tehlikeli. Jack Brenin'in hoşlanacağından çok daha tehlikeli olabilir...”
“Kozalağı önüne bırak. Eğer onu görür ve eline alırsa, onun Biricik olduğundan emin olabiliriz.”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.