%40
Kadınlar Otobüsü Şenay Eser
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786052494424
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
304
Basım Yeri
Eskişehir
Baskı
1
Basım Tarihi
2019-05
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Kadınlar Otobüsü

Yazar: Şenay Eser
Yayınevi : Dorlion Yayınevi
47,00TL
28,20TL
%40
Satışta değil
9786052494424
785397
Kadınlar Otobüsü
Kadınlar Otobüsü
28.20

Gülsün yorganını öyle çekiştirmişti ki, Kadir kımıldayıp homurdanınca kendine geldi. Sıkıca tutunduğu şey tahta değil yorgandı ama elleri acımış, bütün vücudu soğuk suda beklemiş gibi üşümüştü. Yarı uykulu yarı uyanık, hayal ile rüya arasında bir yerlerdeydi.

Fulya'nın popüler bilim dergilerinde okuduğu bir araştırmayı hatırladı. Suyun içinde deri hücreleri yaklaşık yirmi dakikada açılıyor ve parmaklar buruşuyordu. Buruşmuş parmakların maddeyi tutması da kolaylaşıyordu. Su; parmaklarını yirmi dakikada, sudan sebeplerle yaşadığı şiddet de beynini yirmi yılda uyuşturmuştu işte.

Kuruyan boğazından nefes geçmiyor, ciğerlerine su kaçmış gibi öksürmek istiyordu. Kalktı, koca bir bardak suyu göğsüne döke döke içti. Salona geçti. Kafası yemek kitabının arasında sakladığı şu kanun metnine takılmıştı. Açıp baktı uykulu gözlerle; bir şey aradı. Tahtaya tutunma fikri nereden gelmişti aklına, hatırlamaya çalıştı. Yirmibeşinci madde, meşru savunma diye bir şeyler söylüyordu sanki kendisine.

Rüyası yarım kalmıştı, kâbus demek daha doğru idi. Mahkemeyi zihninde yaratıp filmi tamamladı.

“Hâkim Bey,” dedi. “Ben zaten yirmi yıl işkence çektim diye karşınızdayım. Siz bana, ilave bir yirmi yıllık ceza veriyorsunuz. Çektiğime saymanız gerekmez mi? İnsan, suçunun cezasını biri peşin biri vadeli olarak iki kez çeker mi? Bu Allah'tan reva mı, adalet bu mu?”

  • Açıklama
    • Gülsün yorganını öyle çekiştirmişti ki, Kadir kımıldayıp homurdanınca kendine geldi. Sıkıca tutunduğu şey tahta değil yorgandı ama elleri acımış, bütün vücudu soğuk suda beklemiş gibi üşümüştü. Yarı uykulu yarı uyanık, hayal ile rüya arasında bir yerlerdeydi.

      Fulya'nın popüler bilim dergilerinde okuduğu bir araştırmayı hatırladı. Suyun içinde deri hücreleri yaklaşık yirmi dakikada açılıyor ve parmaklar buruşuyordu. Buruşmuş parmakların maddeyi tutması da kolaylaşıyordu. Su; parmaklarını yirmi dakikada, sudan sebeplerle yaşadığı şiddet de beynini yirmi yılda uyuşturmuştu işte.

      Kuruyan boğazından nefes geçmiyor, ciğerlerine su kaçmış gibi öksürmek istiyordu. Kalktı, koca bir bardak suyu göğsüne döke döke içti. Salona geçti. Kafası yemek kitabının arasında sakladığı şu kanun metnine takılmıştı. Açıp baktı uykulu gözlerle; bir şey aradı. Tahtaya tutunma fikri nereden gelmişti aklına, hatırlamaya çalıştı. Yirmibeşinci madde, meşru savunma diye bir şeyler söylüyordu sanki kendisine.

      Rüyası yarım kalmıştı, kâbus demek daha doğru idi. Mahkemeyi zihninde yaratıp filmi tamamladı.

      “Hâkim Bey,” dedi. “Ben zaten yirmi yıl işkence çektim diye karşınızdayım. Siz bana, ilave bir yirmi yıllık ceza veriyorsunuz. Çektiğime saymanız gerekmez mi? İnsan, suçunun cezasını biri peşin biri vadeli olarak iki kez çeker mi? Bu Allah'tan reva mı, adalet bu mu?”

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat