Kaf Dağının Çocukları (Ciltli)
Umran Sölez Tan Otuz iki yıllık Ceza Yargıçlığının, 1990 ile 2001 yılları arasındaki on bir yılında, İstanbul 1. ve 2. Çocuk Mahkemeleri, Kadıköy, Sirkeci ve Gülhane Adliyelerinde, İstanbul Çocuk Mahkemeleri Yargıcı olarak görev yaptı.Çocukların temel hak ve özgürlükleri, daha yalın ve daha çarpıcı anlatılamazdı.Masalımsı bir dille, sıkmadan ama özgürce ortaya konmuş.Onlardan bu hak ve özgürlüklerini sonuna kadar kullanmaları isteniyor.
Ama dayatarak değil sevgiyle…Masal boyunca pankartlar ellerinden hiç düşmüyor.Çünkü onlar çocuk ve hikayelerde masallarda geçiyor.Oysa masallar hayatın bir yansıması.Ve onlar hak ve özgürlüklerini sadece masallarda da yaşamak istemiyorlar.Kimileri o çocukların sadece masallarda kalmasını isteyebilir ama artık onlar aramızda…Evet, siz de o çocuklardan birisiniz; masallardan çıkın ve “Artıkben de varım!” diye haykırın.Sesiniz ne kadar gür çıkarsa o kadar varsınız…
-Abbas Güçlü
Büyük yazar Dostoyevski “Çocuklar hayatımızın en büyük saadetidir.” der. Çok doğru. Ama ben çocuklarım dünyaya geldikten sonra bu deyişi “Çocuklar hayatımızın en büyük saadeti olduğu kadar kaygısıdır da!” şeklinde değiştirdim. Keşke dünyamız, çocuklarımız için hep masallarda anlatıldığı gibi yaşanası, güzelliklerle ve mutluluklarla dopdolu bir dünya olsa!
Oysa tehlikeler, kötülükler, tuzaklar ve çirkinlikler -ne yazık ki adeta bir gölge gibi- onların hemen yanı başında… Hayatını yargı mesleğine adamış değerli hukuk insanı Umran Sölez Tan'ın, engin birikim ve deneyim imbiğinden süzerek kaleme aldığı üçlemeyi, çocuklarımıza yaşanası bir dünya armağan edebilme yolunda çok önemli bir çaba olarak görüyor ve içtenlikle kutluyorum.
-Uğur Dündar
- Açıklama
Umran Sölez Tan Otuz iki yıllık Ceza Yargıçlığının, 1990 ile 2001 yılları arasındaki on bir yılında, İstanbul 1. ve 2. Çocuk Mahkemeleri, Kadıköy, Sirkeci ve Gülhane Adliyelerinde, İstanbul Çocuk Mahkemeleri Yargıcı olarak görev yaptı.Çocukların temel hak ve özgürlükleri, daha yalın ve daha çarpıcı anlatılamazdı.Masalımsı bir dille, sıkmadan ama özgürce ortaya konmuş.Onlardan bu hak ve özgürlüklerini sonuna kadar kullanmaları isteniyor.
Ama dayatarak değil sevgiyle…Masal boyunca pankartlar ellerinden hiç düşmüyor.Çünkü onlar çocuk ve hikayelerde masallarda geçiyor.Oysa masallar hayatın bir yansıması.Ve onlar hak ve özgürlüklerini sadece masallarda da yaşamak istemiyorlar.Kimileri o çocukların sadece masallarda kalmasını isteyebilir ama artık onlar aramızda…Evet, siz de o çocuklardan birisiniz; masallardan çıkın ve “Artıkben de varım!” diye haykırın.Sesiniz ne kadar gür çıkarsa o kadar varsınız…
-Abbas Güçlü
Büyük yazar Dostoyevski “Çocuklar hayatımızın en büyük saadetidir.” der. Çok doğru. Ama ben çocuklarım dünyaya geldikten sonra bu deyişi “Çocuklar hayatımızın en büyük saadeti olduğu kadar kaygısıdır da!” şeklinde değiştirdim. Keşke dünyamız, çocuklarımız için hep masallarda anlatıldığı gibi yaşanası, güzelliklerle ve mutluluklarla dopdolu bir dünya olsa!
Oysa tehlikeler, kötülükler, tuzaklar ve çirkinlikler -ne yazık ki adeta bir gölge gibi- onların hemen yanı başında… Hayatını yargı mesleğine adamış değerli hukuk insanı Umran Sölez Tan'ın, engin birikim ve deneyim imbiğinden süzerek kaleme aldığı üçlemeyi, çocuklarımıza yaşanası bir dünya armağan edebilme yolunda çok önemli bir çaba olarak görüyor ve içtenlikle kutluyorum.
-Uğur Dündar
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.