Sancılı bir süreçtir yazmak. Çetrefilli bir yol, dik bir yokuş, tehlikeli bir iniş bazen. Kimi zaman tek bir satır bir geceye, kimi zaman bin geceye mal olur. Kimi zaman sağanak olur sözcükler, bardaktan boşanırcasına yağar. Bazen tek bir damla düşmez çorak sayfaların üstüne; kalemi tutan el sizindir, irade kendisinin.
Gün olur bir kahraman sürükler sizi peşinden; tatlı bir rüya, korkunç bir kâbus olur. Dikilir uykularınızın önüne, kâh hayal olur, kâh gerçek. Sarar bütün evrenini insanın. Bitmez sanırsın bu yol, bu yokuş çıkılmaz, inişin sonu yok. Bitti mi biter oysa. Bitti mi gider. Artık ötekiler gibisindir yazdıklarının karşısında. İşte bu kadar sana ait ve bu kadar senden uzak olduğu için zordur yazmak. Bu yüzden talibi de azdır.
Bu zorlu yolun matlubu sevgili Halil, yolculuğunda başarılar dilerim.
- Yrd. Doç. Dr. Demet Sancı Uzun
Senem, büyüyen bir sancıyla kendisini kasıp duruyor, vücudunda gezinen sancının nedenini bir türlü anlayamıyordu. Gözlerini açtığında, demirlerin el ele meydana getirdikleri huzur yatağını göremedi. Ranzada değildi. “Nerdeyim ben, nerde?” diyordu kendi kendine. Duvarlar farklı boyada, etraf farklı bir kokudaydı. Birkaç resim tablosunun ve ağır sis kokusunun altında ezilen bir ruh yatıyordu. Yataktan doğrulmak istedi ama yapamadı. Yanında sızmış kalmış bir bedenin varlığını hissettiğinde, Mehmet olduğunu düşünerek sevinçle beline sarıldı ve yanaklarından öptü. Hayır, bu koku Mehmet'in kokusu değildi! O böyle kokmazdı. Nasıl bir karanlıktı bu...
- Açıklama
Sancılı bir süreçtir yazmak. Çetrefilli bir yol, dik bir yokuş, tehlikeli bir iniş bazen. Kimi zaman tek bir satır bir geceye, kimi zaman bin geceye mal olur. Kimi zaman sağanak olur sözcükler, bardaktan boşanırcasına yağar. Bazen tek bir damla düşmez çorak sayfaların üstüne; kalemi tutan el sizindir, irade kendisinin.
Gün olur bir kahraman sürükler sizi peşinden; tatlı bir rüya, korkunç bir kâbus olur. Dikilir uykularınızın önüne, kâh hayal olur, kâh gerçek. Sarar bütün evrenini insanın. Bitmez sanırsın bu yol, bu yokuş çıkılmaz, inişin sonu yok. Bitti mi biter oysa. Bitti mi gider. Artık ötekiler gibisindir yazdıklarının karşısında. İşte bu kadar sana ait ve bu kadar senden uzak olduğu için zordur yazmak. Bu yüzden talibi de azdır.
Bu zorlu yolun matlubu sevgili Halil, yolculuğunda başarılar dilerim.
- Yrd. Doç. Dr. Demet Sancı Uzun
Senem, büyüyen bir sancıyla kendisini kasıp duruyor, vücudunda gezinen sancının nedenini bir türlü anlayamıyordu. Gözlerini açtığında, demirlerin el ele meydana getirdikleri huzur yatağını göremedi. Ranzada değildi. “Nerdeyim ben, nerde?” diyordu kendi kendine. Duvarlar farklı boyada, etraf farklı bir kokudaydı. Birkaç resim tablosunun ve ağır sis kokusunun altında ezilen bir ruh yatıyordu. Yataktan doğrulmak istedi ama yapamadı. Yanında sızmış kalmış bir bedenin varlığını hissettiğinde, Mehmet olduğunu düşünerek sevinçle beline sarıldı ve yanaklarından öptü. Hayır, bu koku Mehmet'in kokusu değildi! O böyle kokmazdı. Nasıl bir karanlıktı bu...
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.