%45
Anadolu Ozanı Karacaoğlan Rıza Süreyya
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786257412186
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
184
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
2
Basım Tarihi
2021-05
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Karacaoğlan

Yayınevi : Halk Kitabevi
48,00TL
26,40TL
%45
Satışta değil
9786257412186
762048
Karacaoğlan
Karacaoğlan
26.40

Çukurova, Toroslar… Nasıl da tasvir etmiştir Yaşar Kemal İnce Memed'inde…

“Toros dağlarının etekleri ta Akdenizden başlar. Kıyıları döven ak köpüklerden sonra doruklara doğru yavaş yavaş yükselir. Akdenizin üstünde daima, top top ak bulutlar salınır. Kıyılar dümdüz, cilalanmış gibi düz killi topraklardır. Killi toprak et gibidir. Bu kıyılar saatlarca içe kadar deniz kokar, tuz kokar. Tuz keskindir. Düz, killi, sürülmüş topraklardan sonra Çukurovanın bükleri başlar. Örülmüşçesine sık çalılar, kamışlar, böğürtlenler, yaban asmaları, sazlarla kaplı, koyu yeşil, ucu bucağı belirsiz alanlardır bunlar. Karanlık bir ormandan daha yabani, daha karanlık!.”

İşte bu diyarlar ozanıdır anlatımıza konu olan; Adana, Gaziantep, Maraş dolaylarının topraklarına da ayak basmış bir ozandır Karacaoğlan… Bu topraklarda ömrünün bir kısmını geçirmiş. Göçebe bir hayat sürmesine rağmen bu hayatın izlerini şiirlerine yansıtmamıştır ama sevda olmuş, doğa olmuş, gurbet acısı, sıla hasreti; ayrılık ve ölüm olmuş. Bu temaları derinden hissetmiş, yaşamış, solumuştur. Onda güzel de somuttur, deyişleri de özgündür.

Bir mezhep, bir tarikat adamı değildir. Yaşadığı devrin sıkıntıları onu hiç mi hiç ilgilendirmemiştir. Şiirlerine yansıması yoktur.

Duru Türkçesi, hece ölçüsüyle de ayrıca ününe ün katmıştır. Beş yüzden fazla şiiriyle bugünlere ulaştırılmıştır.

Hayatı Yaşar Kemal'in Üç Anadolu Efsanesi'nde hikâyeleştirilmiştir. Şiirlerinde bir gönülden duyuş, lirik bir söyleyiş vardır. Elinde sazı, dilinde sözü, yeryüzü güzelliklerini, sevdayı köy köy dolaşarak dile getiren bir ozan olmuştur.

  • Açıklama
    • Çukurova, Toroslar… Nasıl da tasvir etmiştir Yaşar Kemal İnce Memed'inde…

      “Toros dağlarının etekleri ta Akdenizden başlar. Kıyıları döven ak köpüklerden sonra doruklara doğru yavaş yavaş yükselir. Akdenizin üstünde daima, top top ak bulutlar salınır. Kıyılar dümdüz, cilalanmış gibi düz killi topraklardır. Killi toprak et gibidir. Bu kıyılar saatlarca içe kadar deniz kokar, tuz kokar. Tuz keskindir. Düz, killi, sürülmüş topraklardan sonra Çukurovanın bükleri başlar. Örülmüşçesine sık çalılar, kamışlar, böğürtlenler, yaban asmaları, sazlarla kaplı, koyu yeşil, ucu bucağı belirsiz alanlardır bunlar. Karanlık bir ormandan daha yabani, daha karanlık!.”

      İşte bu diyarlar ozanıdır anlatımıza konu olan; Adana, Gaziantep, Maraş dolaylarının topraklarına da ayak basmış bir ozandır Karacaoğlan… Bu topraklarda ömrünün bir kısmını geçirmiş. Göçebe bir hayat sürmesine rağmen bu hayatın izlerini şiirlerine yansıtmamıştır ama sevda olmuş, doğa olmuş, gurbet acısı, sıla hasreti; ayrılık ve ölüm olmuş. Bu temaları derinden hissetmiş, yaşamış, solumuştur. Onda güzel de somuttur, deyişleri de özgündür.

      Bir mezhep, bir tarikat adamı değildir. Yaşadığı devrin sıkıntıları onu hiç mi hiç ilgilendirmemiştir. Şiirlerine yansıması yoktur.

      Duru Türkçesi, hece ölçüsüyle de ayrıca ününe ün katmıştır. Beş yüzden fazla şiiriyle bugünlere ulaştırılmıştır.

      Hayatı Yaşar Kemal'in Üç Anadolu Efsanesi'nde hikâyeleştirilmiştir. Şiirlerinde bir gönülden duyuş, lirik bir söyleyiş vardır. Elinde sazı, dilinde sözü, yeryüzü güzelliklerini, sevdayı köy köy dolaşarak dile getiren bir ozan olmuştur.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat