Kars (Ciltli)Beyaz Uykusuz Uzakta
Cemal Süreya'nın "beyaz uykusuz uzakta" diye nitelediği Kars, tarihöncesi dönemden başlayarak çeşitli kültürlere kavşak noktası oldu. Doğu Anadolu'nun sert kışlarıyla ünlü bu sınır şehri Hurrileri, Urartuları, Persleri, Helenleri, Bagratlıları, Selçukluları, Moğolları ve daha nicelerini gördü ve yüzyıllar boyunca defalarca yakılıp yıkılıp yeniden kuruldu. 16. yüzyılda Osmanlı yönetimine giren Kars 19. yüzyıl boyunca Çarlık Rusyası'nın tehdinini üzerinde duydu ve 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'yla başlayan üçüncü Rus İşgali, ancak Millî Mücadele yıllarında sona erdi. O dönemlerde hem garnizon şehri hem de ticari koloni olarak kullanılan Kars'ın şekillenmesi ve bölgenin kültürel kaderi göç hareketiyle belirlendi. Ruslar, işgal döneminde eski Kars şehrini bırakarak Karş Çayı'nın kuzeyinde yeni bir şehir kurdular. Izgara plan üzerine kurulan ve Baltık mimarisinin tipik izlerini taşıyan Kars, Türkiye'nin ilk planlı şehri oldu. Mimari çehresi ve doğal güzellikleriyle, tepeden Arpaçay'a bakıldığında dünyanın bittiği noktaya gelindiği duygusu yaratan Ani'yle kültür turizmi açısından çok önemli bir odak sayılan Kars, bugün gerek yerel yönetimin sürdürdüğü gerek yurtiçi ve yurtdışından kimi vakıf ve kurumlarından desteğiyle yürütülen, şehrin tarihsel-kültürel yüzünün canlandırılması yönündeki çabalarla olumlu gelişmeler içinde... Kars "Beyaz Uykusuz Uzakta" kitabında Antonio Sagona, Hamza Gündoğdu, Oktay Belli, Metin Turan, Orhan Pamuk, Kenan Mortangibi bilim adamı, araltırmacı, yazar olarak her biri kendi alanında değerli yirmi ismin imzası var. Prehistorik Dönem'inden halk kültürüne, Ortaçağ'ından mimari yapılarına, şehirdengeçen seyyahlardan ekonomik yapısına kadar Kars'ın binlerce yıla yayılan tarihsel-kültürel-ekonomik yüzüne toplu bir bakış sunan, Kars "Beyaz Uykusuz Uzakta"'ya Akgün Akova hem fotoğraflarıyla, hem de gezi notlarıyla katkıda bulundu.
- Açıklama
Cemal Süreya'nın "beyaz uykusuz uzakta" diye nitelediği Kars, tarihöncesi dönemden başlayarak çeşitli kültürlere kavşak noktası oldu. Doğu Anadolu'nun sert kışlarıyla ünlü bu sınır şehri Hurrileri, Urartuları, Persleri, Helenleri, Bagratlıları, Selçukluları, Moğolları ve daha nicelerini gördü ve yüzyıllar boyunca defalarca yakılıp yıkılıp yeniden kuruldu. 16. yüzyılda Osmanlı yönetimine giren Kars 19. yüzyıl boyunca Çarlık Rusyası'nın tehdinini üzerinde duydu ve 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'yla başlayan üçüncü Rus İşgali, ancak Millî Mücadele yıllarında sona erdi. O dönemlerde hem garnizon şehri hem de ticari koloni olarak kullanılan Kars'ın şekillenmesi ve bölgenin kültürel kaderi göç hareketiyle belirlendi. Ruslar, işgal döneminde eski Kars şehrini bırakarak Karş Çayı'nın kuzeyinde yeni bir şehir kurdular. Izgara plan üzerine kurulan ve Baltık mimarisinin tipik izlerini taşıyan Kars, Türkiye'nin ilk planlı şehri oldu. Mimari çehresi ve doğal güzellikleriyle, tepeden Arpaçay'a bakıldığında dünyanın bittiği noktaya gelindiği duygusu yaratan Ani'yle kültür turizmi açısından çok önemli bir odak sayılan Kars, bugün gerek yerel yönetimin sürdürdüğü gerek yurtiçi ve yurtdışından kimi vakıf ve kurumlarından desteğiyle yürütülen, şehrin tarihsel-kültürel yüzünün canlandırılması yönündeki çabalarla olumlu gelişmeler içinde... Kars "Beyaz Uykusuz Uzakta" kitabında Antonio Sagona, Hamza Gündoğdu, Oktay Belli, Metin Turan, Orhan Pamuk, Kenan Mortangibi bilim adamı, araltırmacı, yazar olarak her biri kendi alanında değerli yirmi ismin imzası var. Prehistorik Dönem'inden halk kültürüne, Ortaçağ'ından mimari yapılarına, şehirdengeçen seyyahlardan ekonomik yapısına kadar Kars'ın binlerce yıla yayılan tarihsel-kültürel-ekonomik yüzüne toplu bir bakış sunan, Kars "Beyaz Uykusuz Uzakta"'ya Akgün Akova hem fotoğraflarıyla, hem de gezi notlarıyla katkıda bulundu.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.