Kıbrıs Çingeneleri
Çingeneler, miladi 5.yy'dan itibaren göçebe olarak yaşamaya başlayan bir topluluktur. Avrupa'da görülmeye başladıkları 14.yy'dan itibaren de her türlü baskı, zulüm ve toplu katliamlara bile maruz kalmışlardır.
Çingeneler, Anadolu'da 9.yy'dan itibaren görülmeye başlamıştır. Anadolu'nun 1071'de Türkler tarafından fethinden sonra da huzur içerisinde seyahat etme ve rahatça yaşama hakkına kavuşmuştur. Osmanlı'nın iskan siyaseti gereğince onlar büyük ölçüde yerleşik hayata geçirilmeye çalışılmış ve Çingenelerin mahir oldukları sanatlardan bilhassa demircilik sanatından istifade edilmiştir.
Çingeneler, Asya, Avrupa, Afrika ve Avustralya gibi dünyanın pek çok yerinde dağınık olarak yaşayan göçebe bir topluluktur.
Çingeneler Avrupa'da görülmeye başladıkları 14.yy'dan itibaren renk ve yaşayan farklılıklarının yanı sıra Türk veya Türklerin ajanı oldukları düşüncesiyle dışlanmışlar, sürgün edilmişler ve hatta 15. ve 20.yy'lar, sırf bu sebepten dolayı toplu katliamlara uğramışlardır.
Ayrıca 1923 tarihinde yapılan Lozan Barış Antlaşması gereğince, Türk ve Rum nüfus mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol 30 Ocak 1923 günü imzalamıştır. Daha sonra 24 Temmuz 1924'de Sırp-Hırvat ve Sloven devletleri ve Lozan Antlaşmasının pek çok hükmüne imza atmıştır. Resmi istatistiklere göre bu nüfus mübadelesi gereğince sadece Yunanistan'dan 1924 yılı içerisinde Türkiye'ye 456.720 göçmen, bu göçmenlerin arasında Türk oldukları gerekçesiyle çok sayıda Çingene de Türkiye'ye gönderilmiştir. Çingenelerin kökeni konusunda ilginç tahminler vardır.
19.yy'ın sonlarına kadar Çingeneler, Mısırlı oldukları zannıyla çeşitli batı dilinde ‘'Kıpti'' anlamına gelen ‘'Gypsie'', ‘'Egyptian'' ve ‘'Gitano'' gibi isimlerle anılmışlardır. Ancak sonrasında Hindistan kökenli olduklarına inanılmıştır.
Prof. Dr. Habib DERZİNEVESİ
- Açıklama
Çingeneler, miladi 5.yy'dan itibaren göçebe olarak yaşamaya başlayan bir topluluktur. Avrupa'da görülmeye başladıkları 14.yy'dan itibaren de her türlü baskı, zulüm ve toplu katliamlara bile maruz kalmışlardır.
Çingeneler, Anadolu'da 9.yy'dan itibaren görülmeye başlamıştır. Anadolu'nun 1071'de Türkler tarafından fethinden sonra da huzur içerisinde seyahat etme ve rahatça yaşama hakkına kavuşmuştur. Osmanlı'nın iskan siyaseti gereğince onlar büyük ölçüde yerleşik hayata geçirilmeye çalışılmış ve Çingenelerin mahir oldukları sanatlardan bilhassa demircilik sanatından istifade edilmiştir.
Çingeneler, Asya, Avrupa, Afrika ve Avustralya gibi dünyanın pek çok yerinde dağınık olarak yaşayan göçebe bir topluluktur.
Çingeneler Avrupa'da görülmeye başladıkları 14.yy'dan itibaren renk ve yaşayan farklılıklarının yanı sıra Türk veya Türklerin ajanı oldukları düşüncesiyle dışlanmışlar, sürgün edilmişler ve hatta 15. ve 20.yy'lar, sırf bu sebepten dolayı toplu katliamlara uğramışlardır.
Ayrıca 1923 tarihinde yapılan Lozan Barış Antlaşması gereğince, Türk ve Rum nüfus mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol 30 Ocak 1923 günü imzalamıştır. Daha sonra 24 Temmuz 1924'de Sırp-Hırvat ve Sloven devletleri ve Lozan Antlaşmasının pek çok hükmüne imza atmıştır. Resmi istatistiklere göre bu nüfus mübadelesi gereğince sadece Yunanistan'dan 1924 yılı içerisinde Türkiye'ye 456.720 göçmen, bu göçmenlerin arasında Türk oldukları gerekçesiyle çok sayıda Çingene de Türkiye'ye gönderilmiştir. Çingenelerin kökeni konusunda ilginç tahminler vardır.
19.yy'ın sonlarına kadar Çingeneler, Mısırlı oldukları zannıyla çeşitli batı dilinde ‘'Kıpti'' anlamına gelen ‘'Gypsie'', ‘'Egyptian'' ve ‘'Gitano'' gibi isimlerle anılmışlardır. Ancak sonrasında Hindistan kökenli olduklarına inanılmıştır.Prof. Dr. Habib DERZİNEVESİ
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.