Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789755391274
Boyut
13.00x19.50
Sayfa Sayısı
314
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2011
Çeviren
Emrehan Zeybekoğlu
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Kimlik MekanlarıKüresel Medya, Elektronik Ortamlar ve Kültürel Sınırlar
Yazar:
David Morley
Yayınevi : Ayrıntı Yayınları
60,00TL
42,00TL
%30
Satışta değil
9789755391274
663186
https://www.kitapburada.com/kitap/kimlik-mekanlari
Kimlik Mekanları Küresel Medya, Elektronik Ortamlar ve Kültürel Sınırlar
42.00
Yaşadığımız kaosun ilk belirtileri, 70'li yıllarda, nicelleşme ve metalaşmanın karakterize ettiği modern kültürün derinliklerinden beslenerek Batı Avrupa'daki politik sistemlerde "meşruluk krizi"ne dönüşmüştü. Tarihin tuhaf bir ironisiyle, tam Batı Avrupa entelektüel dünyası bu krizle baş etmenin yollarını ararken, Doğu Bloku içi geçmiş temsili demokrasinin ve meta dünyasının vaatleri peşinde koşan kitleler tarafından berhava edilince, önceleri pek kulak asmadığımız ne kadar sorun varsa hepsi birbirinin peşi sıra sökün etti: Ulusal ve budunsal kimlikler, ulus-ötesi şirketlerin damgasını taşıyan küresel kapitalizm, bölgesel hegemonya mücadeleleri, mikro milliyetçilikler, ırkçılık ve bunların hem iktisadi hem de simgesel tepişme uzamlarının en başında gelen yeni iletişim teknolojileri.D. Morley ve K. Robins, tarihin bir değil birçok, kolektif ve bireysel kimliklerin dikişsiz değil çelişkili ve kırılgan olduğunun görülmeye başlandığı, ulus-devlet şemsiyesinin komünizm tarafından değil bizzat kapitalizm tarafından delinliği günümüz dünyasında öne çıkan bu sorunları enine boyuna inceliyor. Avrupa kültüründe temel bir sorun olduğunu, kendi olumluluğunu Avrupalı olmayanın olumsuzluğuna dayandırarak kendi kendisiyle özdeşleşmesinin narsist bir kimliğe dönüştüğünü ve artık kendini yeniden inşa etmek için geri çekilmeye başladığını söyleyerek şöylesi soruların peşine düşüyor: Demir Perde'nin eşanlı olarak böldüğü ve birleştirdiği Avrupa'nın coğrafi sınırları böyle net sınırların olmadığı bir ortamda nerede başlayıp nerede bitecektir? Bir yandan kitle iletişim araçları yoluyla Avrupalılık bilinci yeşertilmeye çalışılırken öbür yandan sınır tanımayan iletişim biçimlerinden aldığı destekle Avrupa'yı hiçleyen Amerikanlaşma tehlikesi nasıl bertaraf edilecektir? Beyaz adamın sihri olan teknolojiyi eline geçirerek Batı'ya karşı yarma harekâtına girişen dünün modern öncesi ve ilkel Doğu'sunda yer alan sarı adamlar yerleşik uluslararası iktidar hiyerarşisinde nereye oturtulacaktır? Avrupa'nın belki 1492'den itibaren netleştirdiği ve o tarihten bu yana dünyanın her yanına ihraç ettiği kozmopolit evrenselcilik ile dar görüşlü ve taşralı bölgecilik arasındaki halat çekme oyununda artan gerilimlerin üzerine boşaltılacağı yeni şeytan adayları (İslam, Doğu, Japonya, Amerika) bu oyunu boşa çıkarmak için hangi imkânlara sahiptir ve hangi ihtimallere oynayabilirler? Yaklaşık 200 yıldır Batı'ya her adım atılışında Batı'nın biraz daha uzağına düşüldüğünün acıyla fark edildiği, içerideki Ötekilerden başını alıp da dışarıya hâlâ bakamayan "aydın"ların yaşadığı günümüz Türkiye'sinde bu ve benzeri soruların daha bir yakıcı hale geldiğini düşünüyoruz. Bir ülkenin "büyük rüya"lar görmeyi çok sevmesine rağmen sonunda, kendi "iç düşman"larıyla ve sınır komşularıyla baş başa kalmasının nedenlerini biraz da kültür ve simge dünyasının sunduğu teorik ve politik kerterizden incelemek gerektiğini düşünüyorsanız, bu kitapta aradığınızdan daha fazlasını bulacağınıza emin olabilirsiniz.
- Açıklama
- Yaşadığımız kaosun ilk belirtileri, 70'li yıllarda, nicelleşme ve metalaşmanın karakterize ettiği modern kültürün derinliklerinden beslenerek Batı Avrupa'daki politik sistemlerde "meşruluk krizi"ne dönüşmüştü. Tarihin tuhaf bir ironisiyle, tam Batı Avrupa entelektüel dünyası bu krizle baş etmenin yollarını ararken, Doğu Bloku içi geçmiş temsili demokrasinin ve meta dünyasının vaatleri peşinde koşan kitleler tarafından berhava edilince, önceleri pek kulak asmadığımız ne kadar sorun varsa hepsi birbirinin peşi sıra sökün etti: Ulusal ve budunsal kimlikler, ulus-ötesi şirketlerin damgasını taşıyan küresel kapitalizm, bölgesel hegemonya mücadeleleri, mikro milliyetçilikler, ırkçılık ve bunların hem iktisadi hem de simgesel tepişme uzamlarının en başında gelen yeni iletişim teknolojileri.D. Morley ve K. Robins, tarihin bir değil birçok, kolektif ve bireysel kimliklerin dikişsiz değil çelişkili ve kırılgan olduğunun görülmeye başlandığı, ulus-devlet şemsiyesinin komünizm tarafından değil bizzat kapitalizm tarafından delinliği günümüz dünyasında öne çıkan bu sorunları enine boyuna inceliyor. Avrupa kültüründe temel bir sorun olduğunu, kendi olumluluğunu Avrupalı olmayanın olumsuzluğuna dayandırarak kendi kendisiyle özdeşleşmesinin narsist bir kimliğe dönüştüğünü ve artık kendini yeniden inşa etmek için geri çekilmeye başladığını söyleyerek şöylesi soruların peşine düşüyor: Demir Perde'nin eşanlı olarak böldüğü ve birleştirdiği Avrupa'nın coğrafi sınırları böyle net sınırların olmadığı bir ortamda nerede başlayıp nerede bitecektir? Bir yandan kitle iletişim araçları yoluyla Avrupalılık bilinci yeşertilmeye çalışılırken öbür yandan sınır tanımayan iletişim biçimlerinden aldığı destekle Avrupa'yı hiçleyen Amerikanlaşma tehlikesi nasıl bertaraf edilecektir? Beyaz adamın sihri olan teknolojiyi eline geçirerek Batı'ya karşı yarma harekâtına girişen dünün modern öncesi ve ilkel Doğu'sunda yer alan sarı adamlar yerleşik uluslararası iktidar hiyerarşisinde nereye oturtulacaktır? Avrupa'nın belki 1492'den itibaren netleştirdiği ve o tarihten bu yana dünyanın her yanına ihraç ettiği kozmopolit evrenselcilik ile dar görüşlü ve taşralı bölgecilik arasındaki halat çekme oyununda artan gerilimlerin üzerine boşaltılacağı yeni şeytan adayları (İslam, Doğu, Japonya, Amerika) bu oyunu boşa çıkarmak için hangi imkânlara sahiptir ve hangi ihtimallere oynayabilirler? Yaklaşık 200 yıldır Batı'ya her adım atılışında Batı'nın biraz daha uzağına düşüldüğünün acıyla fark edildiği, içerideki Ötekilerden başını alıp da dışarıya hâlâ bakamayan "aydın"ların yaşadığı günümüz Türkiye'sinde bu ve benzeri soruların daha bir yakıcı hale geldiğini düşünüyoruz. Bir ülkenin "büyük rüya"lar görmeyi çok sevmesine rağmen sonunda, kendi "iç düşman"larıyla ve sınır komşularıyla baş başa kalmasının nedenlerini biraz da kültür ve simge dünyasının sunduğu teorik ve politik kerterizden incelemek gerektiğini düşünüyorsanız, bu kitapta aradığınızdan daha fazlasını bulacağınıza emin olabilirsiniz.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.