Kırgız Tarihi 1-2
Her ne kadar Belek Soltonoyoğlu “Kalite bakımından Kırgız tarihinin iyi eseri olmasa da” dese de Kırgız Tarihi kitabı, Kırgızların ilk milli tarih kitaplarından birisidir. Ceditçi-Turancı bir geleneğe sahip olan Belek Soltonoyoğlu'nun hayatı hakkında çok fazla bir bilgi yok. Üzerinde çalışılması araştırılması gereken bir şahsiyet olduğu ortada. Kırgızları bir Türk uruğu olarak görmesi, Kırgız Kazak savaşlarını hüzünlü bir şekilde anlatması, ve en önemlisi, kendisinin de katıldığı 1916 isyanı ile ilgili yaşadığı canlı olayları kitaba aktarmış olması, Belek Soltonoyğlu'nun tarihi kişiliğinin mutlaka daha detaylı incelenmesi gerekliliğini gösteriyor.
1917-1938 arasında yazılmış tarih kitapları genellikle Gaspıralı İsmail bey'in “okuluna” mensup olan Ceditçi aydınların yazdığı kitaplardır. Bunların ortak özelliği ise çok güçlü bir Türk ve Turan vurgusuna sahip olmalarıdır. Tatar Tarihçi Gaziz Gubaydullin, Hadi Atlasi, Hasan Ata Abeşi'de Özbek Türkolog Abdurrauf Fıtrat'ta, Kırımlı Bekir Çobanzade'de, Kurbanali Halid'in Tevarih-i Hamsesinde bu durum çok açıkça görülmektedir. 1938'den sonra yazılan Sovyetleştirilmiş tarihten çok daha sağlam temellere ve bilimsel gerçeklere dayanır.
- Açıklama
Her ne kadar Belek Soltonoyoğlu “Kalite bakımından Kırgız tarihinin iyi eseri olmasa da” dese de Kırgız Tarihi kitabı, Kırgızların ilk milli tarih kitaplarından birisidir. Ceditçi-Turancı bir geleneğe sahip olan Belek Soltonoyoğlu'nun hayatı hakkında çok fazla bir bilgi yok. Üzerinde çalışılması araştırılması gereken bir şahsiyet olduğu ortada. Kırgızları bir Türk uruğu olarak görmesi, Kırgız Kazak savaşlarını hüzünlü bir şekilde anlatması, ve en önemlisi, kendisinin de katıldığı 1916 isyanı ile ilgili yaşadığı canlı olayları kitaba aktarmış olması, Belek Soltonoyğlu'nun tarihi kişiliğinin mutlaka daha detaylı incelenmesi gerekliliğini gösteriyor.
1917-1938 arasında yazılmış tarih kitapları genellikle Gaspıralı İsmail bey'in “okuluna” mensup olan Ceditçi aydınların yazdığı kitaplardır. Bunların ortak özelliği ise çok güçlü bir Türk ve Turan vurgusuna sahip olmalarıdır. Tatar Tarihçi Gaziz Gubaydullin, Hadi Atlasi, Hasan Ata Abeşi'de Özbek Türkolog Abdurrauf Fıtrat'ta, Kırımlı Bekir Çobanzade'de, Kurbanali Halid'in Tevarih-i Hamsesinde bu durum çok açıkça görülmektedir. 1938'den sonra yazılan Sovyetleştirilmiş tarihten çok daha sağlam temellere ve bilimsel gerçeklere dayanır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.