Kırmızı CumaDink'in Kalemini Kim Kırdı ?
Kırmızı Cuma hâlâ kanıyor…
Nobel Ödüllü yazar Gabriel García Márquez Kırmızı Pazartesi'de işleneceğini herkesin bildiği bir cinayetin öyküsünü anlatır.
Hrant Dink'in öldürülmesi de işleneceği bilinen, hatta göz yumulan ve üstü örtülmeye çalışılan bir cinayettir. Ama öykü değil gerçektir. Dink'in öldürüleceğini Trabzon polisi biliyordu, İstanbul polisi biliyordu, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı ve Jandarma da biliyordu. Aslında Hrant Dink de yaklaşan tehlikenin farkındaydı. Ve 19 Ocak 2007 Cuma günü saat 14.57'de katil onu ensesinden vurdu. Şişli kaldırımını kırmızıya boyayan kan bizim “Kırmızı Cumamızı” yarattı.
Cinayet dosyası aydınlatılmak yerine sahte delillerle karartılıyor.
Devletin başında olanlar, onun hayatını, ölümünden sonra hakkını koruyacağına, ifade ve düşünce özgürlüğüne sıkılan kurşunun hesabını soracağına, cinayette sorumluluğu olanların arkasında duruyor.
Ve bu kitap aslında devletin tüm kurumlarının Dink cinayetindeki rolünü sorguluyor.
Yazar Nedim Şener, Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları kitabından sonra Kırmızı Cuma-Dink'in Kalemini Kim Kırdı kitabıyla yeni belge ve tanıklarla üstü örtülmeye çalışılan cinayetin aydınlanmasına bir katkıyı amaçlıyor.
“Kırmızı Cuma” hala kanıyor…Şişli'de Agos'un önünden geçerken bakın Hrant Dink'in cansız bedeni hâlâ o kaldırımda yatıyor.
Yazar Hakkında
Nedim Şener, profesyonel gazeteciliğe 1992 yılında Dünya gazetesinde başladı. 1994 yılında, Milliyet gazetesine geçti. Milliyet gazetesi muhabiri olarak 17 yıl görev yapan Şener, gazeteciliğe Mayıs 2011'den beri Posta gazetesinde devam ediyor. Bugüne kadar yolsuzluk, vergi kaçakçılığı, organize suç örgütleri, terör finansmanı, istihbarat,cemaatler hakkında pek çok kitabı yayınlandı. Gazetecilik örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarından ödüller aldı.3 Mart 2011'de gözaltına alındı. 7 Mart 2011-12 Mart 2012 tarihleri arasında Odatv davası kapsamında Silivri Cezaevi'nde tutuklu kaldı. Cezaevinde PEN Türkiye Merkezi tarafından üyelik daveti aldı ve PEN Yazarlar Birliği üyesi oldu. Cezaevinden tahliye edildikten sonra Danimarka PEN Merkezi tarafından “Onur Üyesi” seçildi. Son olarak PEN Türkiye Merkezi bünyesindeki “Hapisteki Yazarlar Komitesi” üyesi oldu.
- Açıklama
Kırmızı Cuma hâlâ kanıyor…
Nobel Ödüllü yazar Gabriel García Márquez Kırmızı Pazartesi'de işleneceğini herkesin bildiği bir cinayetin öyküsünü anlatır.
Hrant Dink'in öldürülmesi de işleneceği bilinen, hatta göz yumulan ve üstü örtülmeye çalışılan bir cinayettir. Ama öykü değil gerçektir. Dink'in öldürüleceğini Trabzon polisi biliyordu, İstanbul polisi biliyordu, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı ve Jandarma da biliyordu. Aslında Hrant Dink de yaklaşan tehlikenin farkındaydı. Ve 19 Ocak 2007 Cuma günü saat 14.57'de katil onu ensesinden vurdu. Şişli kaldırımını kırmızıya boyayan kan bizim “Kırmızı Cumamızı” yarattı.
Cinayet dosyası aydınlatılmak yerine sahte delillerle karartılıyor.
Devletin başında olanlar, onun hayatını, ölümünden sonra hakkını koruyacağına, ifade ve düşünce özgürlüğüne sıkılan kurşunun hesabını soracağına, cinayette sorumluluğu olanların arkasında duruyor.
Ve bu kitap aslında devletin tüm kurumlarının Dink cinayetindeki rolünü sorguluyor.Yazar Nedim Şener, Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları kitabından sonra Kırmızı Cuma-Dink'in Kalemini Kim Kırdı kitabıyla yeni belge ve tanıklarla üstü örtülmeye çalışılan cinayetin aydınlanmasına bir katkıyı amaçlıyor.
“Kırmızı Cuma” hala kanıyor…Şişli'de Agos'un önünden geçerken bakın Hrant Dink'in cansız bedeni hâlâ o kaldırımda yatıyor.
Yazar Hakkında
Nedim Şener, profesyonel gazeteciliğe 1992 yılında Dünya gazetesinde başladı. 1994 yılında, Milliyet gazetesine geçti. Milliyet gazetesi muhabiri olarak 17 yıl görev yapan Şener, gazeteciliğe Mayıs 2011'den beri Posta gazetesinde devam ediyor. Bugüne kadar yolsuzluk, vergi kaçakçılığı, organize suç örgütleri, terör finansmanı, istihbarat,cemaatler hakkında pek çok kitabı yayınlandı. Gazetecilik örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarından ödüller aldı.3 Mart 2011'de gözaltına alındı. 7 Mart 2011-12 Mart 2012 tarihleri arasında Odatv davası kapsamında Silivri Cezaevi'nde tutuklu kaldı. Cezaevinde PEN Türkiye Merkezi tarafından üyelik daveti aldı ve PEN Yazarlar Birliği üyesi oldu. Cezaevinden tahliye edildikten sonra Danimarka PEN Merkezi tarafından “Onur Üyesi” seçildi. Son olarak PEN Türkiye Merkezi bünyesindeki “Hapisteki Yazarlar Komitesi” üyesi oldu.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.