Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789752550858
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
256
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2006-07
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Kıskaçtaki Bölge Kafkasya
Yazar:
Hakan Kantarcı
Yayınevi : IQ Kültür Sanat Yayıncılık
16,67TL
12,50TL
%25
Satışta değil
9789752550858
405480
https://www.kitapburada.com/kitap/kiskactaki-bolge-kafkasya
Kıskaçtaki Bölge Kafkasya
12.50
SSCB ile, 1921den itibaren ilişkilerini donduran Türkiye, Ulu Önder Atatürkün, 29 Ekim 1933de, Ankara Palas Otelde Cumhuriyetin 10uncu yıl kutlamalarında;
Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse bu günden kestiremez. Tıpkı Osman İmparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilir. Dünya yeni bir dengeye ulaşır. O zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir , özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız.
Hazır olmak, yalnız o günü susup, beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır; manevi köprülerini sağlam kurarak, dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür, tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli, bir çok olayların böldüğü tarihimizin içerisinde bütünleşmeliyiz. Onların bize yakınlaşmasını, bekleyemeyiz öngörüsünde bulunmuştur. Ancak, Türkiye bu isabetli öngörü ile, 58 yıl sonra, 1991'de, yüz yüze gelmiş ve ne yazık ki hazırlıksız bir biçimde yakalanmıştır.
Günümüzde, Ulu Önderin işaret ettiği hedefin ne kadar yakınında-uzağındayız? Kafkasya, ABD ve RF için, neden bu kadar önemlidir? ABD ve RFun bu bölgedeki, güç mücadeleleri hangi alanlardadır? Nihayet, bütün bu güç mücadelelerinin, Türkiyeye yansımaları ve etkileri nelerdir?
Bu kitapta; Ulu Önder Atatürkün, üzerine basarak işaret ettiği, günümüzde, Avrasya Balkanları olarak ifade edilen, Kafkasya coğrafyasında yaşanan gelişmelere, bir nebze de olsa, ışık tutmaya çalışılmıştır.
Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse bu günden kestiremez. Tıpkı Osman İmparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilir. Dünya yeni bir dengeye ulaşır. O zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir , özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız.
Hazır olmak, yalnız o günü susup, beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır; manevi köprülerini sağlam kurarak, dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür, tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli, bir çok olayların böldüğü tarihimizin içerisinde bütünleşmeliyiz. Onların bize yakınlaşmasını, bekleyemeyiz öngörüsünde bulunmuştur. Ancak, Türkiye bu isabetli öngörü ile, 58 yıl sonra, 1991'de, yüz yüze gelmiş ve ne yazık ki hazırlıksız bir biçimde yakalanmıştır.
Günümüzde, Ulu Önderin işaret ettiği hedefin ne kadar yakınında-uzağındayız? Kafkasya, ABD ve RF için, neden bu kadar önemlidir? ABD ve RFun bu bölgedeki, güç mücadeleleri hangi alanlardadır? Nihayet, bütün bu güç mücadelelerinin, Türkiyeye yansımaları ve etkileri nelerdir?
Bu kitapta; Ulu Önder Atatürkün, üzerine basarak işaret ettiği, günümüzde, Avrasya Balkanları olarak ifade edilen, Kafkasya coğrafyasında yaşanan gelişmelere, bir nebze de olsa, ışık tutmaya çalışılmıştır.
- Açıklama
- SSCB ile, 1921den itibaren ilişkilerini donduran Türkiye, Ulu Önder Atatürkün, 29 Ekim 1933de, Ankara Palas Otelde Cumhuriyetin 10uncu yıl kutlamalarında;
Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse bu günden kestiremez. Tıpkı Osman İmparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilir. Dünya yeni bir dengeye ulaşır. O zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir , özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız.
Hazır olmak, yalnız o günü susup, beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır; manevi köprülerini sağlam kurarak, dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür, tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli, bir çok olayların böldüğü tarihimizin içerisinde bütünleşmeliyiz. Onların bize yakınlaşmasını, bekleyemeyiz öngörüsünde bulunmuştur. Ancak, Türkiye bu isabetli öngörü ile, 58 yıl sonra, 1991'de, yüz yüze gelmiş ve ne yazık ki hazırlıksız bir biçimde yakalanmıştır.
Günümüzde, Ulu Önderin işaret ettiği hedefin ne kadar yakınında-uzağındayız? Kafkasya, ABD ve RF için, neden bu kadar önemlidir? ABD ve RFun bu bölgedeki, güç mücadeleleri hangi alanlardadır? Nihayet, bütün bu güç mücadelelerinin, Türkiyeye yansımaları ve etkileri nelerdir?
Bu kitapta; Ulu Önder Atatürkün, üzerine basarak işaret ettiği, günümüzde, Avrasya Balkanları olarak ifade edilen, Kafkasya coğrafyasında yaşanan gelişmelere, bir nebze de olsa, ışık tutmaya çalışılmıştır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.