Kızıl Mars
Nebula En İyi Roman Ödülü
BSFA En İyi Roman Ödülü
“Sarsıcı bir kitap… Mars'ın kolonileştirilmesine dair yazılmış gelmiş geçmiş en iyi roman.”
- Arthur C. Clarke
“Kızıl Mars 90'lı yılların Mülksüzler'i olabilir; tıpkı Le Guin'in romanında olduğu gibi, yeni yüzyılın öngörülemeyen ihtimalleri karşısında yeni politik fikirler uyandırabilir. Kızıl Mars, bilimkurguyla ana akım romanın bir araya gelip uyuştuğu, verdikleri hazdan bir şey kaybetmedikleri nadir örneklerden biri: Her iki şekilde de okunabilir.”
- Fredric Jameson
“Muhteşem bir kitap. Bilimsel arka plan ve teknolojik detaylar bütünüyle tatmin edici, karakterler âdeta canlı, hikâye müthiş finaline doğru ilerlerken dünya edebiyatının nadir eserlerinde olabilecek bir şekilde tarihe tanık olduğunuz hissine kapılıyorsunuz.”
- Poul Anderson
“Zamanımızın en iyi yazarlarından birinin elinden lirik, güzel, kusursuz bir gelecek hikâyesi.”
- David Brin
“Mars biz gelmeden önce boştu. Ama bu hiçbir şey olmamış demek değildi.”
Kim Stanley Robinson, günümüz bilimkurgusunun en büyük ustalarından biri. Özellikle uzay üzerine yazdığı romanlarla 90'lardan beri türün gelişimine katkıda bulunan yazarların en önde gelenlerinden. Dünyalaştırma ve kolonileşmeye bakış açımızı değiştiren Kızıl Mars ise hem bilimsel hem siyasi hem de sosyolojik açıdan şimdiye dek yazılmış en gerçekçi bilimkurgu romanlarının başında geliyor. İnsanlık artık Mars'ta; önce bir, sonra yüz ve giderek on binlerce insan… Şehirler kuruyor, tüneller kazıyor, sadece kraterlerden ve kayalıklardan ibaret görünen gezegeni kendi suretlerinde değiştiriyorlar. Ama cansız yüzeyini kazıdıkça Mars onları giderek daha fazla kendine bağlıyor, âşık ediyor.
En başından beri tüm kızıllığıyla bir hedef, amaç olarak beliren Mars eskiden bir güçtü, şimdiyse bir mekân: Amerika ve Rusya için yeni bir hegemonya alanı, Araplar için toplumsal baskıdan kaçış, İsviçreliler için bakir bir doğa ve üçüncü dünya için nüfuslarını aktaracakları bir koloni.
Yine de akıllarda kalan bir soru var: Yeni yuvaya eskisinin sorunları da mı götürülecek, yoksa bu gezegen kendi fırsatlarını ve sorunlarını dayatarak yeni bir topluma mı can verecek? Mars'a gelenler için Dünya yalnızca geride bırakılmış bir yuva olarak mı kalacak, yoksa Kızıl Gezegen'in kaderinde yeni bir Dünya olmak mı var?
- Açıklama
Nebula En İyi Roman Ödülü
BSFA En İyi Roman Ödülü“Sarsıcı bir kitap… Mars'ın kolonileştirilmesine dair yazılmış gelmiş geçmiş en iyi roman.”
- Arthur C. Clarke
“Kızıl Mars 90'lı yılların Mülksüzler'i olabilir; tıpkı Le Guin'in romanında olduğu gibi, yeni yüzyılın öngörülemeyen ihtimalleri karşısında yeni politik fikirler uyandırabilir. Kızıl Mars, bilimkurguyla ana akım romanın bir araya gelip uyuştuğu, verdikleri hazdan bir şey kaybetmedikleri nadir örneklerden biri: Her iki şekilde de okunabilir.”
- Fredric Jameson
“Muhteşem bir kitap. Bilimsel arka plan ve teknolojik detaylar bütünüyle tatmin edici, karakterler âdeta canlı, hikâye müthiş finaline doğru ilerlerken dünya edebiyatının nadir eserlerinde olabilecek bir şekilde tarihe tanık olduğunuz hissine kapılıyorsunuz.”
- Poul Anderson
“Zamanımızın en iyi yazarlarından birinin elinden lirik, güzel, kusursuz bir gelecek hikâyesi.”
- David Brin
“Mars biz gelmeden önce boştu. Ama bu hiçbir şey olmamış demek değildi.”
Kim Stanley Robinson, günümüz bilimkurgusunun en büyük ustalarından biri. Özellikle uzay üzerine yazdığı romanlarla 90'lardan beri türün gelişimine katkıda bulunan yazarların en önde gelenlerinden. Dünyalaştırma ve kolonileşmeye bakış açımızı değiştiren Kızıl Mars ise hem bilimsel hem siyasi hem de sosyolojik açıdan şimdiye dek yazılmış en gerçekçi bilimkurgu romanlarının başında geliyor. İnsanlık artık Mars'ta; önce bir, sonra yüz ve giderek on binlerce insan… Şehirler kuruyor, tüneller kazıyor, sadece kraterlerden ve kayalıklardan ibaret görünen gezegeni kendi suretlerinde değiştiriyorlar. Ama cansız yüzeyini kazıdıkça Mars onları giderek daha fazla kendine bağlıyor, âşık ediyor.
En başından beri tüm kızıllığıyla bir hedef, amaç olarak beliren Mars eskiden bir güçtü, şimdiyse bir mekân: Amerika ve Rusya için yeni bir hegemonya alanı, Araplar için toplumsal baskıdan kaçış, İsviçreliler için bakir bir doğa ve üçüncü dünya için nüfuslarını aktaracakları bir koloni.
Yine de akıllarda kalan bir soru var: Yeni yuvaya eskisinin sorunları da mı götürülecek, yoksa bu gezegen kendi fırsatlarını ve sorunlarını dayatarak yeni bir topluma mı can verecek? Mars'a gelenler için Dünya yalnızca geride bırakılmış bir yuva olarak mı kalacak, yoksa Kızıl Gezegen'in kaderinde yeni bir Dünya olmak mı var?
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.