Küçük Bir Kız Tanıyorum On İki Yaşında
Meraklı, heyecanlı, güler yüzlü Ayşe on iki yaşında
Edebiyatımızın önemli öykücülerinden Nezihe Meriç (1925-2009) yazdıklarında çocuklara ve kadınlara hep özel bir yer verdi.
Annesi babası çalışan ve evde tek başına kalarak büyüyen Ayşe'nin hikâyesi, iç dünyası, hayatla ilişkisi Nezihe Meriç'in arı duru anlatımıyla can buluyor. Ayşe mahalleyi, konu komşuyu, yakın çevresini merak eden bir çocukken, yaşı büyüdükçe daha büyük bir dünyanın içinde yer almaya ve hayatı anlamaya, sorgulamaya, “Ben de varım!” demeye başlıyor.
Yedi kitaptan oluşan dizisinin son kitabı Küçük Bir Kız Tanıyorum On İki Yaşında, yenilenmiş baskısıyla, Emine Bora'nın çizimleriyle okurlarla buluşuyor...
Tadımlık
“Ayşe'nin aklında kalanlardan en önemlisi, o büyük, koyu renkli ev ekmeğini, şişman yaşlı bir teyzenin göğsüne dayayıp bıçağı dışarıdan içeri doğru çekerek kalın büyük dilimler kesmesiydi.
O ekmekler mangalda kızarırken çörek gibi kokuyordu.
Evde olsa böyle büyük bir dilimin ancak dörtte birini yiyebilecek olan Ayşe, o gülüş çığrış arasında iki dilim ekmek yiyip beş bardak çay içti.
İçti de, ayırdına bile varmadı. Bu neşeli, kalabalık sofraya hayran olmuştu.”
- Açıklama
Meraklı, heyecanlı, güler yüzlü Ayşe on iki yaşında
Edebiyatımızın önemli öykücülerinden Nezihe Meriç (1925-2009) yazdıklarında çocuklara ve kadınlara hep özel bir yer verdi.
Annesi babası çalışan ve evde tek başına kalarak büyüyen Ayşe'nin hikâyesi, iç dünyası, hayatla ilişkisi Nezihe Meriç'in arı duru anlatımıyla can buluyor. Ayşe mahalleyi, konu komşuyu, yakın çevresini merak eden bir çocukken, yaşı büyüdükçe daha büyük bir dünyanın içinde yer almaya ve hayatı anlamaya, sorgulamaya, “Ben de varım!” demeye başlıyor.
Yedi kitaptan oluşan dizisinin son kitabı Küçük Bir Kız Tanıyorum On İki Yaşında, yenilenmiş baskısıyla, Emine Bora'nın çizimleriyle okurlarla buluşuyor...
Tadımlık
“Ayşe'nin aklında kalanlardan en önemlisi, o büyük, koyu renkli ev ekmeğini, şişman yaşlı bir teyzenin göğsüne dayayıp bıçağı dışarıdan içeri doğru çekerek kalın büyük dilimler kesmesiydi.
O ekmekler mangalda kızarırken çörek gibi kokuyordu.
Evde olsa böyle büyük bir dilimin ancak dörtte birini yiyebilecek olan Ayşe, o gülüş çığrış arasında iki dilim ekmek yiyip beş bardak çay içti.İçti de, ayırdına bile varmadı. Bu neşeli, kalabalık sofraya hayran olmuştu.”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.