Kum Saati Zafer Yıldırım
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786257946247
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
88
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-09
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Kum Saati

27,00TL
Satışta değil
9786257946247
889891
Kum Saati
Kum Saati
27.00

Tahayyülü kasvete sarınan bir yolculukta; yarım kalan aşkların, dilin ucunda soluklanan anıların, iki yabancının beraberce tutunduğu bir başına adsız bir duygunun öyküsü…

Kum Saati, Ege açıklarında başlayıp Akropolis'in yansımalarında kendini arayan “yabancılık” kavramını dostlukla sınayarak iki farklı milletten insanı güçlü bir duyguda birleştiren bir anlatı.

Her sayfada, öykünün içindeki üçüncü kişi olarak olayları dinlediğinizi hissettiren içsel bir yolculuğun ortasında, insanlığa ait duyguları, tüm ölçütleri geride bırakarak yalnızca dostluk kavramında harmanlayan güçlü bir kalemden bir denizcinin hikâyesi…

“Eleni susmuştu, yıldızlar susmuştu, Akropolis susmuştu. Sessizlik, ustura ağzı gibi keskin gelip aramıza durmuştu. Dokunsan, derin bir yara açacak ve oluk oluk kan akacak gibiydi. Ve beni kan tutuyordu. Konuyu değiştirsem bir türlü, değiştirmesem bir türlü, ne diyeceğimi bilememek ayrı bir sıkıntıydı. Yalpalıyordum ve bu yalpalardan kurtulmak zorundaydım. Kolumu kaldırdım, Eleni'nin arkasından dolaştırıp omzundan tutup yavaşça kendime doğru çektim. Sanki o da o anda başını koyacak bir omuz arıyormuşçasına itiraz etmeden başını omzuma koydu.”

  • Açıklama
    • Tahayyülü kasvete sarınan bir yolculukta; yarım kalan aşkların, dilin ucunda soluklanan anıların, iki yabancının beraberce tutunduğu bir başına adsız bir duygunun öyküsü…

      Kum Saati, Ege açıklarında başlayıp Akropolis'in yansımalarında kendini arayan “yabancılık” kavramını dostlukla sınayarak iki farklı milletten insanı güçlü bir duyguda birleştiren bir anlatı.

      Her sayfada, öykünün içindeki üçüncü kişi olarak olayları dinlediğinizi hissettiren içsel bir yolculuğun ortasında, insanlığa ait duyguları, tüm ölçütleri geride bırakarak yalnızca dostluk kavramında harmanlayan güçlü bir kalemden bir denizcinin hikâyesi…

      “Eleni susmuştu, yıldızlar susmuştu, Akropolis susmuştu. Sessizlik, ustura ağzı gibi keskin gelip aramıza durmuştu. Dokunsan, derin bir yara açacak ve oluk oluk kan akacak gibiydi. Ve beni kan tutuyordu. Konuyu değiştirsem bir türlü, değiştirmesem bir türlü, ne diyeceğimi bilememek ayrı bir sıkıntıydı. Yalpalıyordum ve bu yalpalardan kurtulmak zorundaydım. Kolumu kaldırdım, Eleni'nin arkasından dolaştırıp omzundan tutup yavaşça kendime doğru çektim. Sanki o da o anda başını koyacak bir omuz arıyormuşçasına itiraz etmeden başını omzuma koydu.”

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat