Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789756111956
Boyut
340-495
Basım Yeri
İstanbul
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2.Hamur
Dili
Türkçe
Kur'an-ı Kerim (Teheccüd Boy, Bordo, Yeşil)
Yazar:
Hüseyin Kutlu
Yayınevi : Define Yayınları
84,15TL
Satışta değil
9789756111956
467028
https://www.kitapburada.com/kitap/kuran-i-kerim-teheccud-boy-bordo-yesil
Kur'an-ı Kerim (Teheccüd Boy, Bordo, Yeşil)
84.15
En Güzel Kitap
Allah (c.c.) Kur'ân-ı Kerîm için "O'nu biz indirdik ve O'nu yine biz koruyacağız" buyurmaktadır. Rabbimizin bu fermanıyla ilâhî koruma altına alınan Kur'ân-ı Kerîm bir noktası bile değişmeden günümüze kadar gelmiş ve kıyamete kadar da aynı şekilde müttakîlerin yolunu aydınlatmaya devam edecektir. Kur'ân-ı Kerîm'in indirildiği günden itibaren O'nu yazma, okuma, anlama ve yaşama adına ömürler tüketilmiş, canlar feda edilmiştir. Allah kelamını ona yakışır şekilde yazma, okuyabilme hassasiyeti ve çabası ilim dünyasına kıraat ve tecvid ilimlerini kazandırmıştır. Hiçbir metnin yazılışı ve okunuşu üzerinde bu kadar hassasiyet gösterilmemiş ve hiçbir metin bu titizlikte sanatla dizilmemiş, okunmamıştır. Yine Kur'ân sayesinde; hüsn-i hat, tezhib, ebrû gibi İslâm sanatları sanat tarihimizi zenginleştirmiştir. Mekkede nâzil olup, Kahirede okunan Kurân-ı Kerîm, İstanbulda son bir kez şanına yakışır bir ustalıkla yazıldı ve son derece gelişmiş baskı teknikleriyle basıldı. İslâm Medeniyetinin en mümtaz sanatlarından olan ve erbabınca ruhânî bi r geometri olarak tarif edilen hüsn-i hat, bu mushafta 40 yıllık bir nesih sanatkârı olan Hattat Hüseyin Kutlunun maharetli eliyle şekillenmiş ve geleneksel sanat çizgileri modern tekniklerin sunduğu imkânlarla takdim edilmiştir.
El Emeği Göz Nuru
Hattın tabiî seyrine paralel olarak okunuşu son derece kolay olan bir yazı üslubuyla kaleme alınan bu nadide eser, nesih hattının en güzel örneklerinden birini teşkil etmektedir.
Tamamen tabiî bir şekilde yazılarak üzerinde hiçbir sunî genişletme ve daraltma yapılmadan harekelendirilmiş bu Kurân-ı Kerîm; hattının özgünlüğü yanında daha pek çok İslâmî sanat örneklerini ihtiva etmektedir. Tezhibi ve serlevhasıyla özel; 99 çeşit durak ve 14 çeşit sure başlığı ile de çok farklıdır. Bunun yanında özel âher kalitesindeki kağıdı; baskısındaki özel sarı ve yeşil yaldızı; hususi zerefşan yan kağıdı ve haliç işi yaldız baskısıyla, katı sanatının en nadide örneğinin kullanıldığı kutu içine yerleştirilmiş bir inci gibi duran Kurân; âşıklarına ışıl ışıl göz kırparak bir definenin varlığını haber veriyor. Bu nadide eser ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da tasdik edildi.
Hüseyin Kutlu Kur'ân'ı en güzel şekilde yazma gayretinin Hz. Peygamber döneminde başladığını söylüyor: "Efendimiz (s.a.s.) daha Kur'ân-ı Kerîm inerken vahiy kâtiplerine bunu yazdırıyor. Onlara tariflerde bulunuyor. "Mim'in gözünü kör etme, sin'i uzat" gibi. Yani yazının güzelleşmesi hususunda tavsiyeleri var. Hz. Ali Efendimiz ashab-ı kiram içerisinde en önemli vahiy katiplerinden ve yazısı en güzel olanı. Onun için hattatlar da Hz. Ali Efendimizi kendilerinin piri kabul eder." Hüseyin Kutlu, Mushaf-ı Şerif'in yazı sürecini ise şöyle anlatıyor: "Hasan Rıza Efendi, Kayışzade Osman Efendi ve Hamid Aytaç hocamızın Mushaf'larını karşıma açıyordum. Onların üçünü de tetkit ettikten sonra, acemi okurun zor kelimeleri daha açık ve net okuyabilmesi için nasıl yazabileceğimi düşünüp sayfanın tertibini yapıyor, ondan sonra yazıyordum. Sayfanın başını ve sonunu değiştirmemek kaydıyla; sayfa içerisinde kelimelerde icabında aşağıya yukarıya kaydırmalar yapmışımdır." Hüseyin Kutlu, Mushaf'ın basım aşamasıyla da yakından ilgilenmiş. Kur'ân-ı Kerîm'e yakışır bir kalitede bir yayın olması için gösterdiği ihtimamı şöyle açıklıyor: "İslâm âlemi üçüncü dünya ülkesi muamelesi görüyor. Vakıa bu. Ben istiyorum ki biz İslâm'ı temsil eden Müslümanlar olarak bu etiketi üzerimizden atalım. Sanatla uğraşan biri olarak ben hisseme düşeni böyle yapıyorum. Bir nevi, dünyaya şöyle sesleniyorum: Ey dünya, bugün bunu yazacak sanatkârlar var. Hâlâ bu gelenek devam ediyor. Müslümanlar bunu geleneksel sanatlarıyla son baskı tekniklerini harmanlayıp yayımlar, bunu da gör.
Allah (c.c.) Kur'ân-ı Kerîm için "O'nu biz indirdik ve O'nu yine biz koruyacağız" buyurmaktadır. Rabbimizin bu fermanıyla ilâhî koruma altına alınan Kur'ân-ı Kerîm bir noktası bile değişmeden günümüze kadar gelmiş ve kıyamete kadar da aynı şekilde müttakîlerin yolunu aydınlatmaya devam edecektir. Kur'ân-ı Kerîm'in indirildiği günden itibaren O'nu yazma, okuma, anlama ve yaşama adına ömürler tüketilmiş, canlar feda edilmiştir. Allah kelamını ona yakışır şekilde yazma, okuyabilme hassasiyeti ve çabası ilim dünyasına kıraat ve tecvid ilimlerini kazandırmıştır. Hiçbir metnin yazılışı ve okunuşu üzerinde bu kadar hassasiyet gösterilmemiş ve hiçbir metin bu titizlikte sanatla dizilmemiş, okunmamıştır. Yine Kur'ân sayesinde; hüsn-i hat, tezhib, ebrû gibi İslâm sanatları sanat tarihimizi zenginleştirmiştir. Mekkede nâzil olup, Kahirede okunan Kurân-ı Kerîm, İstanbulda son bir kez şanına yakışır bir ustalıkla yazıldı ve son derece gelişmiş baskı teknikleriyle basıldı. İslâm Medeniyetinin en mümtaz sanatlarından olan ve erbabınca ruhânî bi r geometri olarak tarif edilen hüsn-i hat, bu mushafta 40 yıllık bir nesih sanatkârı olan Hattat Hüseyin Kutlunun maharetli eliyle şekillenmiş ve geleneksel sanat çizgileri modern tekniklerin sunduğu imkânlarla takdim edilmiştir.
El Emeği Göz Nuru
Hattın tabiî seyrine paralel olarak okunuşu son derece kolay olan bir yazı üslubuyla kaleme alınan bu nadide eser, nesih hattının en güzel örneklerinden birini teşkil etmektedir.
Tamamen tabiî bir şekilde yazılarak üzerinde hiçbir sunî genişletme ve daraltma yapılmadan harekelendirilmiş bu Kurân-ı Kerîm; hattının özgünlüğü yanında daha pek çok İslâmî sanat örneklerini ihtiva etmektedir. Tezhibi ve serlevhasıyla özel; 99 çeşit durak ve 14 çeşit sure başlığı ile de çok farklıdır. Bunun yanında özel âher kalitesindeki kağıdı; baskısındaki özel sarı ve yeşil yaldızı; hususi zerefşan yan kağıdı ve haliç işi yaldız baskısıyla, katı sanatının en nadide örneğinin kullanıldığı kutu içine yerleştirilmiş bir inci gibi duran Kurân; âşıklarına ışıl ışıl göz kırparak bir definenin varlığını haber veriyor. Bu nadide eser ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da tasdik edildi.
Hüseyin Kutlu Kur'ân'ı en güzel şekilde yazma gayretinin Hz. Peygamber döneminde başladığını söylüyor: "Efendimiz (s.a.s.) daha Kur'ân-ı Kerîm inerken vahiy kâtiplerine bunu yazdırıyor. Onlara tariflerde bulunuyor. "Mim'in gözünü kör etme, sin'i uzat" gibi. Yani yazının güzelleşmesi hususunda tavsiyeleri var. Hz. Ali Efendimiz ashab-ı kiram içerisinde en önemli vahiy katiplerinden ve yazısı en güzel olanı. Onun için hattatlar da Hz. Ali Efendimizi kendilerinin piri kabul eder." Hüseyin Kutlu, Mushaf-ı Şerif'in yazı sürecini ise şöyle anlatıyor: "Hasan Rıza Efendi, Kayışzade Osman Efendi ve Hamid Aytaç hocamızın Mushaf'larını karşıma açıyordum. Onların üçünü de tetkit ettikten sonra, acemi okurun zor kelimeleri daha açık ve net okuyabilmesi için nasıl yazabileceğimi düşünüp sayfanın tertibini yapıyor, ondan sonra yazıyordum. Sayfanın başını ve sonunu değiştirmemek kaydıyla; sayfa içerisinde kelimelerde icabında aşağıya yukarıya kaydırmalar yapmışımdır." Hüseyin Kutlu, Mushaf'ın basım aşamasıyla da yakından ilgilenmiş. Kur'ân-ı Kerîm'e yakışır bir kalitede bir yayın olması için gösterdiği ihtimamı şöyle açıklıyor: "İslâm âlemi üçüncü dünya ülkesi muamelesi görüyor. Vakıa bu. Ben istiyorum ki biz İslâm'ı temsil eden Müslümanlar olarak bu etiketi üzerimizden atalım. Sanatla uğraşan biri olarak ben hisseme düşeni böyle yapıyorum. Bir nevi, dünyaya şöyle sesleniyorum: Ey dünya, bugün bunu yazacak sanatkârlar var. Hâlâ bu gelenek devam ediyor. Müslümanlar bunu geleneksel sanatlarıyla son baskı tekniklerini harmanlayıp yayımlar, bunu da gör.
- Açıklama
- En Güzel Kitap
Allah (c.c.) Kur'ân-ı Kerîm için "O'nu biz indirdik ve O'nu yine biz koruyacağız" buyurmaktadır. Rabbimizin bu fermanıyla ilâhî koruma altına alınan Kur'ân-ı Kerîm bir noktası bile değişmeden günümüze kadar gelmiş ve kıyamete kadar da aynı şekilde müttakîlerin yolunu aydınlatmaya devam edecektir. Kur'ân-ı Kerîm'in indirildiği günden itibaren O'nu yazma, okuma, anlama ve yaşama adına ömürler tüketilmiş, canlar feda edilmiştir. Allah kelamını ona yakışır şekilde yazma, okuyabilme hassasiyeti ve çabası ilim dünyasına kıraat ve tecvid ilimlerini kazandırmıştır. Hiçbir metnin yazılışı ve okunuşu üzerinde bu kadar hassasiyet gösterilmemiş ve hiçbir metin bu titizlikte sanatla dizilmemiş, okunmamıştır. Yine Kur'ân sayesinde; hüsn-i hat, tezhib, ebrû gibi İslâm sanatları sanat tarihimizi zenginleştirmiştir. Mekkede nâzil olup, Kahirede okunan Kurân-ı Kerîm, İstanbulda son bir kez şanına yakışır bir ustalıkla yazıldı ve son derece gelişmiş baskı teknikleriyle basıldı. İslâm Medeniyetinin en mümtaz sanatlarından olan ve erbabınca ruhânî bi r geometri olarak tarif edilen hüsn-i hat, bu mushafta 40 yıllık bir nesih sanatkârı olan Hattat Hüseyin Kutlunun maharetli eliyle şekillenmiş ve geleneksel sanat çizgileri modern tekniklerin sunduğu imkânlarla takdim edilmiştir.
El Emeği Göz Nuru
Hattın tabiî seyrine paralel olarak okunuşu son derece kolay olan bir yazı üslubuyla kaleme alınan bu nadide eser, nesih hattının en güzel örneklerinden birini teşkil etmektedir.
Tamamen tabiî bir şekilde yazılarak üzerinde hiçbir sunî genişletme ve daraltma yapılmadan harekelendirilmiş bu Kurân-ı Kerîm; hattının özgünlüğü yanında daha pek çok İslâmî sanat örneklerini ihtiva etmektedir. Tezhibi ve serlevhasıyla özel; 99 çeşit durak ve 14 çeşit sure başlığı ile de çok farklıdır. Bunun yanında özel âher kalitesindeki kağıdı; baskısındaki özel sarı ve yeşil yaldızı; hususi zerefşan yan kağıdı ve haliç işi yaldız baskısıyla, katı sanatının en nadide örneğinin kullanıldığı kutu içine yerleştirilmiş bir inci gibi duran Kurân; âşıklarına ışıl ışıl göz kırparak bir definenin varlığını haber veriyor. Bu nadide eser ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da tasdik edildi.
Hüseyin Kutlu Kur'ân'ı en güzel şekilde yazma gayretinin Hz. Peygamber döneminde başladığını söylüyor: "Efendimiz (s.a.s.) daha Kur'ân-ı Kerîm inerken vahiy kâtiplerine bunu yazdırıyor. Onlara tariflerde bulunuyor. "Mim'in gözünü kör etme, sin'i uzat" gibi. Yani yazının güzelleşmesi hususunda tavsiyeleri var. Hz. Ali Efendimiz ashab-ı kiram içerisinde en önemli vahiy katiplerinden ve yazısı en güzel olanı. Onun için hattatlar da Hz. Ali Efendimizi kendilerinin piri kabul eder." Hüseyin Kutlu, Mushaf-ı Şerif'in yazı sürecini ise şöyle anlatıyor: "Hasan Rıza Efendi, Kayışzade Osman Efendi ve Hamid Aytaç hocamızın Mushaf'larını karşıma açıyordum. Onların üçünü de tetkit ettikten sonra, acemi okurun zor kelimeleri daha açık ve net okuyabilmesi için nasıl yazabileceğimi düşünüp sayfanın tertibini yapıyor, ondan sonra yazıyordum. Sayfanın başını ve sonunu değiştirmemek kaydıyla; sayfa içerisinde kelimelerde icabında aşağıya yukarıya kaydırmalar yapmışımdır." Hüseyin Kutlu, Mushaf'ın basım aşamasıyla da yakından ilgilenmiş. Kur'ân-ı Kerîm'e yakışır bir kalitede bir yayın olması için gösterdiği ihtimamı şöyle açıklıyor: "İslâm âlemi üçüncü dünya ülkesi muamelesi görüyor. Vakıa bu. Ben istiyorum ki biz İslâm'ı temsil eden Müslümanlar olarak bu etiketi üzerimizden atalım. Sanatla uğraşan biri olarak ben hisseme düşeni böyle yapıyorum. Bir nevi, dünyaya şöyle sesleniyorum: Ey dünya, bugün bunu yazacak sanatkârlar var. Hâlâ bu gelenek devam ediyor. Müslümanlar bunu geleneksel sanatlarıyla son baskı tekniklerini harmanlayıp yayımlar, bunu da gör.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.