Teknik Bilgiler
Stok Kodu
3002578100119
Boyut
130-195
Sayfa Sayısı
190
Basım Yeri
İzmir
Baskı
1
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2.hamur
Dili
Türkçe
3002578100119
399691
https://www.kitapburada.com/kitap/kurana-yonelirken
Kur'an'a Yönelirken
7.56
Kur'an'a yönelirken (Tefsirlerden faydalanmak)
Bütün tefsirlerin yaşanılan çağa göre hazırlandığını dikkate almamız gerekir. Daha önce de belirttiğimiz gibi İlahi mesaj, evrensel olan bir mesajdır. Müfessirlere düşen görev, söz konusu İlahi mesajı kendi zamanına ve kendi toplumuna iletmesidir.
Rivayet tefsirlerine nakli tefsirler de denilmektedir. Çünkü bu tefsirlerin içeriği, genel olarak nakillere dayanmaktadır. Rivayet tefsirlerinde esas alınan husus; ayet-i kerimelerin diğer ayet-i kerimelerle, Resulullah (s.a.v.)'in ve sahabenin bu konulardaki sözleriyle açıklanmasıdır. Hatta bu tefsire sahabelerin sözleriyle birlikte, tabiilerin de ilave edileceği kanaatinde olanlar vardır. Rivayet tefsirlerinde böylesi zengin nakiller olmakla beraber, bu nakillere İsrailiyatın ve bazı uydurma haberlerin de girmiş olması, rivayet tefsirlerinin zayıf yönünü oluşturmaktadır.
Dirayet tefsirleri ise sadece rivayetlerle sınırlı kalmayıp, din, dil, edebiyat ve değişik ilimlere dayanılarak yapılan tefsirlerdir. Dirayet tefsirlerine aynı zamanda re'y tefsiri denilmesinin nedeni, bu tefsirlerde re'ye de yer verilmesidir. Re'y tefsirinin caiz olup/olmadığı meselesinde oldukça uzun tartışmalar yapılmıştır. Bununla beraber re'y tefsirleri mezmum ve memduh olmak üzere ikiye ayrılmış, memduh olan caiz görülürken, mezmum olanlar caiz görülmemiştir.
Tefsirler hakkında bu çok kısa bilgiyle birlikte, bütün tefsirlerin yaşanılan çağa göre hazırlandığını da dikkate almamız gerekir. Daha önce de belirttiğimiz gibi İlahi mesaj, evrensel olan bir mesajdır. Müfessirlere düşen görev, söz konusu İlahi mesajı kendi zamanına ve kendi toplumuna iletmesidir. Bu mesaj iletilirken hiç şüphesiz ki yaşanılan zamanın ve içinde bulunulan toplumun birçok durumu dikkate alınacaktır. Nitekim bütün müfessirlerin yaptığı da, evrensel olan İlahi mesajın özellikle yaşanılan zaman dilimine yansıyan boyutuna, o çağdaki insanların anlayışına göre açıklık getirmeleridir.
Bu gibi eserlerdeki bazı hükümlerin tefsirlerinden günümüzde de faydalanabilmemiz mümkün olmakla beraber, bütün hükümlerin tefsirine aynı yaklaşımda bulunamayız. Çünkü hiçbir tefsir, genel olarak evrensel değildir. Evrensel olan İlahi mesajın yorumu veya tefsiri değil, İlahi mesajın bizzat kendisidir.
İlahi mesaj kıyamete kadar bütün zamanları ve mekanları dikkate alırken, tefsirler genel olarak yaşanılan zamanı ve mekanı dikkate alırlar ve dikkate almak zorundadırlar..
Netice olarak tefsirlere bu bilinçle yaklaşmamız, yaşadığımız çağdaki insanları İlahi mesajın asırlar önceki tefsiriyle değil, bugünümüze ışık tutan apaçık içeriği ile karşı karşıya getirmemiz gerekir.
Çünkü altının çizilmesi gereken gerçek, ayetin tefsiri ayet, vahyin yorumu vahiy değildir.
Ayetin tefsirini ayet, vahyin yorumunu vahiy yerine koymak ve bu tefsirlerin tefsirini, yorumların yorumunu yaparak insanları bunlarla karşı karşıya getirmek, insanlara açıkça zulmetmek olacaktır.
Bütün tefsirler, bu tefsirlerdeki açıklamalarla sınırlı kalmamamız kaydıyle faydalanabileceğimiz eserlerdir. Özellikle gramer ağırlıklı tefsirler, arapça bilmeyen müslümanların sık sık müracaat edecekleri ve faydalanabilecekleri tefsirlerdir. Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi, Kur'an-ı Kerim anlayışımızı bu gibi eserlerle, bu gibi tefsirlerle sınırlı tutmamamız gerekir.
Bunlarla sınırlı kalmamız, Kur'an-ı Kerim'i anlamak değil, Kur'an-ı Kerim'den sadece geçmiş müfessirlerin ne anladığını anlamamızı sağlayacaktır. Böyle bir anlayış ise, günümüze uzanan ve günümüz için kesinlikle yeterli olabilecek bir anlayış değildir. Çünkü günümüzde anlamamız ve günümüz insanlarına anlatmamız gerekengerçekler, İlahi vahyin belli bir dönemdeki tefsiri veya yorumu değil, İlahi vahyin evrensel mesajıdır.
Bütün tefsirlerin yaşanılan çağa göre hazırlandığını dikkate almamız gerekir. Daha önce de belirttiğimiz gibi İlahi mesaj, evrensel olan bir mesajdır. Müfessirlere düşen görev, söz konusu İlahi mesajı kendi zamanına ve kendi toplumuna iletmesidir.
Rivayet tefsirlerine nakli tefsirler de denilmektedir. Çünkü bu tefsirlerin içeriği, genel olarak nakillere dayanmaktadır. Rivayet tefsirlerinde esas alınan husus; ayet-i kerimelerin diğer ayet-i kerimelerle, Resulullah (s.a.v.)'in ve sahabenin bu konulardaki sözleriyle açıklanmasıdır. Hatta bu tefsire sahabelerin sözleriyle birlikte, tabiilerin de ilave edileceği kanaatinde olanlar vardır. Rivayet tefsirlerinde böylesi zengin nakiller olmakla beraber, bu nakillere İsrailiyatın ve bazı uydurma haberlerin de girmiş olması, rivayet tefsirlerinin zayıf yönünü oluşturmaktadır.
Dirayet tefsirleri ise sadece rivayetlerle sınırlı kalmayıp, din, dil, edebiyat ve değişik ilimlere dayanılarak yapılan tefsirlerdir. Dirayet tefsirlerine aynı zamanda re'y tefsiri denilmesinin nedeni, bu tefsirlerde re'ye de yer verilmesidir. Re'y tefsirinin caiz olup/olmadığı meselesinde oldukça uzun tartışmalar yapılmıştır. Bununla beraber re'y tefsirleri mezmum ve memduh olmak üzere ikiye ayrılmış, memduh olan caiz görülürken, mezmum olanlar caiz görülmemiştir.
Tefsirler hakkında bu çok kısa bilgiyle birlikte, bütün tefsirlerin yaşanılan çağa göre hazırlandığını da dikkate almamız gerekir. Daha önce de belirttiğimiz gibi İlahi mesaj, evrensel olan bir mesajdır. Müfessirlere düşen görev, söz konusu İlahi mesajı kendi zamanına ve kendi toplumuna iletmesidir. Bu mesaj iletilirken hiç şüphesiz ki yaşanılan zamanın ve içinde bulunulan toplumun birçok durumu dikkate alınacaktır. Nitekim bütün müfessirlerin yaptığı da, evrensel olan İlahi mesajın özellikle yaşanılan zaman dilimine yansıyan boyutuna, o çağdaki insanların anlayışına göre açıklık getirmeleridir.
Bu gibi eserlerdeki bazı hükümlerin tefsirlerinden günümüzde de faydalanabilmemiz mümkün olmakla beraber, bütün hükümlerin tefsirine aynı yaklaşımda bulunamayız. Çünkü hiçbir tefsir, genel olarak evrensel değildir. Evrensel olan İlahi mesajın yorumu veya tefsiri değil, İlahi mesajın bizzat kendisidir.
İlahi mesaj kıyamete kadar bütün zamanları ve mekanları dikkate alırken, tefsirler genel olarak yaşanılan zamanı ve mekanı dikkate alırlar ve dikkate almak zorundadırlar..
Netice olarak tefsirlere bu bilinçle yaklaşmamız, yaşadığımız çağdaki insanları İlahi mesajın asırlar önceki tefsiriyle değil, bugünümüze ışık tutan apaçık içeriği ile karşı karşıya getirmemiz gerekir.
Çünkü altının çizilmesi gereken gerçek, ayetin tefsiri ayet, vahyin yorumu vahiy değildir.
Ayetin tefsirini ayet, vahyin yorumunu vahiy yerine koymak ve bu tefsirlerin tefsirini, yorumların yorumunu yaparak insanları bunlarla karşı karşıya getirmek, insanlara açıkça zulmetmek olacaktır.
Bütün tefsirler, bu tefsirlerdeki açıklamalarla sınırlı kalmamamız kaydıyle faydalanabileceğimiz eserlerdir. Özellikle gramer ağırlıklı tefsirler, arapça bilmeyen müslümanların sık sık müracaat edecekleri ve faydalanabilecekleri tefsirlerdir. Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi, Kur'an-ı Kerim anlayışımızı bu gibi eserlerle, bu gibi tefsirlerle sınırlı tutmamamız gerekir.
Bunlarla sınırlı kalmamız, Kur'an-ı Kerim'i anlamak değil, Kur'an-ı Kerim'den sadece geçmiş müfessirlerin ne anladığını anlamamızı sağlayacaktır. Böyle bir anlayış ise, günümüze uzanan ve günümüz için kesinlikle yeterli olabilecek bir anlayış değildir. Çünkü günümüzde anlamamız ve günümüz insanlarına anlatmamız gerekengerçekler, İlahi vahyin belli bir dönemdeki tefsiri veya yorumu değil, İlahi vahyin evrensel mesajıdır.
- Açıklama
- Kur'an'a yönelirken (Tefsirlerden faydalanmak)
Bütün tefsirlerin yaşanılan çağa göre hazırlandığını dikkate almamız gerekir. Daha önce de belirttiğimiz gibi İlahi mesaj, evrensel olan bir mesajdır. Müfessirlere düşen görev, söz konusu İlahi mesajı kendi zamanına ve kendi toplumuna iletmesidir.
Rivayet tefsirlerine nakli tefsirler de denilmektedir. Çünkü bu tefsirlerin içeriği, genel olarak nakillere dayanmaktadır. Rivayet tefsirlerinde esas alınan husus; ayet-i kerimelerin diğer ayet-i kerimelerle, Resulullah (s.a.v.)'in ve sahabenin bu konulardaki sözleriyle açıklanmasıdır. Hatta bu tefsire sahabelerin sözleriyle birlikte, tabiilerin de ilave edileceği kanaatinde olanlar vardır. Rivayet tefsirlerinde böylesi zengin nakiller olmakla beraber, bu nakillere İsrailiyatın ve bazı uydurma haberlerin de girmiş olması, rivayet tefsirlerinin zayıf yönünü oluşturmaktadır.
Dirayet tefsirleri ise sadece rivayetlerle sınırlı kalmayıp, din, dil, edebiyat ve değişik ilimlere dayanılarak yapılan tefsirlerdir. Dirayet tefsirlerine aynı zamanda re'y tefsiri denilmesinin nedeni, bu tefsirlerde re'ye de yer verilmesidir. Re'y tefsirinin caiz olup/olmadığı meselesinde oldukça uzun tartışmalar yapılmıştır. Bununla beraber re'y tefsirleri mezmum ve memduh olmak üzere ikiye ayrılmış, memduh olan caiz görülürken, mezmum olanlar caiz görülmemiştir.
Tefsirler hakkında bu çok kısa bilgiyle birlikte, bütün tefsirlerin yaşanılan çağa göre hazırlandığını da dikkate almamız gerekir. Daha önce de belirttiğimiz gibi İlahi mesaj, evrensel olan bir mesajdır. Müfessirlere düşen görev, söz konusu İlahi mesajı kendi zamanına ve kendi toplumuna iletmesidir. Bu mesaj iletilirken hiç şüphesiz ki yaşanılan zamanın ve içinde bulunulan toplumun birçok durumu dikkate alınacaktır. Nitekim bütün müfessirlerin yaptığı da, evrensel olan İlahi mesajın özellikle yaşanılan zaman dilimine yansıyan boyutuna, o çağdaki insanların anlayışına göre açıklık getirmeleridir.
Bu gibi eserlerdeki bazı hükümlerin tefsirlerinden günümüzde de faydalanabilmemiz mümkün olmakla beraber, bütün hükümlerin tefsirine aynı yaklaşımda bulunamayız. Çünkü hiçbir tefsir, genel olarak evrensel değildir. Evrensel olan İlahi mesajın yorumu veya tefsiri değil, İlahi mesajın bizzat kendisidir.
İlahi mesaj kıyamete kadar bütün zamanları ve mekanları dikkate alırken, tefsirler genel olarak yaşanılan zamanı ve mekanı dikkate alırlar ve dikkate almak zorundadırlar..
Netice olarak tefsirlere bu bilinçle yaklaşmamız, yaşadığımız çağdaki insanları İlahi mesajın asırlar önceki tefsiriyle değil, bugünümüze ışık tutan apaçık içeriği ile karşı karşıya getirmemiz gerekir.
Çünkü altının çizilmesi gereken gerçek, ayetin tefsiri ayet, vahyin yorumu vahiy değildir.
Ayetin tefsirini ayet, vahyin yorumunu vahiy yerine koymak ve bu tefsirlerin tefsirini, yorumların yorumunu yaparak insanları bunlarla karşı karşıya getirmek, insanlara açıkça zulmetmek olacaktır.
Bütün tefsirler, bu tefsirlerdeki açıklamalarla sınırlı kalmamamız kaydıyle faydalanabileceğimiz eserlerdir. Özellikle gramer ağırlıklı tefsirler, arapça bilmeyen müslümanların sık sık müracaat edecekleri ve faydalanabilecekleri tefsirlerdir. Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi, Kur'an-ı Kerim anlayışımızı bu gibi eserlerle, bu gibi tefsirlerle sınırlı tutmamamız gerekir.
Bunlarla sınırlı kalmamız, Kur'an-ı Kerim'i anlamak değil, Kur'an-ı Kerim'den sadece geçmiş müfessirlerin ne anladığını anlamamızı sağlayacaktır. Böyle bir anlayış ise, günümüze uzanan ve günümüz için kesinlikle yeterli olabilecek bir anlayış değildir. Çünkü günümüzde anlamamız ve günümüz insanlarına anlatmamız gerekengerçekler, İlahi vahyin belli bir dönemdeki tefsiri veya yorumu değil, İlahi vahyin evrensel mesajıdır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.