Son birkaç asırdır pozitivm, materyalizm, sosyalizm ve komünizmin etkisinde kalan batı ve doğu toplumlarında, ilkel insanın özelliği olduğu iddiasıyla, dini inanç, ibadet ve duadan uzaklaşma had safhaya ulaşmıştır. Bizim gibi ülkelerde de inançlı, ibadetlerini yapan dini bütün insanlar, yıllarca "gerici" olarak nitelendirilmiş, Kur'an'ı ve dini öğrenmeye yasaklar getirilerek, fertlerin dinlerini ve kutsal kitaplarını öğrenme ihtiyaçlarını ellerinden alınmıştır.
Dini ve manevi değerler üzerindeki bu baskılar, beden ile birlikte ruh ve kalp sahibi olan insanın inanma, ibadet ve dua etme ihtiyacını ortadan kaldıramamıştır. Çünkü inanç, ibadet ve dua; yeme,içme,evlenme gibi fıtri ihtiyaçlardandır. B ihtiyaçları ortadan kaldırmak mümkün olmadığından, bunların giderilmesinde engeller ile karşılaşan bazı kimseler inanç, ibadet ve dua konusunda yanlış yol ve tarzlara yönelmektedirler. Dİğer bazı insanlar da kendilerini alkol ve eğlenceye vererek kalplerinin ve ruhlarının açlık seslerini bastırmaya çalışmaktadırlar.
Dua konusundaki sapmalar ve yanlış yönelişler, duanın yerine konulmaya çalışan batıl anlayışlar, son derece aciz,fakir ve zayıf olarak yaratılan, maruz kaldığı bela ve musibetler karşısında hiçbir şey yapamayan, üstelik sonsuza kadar uzanan istek ve emelleri bulunan insanın ihtiyaçlarına cevap verememektedir.
Kur'an cahiliye döneminden günümüze kadar uzanan bir süreçte inanç, ibadet ve dua konusunda var olan yanlışlıkları kaldırıp, onların yerine doğru olanları ikame etmiştir. Bu açıdan bakıldığında Kur'an'ın bir dua kitabı olduğunu söyleyebiliriz.
Bu çalışmada, Kur'an'ın inanç esaslarıyla bağlantılı olan dua anlayışını, duanın iman, ibadet ve esma-i hüsna ile ilişkisini, duanın önemini, duaya duyulan ihtiyacı, dua çeşitlerini, duanın adabını ortaya koymaya çalıştık.
- Açıklama
Son birkaç asırdır pozitivm, materyalizm, sosyalizm ve komünizmin etkisinde kalan batı ve doğu toplumlarında, ilkel insanın özelliği olduğu iddiasıyla, dini inanç, ibadet ve duadan uzaklaşma had safhaya ulaşmıştır. Bizim gibi ülkelerde de inançlı, ibadetlerini yapan dini bütün insanlar, yıllarca "gerici" olarak nitelendirilmiş, Kur'an'ı ve dini öğrenmeye yasaklar getirilerek, fertlerin dinlerini ve kutsal kitaplarını öğrenme ihtiyaçlarını ellerinden alınmıştır.
Dini ve manevi değerler üzerindeki bu baskılar, beden ile birlikte ruh ve kalp sahibi olan insanın inanma, ibadet ve dua etme ihtiyacını ortadan kaldıramamıştır. Çünkü inanç, ibadet ve dua; yeme,içme,evlenme gibi fıtri ihtiyaçlardandır. B ihtiyaçları ortadan kaldırmak mümkün olmadığından, bunların giderilmesinde engeller ile karşılaşan bazı kimseler inanç, ibadet ve dua konusunda yanlış yol ve tarzlara yönelmektedirler. Dİğer bazı insanlar da kendilerini alkol ve eğlenceye vererek kalplerinin ve ruhlarının açlık seslerini bastırmaya çalışmaktadırlar.
Dua konusundaki sapmalar ve yanlış yönelişler, duanın yerine konulmaya çalışan batıl anlayışlar, son derece aciz,fakir ve zayıf olarak yaratılan, maruz kaldığı bela ve musibetler karşısında hiçbir şey yapamayan, üstelik sonsuza kadar uzanan istek ve emelleri bulunan insanın ihtiyaçlarına cevap verememektedir.
Kur'an cahiliye döneminden günümüze kadar uzanan bir süreçte inanç, ibadet ve dua konusunda var olan yanlışlıkları kaldırıp, onların yerine doğru olanları ikame etmiştir. Bu açıdan bakıldığında Kur'an'ın bir dua kitabı olduğunu söyleyebiliriz.
Bu çalışmada, Kur'an'ın inanç esaslarıyla bağlantılı olan dua anlayışını, duanın iman, ibadet ve esma-i hüsna ile ilişkisini, duanın önemini, duaya duyulan ihtiyacı, dua çeşitlerini, duanın adabını ortaya koymaya çalıştık.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.