%35
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786054034680
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
312
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2008-10
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Kusura Bakma Özgürlüğüm, Hala Yıldızları SayamadımHala Yıldızları Sayamadım

Yayınevi : Cinius Yayınları
39,00TL
25,35TL
%35
Satışta değil
9786054034680
434503
Kusura Bakma Özgürlüğüm, Hala Yıldızları Sayamadım
Kusura Bakma Özgürlüğüm, Hala Yıldızları Sayamadım Hala Yıldızları Sayamadım
25.35

Ali'nin soluk alıp vermeleri yavaşlamış, kalbinin bütün göğsünü titreten ritmi normale dönmüştü. Artık adımları hızlı ve kararlı değildi ve adımlarını yavaşlattığından botlarının toprağa sürtünmesi kesilmişti. Ali, başkalarına göre kimsesiz, fakat kendince dünyadaki en önemli mabetlerden daha ileri bir gücü içinde barındıran annesinin mezarına, iki metre kadar yaklaşarak durdu.

Rüzgarın göğsünü dövmesine aldırış etmeden dimdik durduğu mezar başında, artık hiçbir şey umurunda değildi. Sadece uçuşan saçlarının şakağındaki henüz kurumamış yaraya değmesinin sızıntısını hissediyordu. Belki üç gün sonra hiçbir iz kalmayacak olan bu yaranın daha derinini, henüz yedi yaşındayken annesinin vücuduna giren kurşunları gönderen smith wesson'un o kulakları sağır eden sesinde yaşamıştı.

Tam yirmi yıl sonra gözünü her yumduğunda kulaklarını çınlatan bu sesin kendinde yarattığı tahrifatı, serin esen rüzgârın yavaştan hissettirdiği ürpertisiyle, bilinçaltından, insanların bu olay karşısında içlerinden tuttuğu yüksek alkış sesleri eşliğinde bilincine doğru çıkarıyordu.

Her çocuğun doğuştan hak ettiği anne sevgisini, uykunun en tatlı yerinde uyanmak gibi küçük yaşında kaybeden Ali, tanrının kendine verdiği bu ceza karşısında yaşamını defalarca sorgulayarak bir türlü doyuramadığı benliğini bütün tehlikelere açık bir halde dünyaya sunmuştu. Bardağı taşıran son damla olan bugün yaşadıkları, bir türlü tutunamadığı bu hayata; kızıyla beraber hiç bilmediği şehirlerde devam etme kararıyla son bulmuştu

  • Açıklama
    • Ali'nin soluk alıp vermeleri yavaşlamış, kalbinin bütün göğsünü titreten ritmi normale dönmüştü. Artık adımları hızlı ve kararlı değildi ve adımlarını yavaşlattığından botlarının toprağa sürtünmesi kesilmişti. Ali, başkalarına göre kimsesiz, fakat kendince dünyadaki en önemli mabetlerden daha ileri bir gücü içinde barındıran annesinin mezarına, iki metre kadar yaklaşarak durdu.

      Rüzgarın göğsünü dövmesine aldırış etmeden dimdik durduğu mezar başında, artık hiçbir şey umurunda değildi. Sadece uçuşan saçlarının şakağındaki henüz kurumamış yaraya değmesinin sızıntısını hissediyordu. Belki üç gün sonra hiçbir iz kalmayacak olan bu yaranın daha derinini, henüz yedi yaşındayken annesinin vücuduna giren kurşunları gönderen smith wesson'un o kulakları sağır eden sesinde yaşamıştı.

      Tam yirmi yıl sonra gözünü her yumduğunda kulaklarını çınlatan bu sesin kendinde yarattığı tahrifatı, serin esen rüzgârın yavaştan hissettirdiği ürpertisiyle, bilinçaltından, insanların bu olay karşısında içlerinden tuttuğu yüksek alkış sesleri eşliğinde bilincine doğru çıkarıyordu.

      Her çocuğun doğuştan hak ettiği anne sevgisini, uykunun en tatlı yerinde uyanmak gibi küçük yaşında kaybeden Ali, tanrının kendine verdiği bu ceza karşısında yaşamını defalarca sorgulayarak bir türlü doyuramadığı benliğini bütün tehlikelere açık bir halde dünyaya sunmuştu. Bardağı taşıran son damla olan bugün yaşadıkları, bir türlü tutunamadığı bu hayata; kızıyla beraber hiç bilmediği şehirlerde devam etme kararıyla son bulmuştu

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat