Kusurlu Bahçe
Yaşadığımız topraklarda inkâr politikaları hiç eksik olmadı. İnkâr etmek, kendinden olmayanı hep reddetmeye, hep kendinden uzaklaştırmaya yaradı. Uzaklaştırdıklarında önce kusuru icat ettiler, sonra da onu görmezden geldiler.
Mehmet Said Aydın, 160. Kilometre'den çıkan ilk kitabı Kusurlu Bahçe'de, görmezden gelinenleri şiire sokuyor. “Ben demekten hâlâ utanıyorum” diyor, kimliğini bir “krema” olarak değil, bir dert üzerine inşa ediyor. Kusurlu Bahçe, kendi coğrafyasının kayıplarını bir kitapta topluyor. Erdal, Ahmet, Yusuf, Figen...
Geçide ilk çıkanımız vuruldu, polis arabasına işiyormuş
Panzer ezdi Ahmet'i, ormana taktık adını sonradan
Çünkü zalimlik öğrenilen bir şeydir şiir değil unut
İşte şimdi unutmaya başlıyoruz: şiir değil zalimlik
Öğrenilen bir şeydir biz öğrenmeyelim hiç öğrenmeyelim biz
Dünyanın bütün dilleriyle erdal diyebilirim ben, Ahmet diyebilirim
En az üç dilde de devrim. Devrim, revolution, serhildan.
- Açıklama
Yaşadığımız topraklarda inkâr politikaları hiç eksik olmadı. İnkâr etmek, kendinden olmayanı hep reddetmeye, hep kendinden uzaklaştırmaya yaradı. Uzaklaştırdıklarında önce kusuru icat ettiler, sonra da onu görmezden geldiler.
Mehmet Said Aydın, 160. Kilometre'den çıkan ilk kitabı Kusurlu Bahçe'de, görmezden gelinenleri şiire sokuyor. “Ben demekten hâlâ utanıyorum” diyor, kimliğini bir “krema” olarak değil, bir dert üzerine inşa ediyor. Kusurlu Bahçe, kendi coğrafyasının kayıplarını bir kitapta topluyor. Erdal, Ahmet, Yusuf, Figen...
Geçide ilk çıkanımız vuruldu, polis arabasına işiyormuş
Panzer ezdi Ahmet'i, ormana taktık adını sonradan
Çünkü zalimlik öğrenilen bir şeydir şiir değil unut
İşte şimdi unutmaya başlıyoruz: şiir değil zalimlik
Öğrenilen bir şeydir biz öğrenmeyelim hiç öğrenmeyelim biz
Dünyanın bütün dilleriyle erdal diyebilirim ben, Ahmet diyebilirim
En az üç dilde de devrim. Devrim, revolution, serhildan.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.