Latin Amerika'da Devlet İktidarı ve Toplumsal Hareketler %15 indirimli
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
2002613100029
Boyut
135-210
Sayfa Sayısı
224
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2007-11
Çeviren
Ali Ergin Demirhan
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2.Hamur
Dili
Türkçe

Latin Amerika'da Devlet İktidarı ve Toplumsal Hareketler

22,00TL
Satışta değil
2002613100029
434993
Latin Amerika'da Devlet İktidarı ve Toplumsal Hareketler
Latin Amerika'da Devlet İktidarı ve Toplumsal Hareketler
22.00
“Lucio Gutierrez’in Ekvador’daki seçim zaferi, Brezilya’da Ignacio (Lula) da Silva’nın devlet başkanlığına seçilmesi ve Hugo Chavez’in Bolivarcı devrim deklarasyonunun etrafını saran türden bir iyimserlik, yeni bir yön ve alternatif politika beklentisi ile aynı şekilde karşılandı. Gutierrez’in iktidara gelmesi bu ülkenin 500 yüzyıldır özgürlük mücadelesi (baskı ve sömürüden kurtulmak için verdikleri mücadele) veren yerli halkı ve demokrasi (ulusal politikaların ve ülke siyasetinin belirlenmesine katılım) açısından büyük bir siyasi kazanım olarak görüldü. Bolivya’da, bir koka üreticisi köylüler örgütü olan Cocaleros’un lideri Evo Morales, 2002 yılındaki başkanlık seçimlerini Sosyalizme Doğru Hareket’in adayı olarak kıl payı kaybetti. Bu gelişme solda, Latin Amerika siyasetinde yeni bir dönemin başlayacağına dair umutları canlandırdı. Arjantin’de Nestor Kirchner’in, ekonomik ve siyasi bir krizin ardından, devlet başkanlığına seçilmesi bile ulusal politikalarda kökten değişimler yaşanacağı -en azından serbest piyasacı kapitalist kalkınma ve küreselleşme ile ilgi politikalarda- türünden benzer umutların ve beklentilerin yeşermesine neden oldu. Yukarıda sözü edilen her durumda ve toplu olarak bakıldığında, bu bölgenin bazı büyük ülkelerinde yaşanan siyasi gelişmeler solda büyük oranda hem neoliberalizmin inişe geçişinin hem de ABD’nin bölge ekonomisine yön verme gücünü yitirmesinin işareti olarak görülüyor, ayrıca sol söz konusu gelişmelerin dış-politikada Amerikan karşıtı bir eksen oluşturan, ulusal kalkınma konusunda alternatif halkçı bir yönelime sahip yeni bir ilerici rejimler dalgasını temsil ettiğini düşünüyor.
Arjantin, Bolivya, Brezilya, Ekvador’da ve bölgenin başka yerlerindeki bu politik gelişmelerden birkaç yıl sonra ya da bu süre içinde, bu kitapta ele alınan temel bir dizi sorun açığa çıktı. Bunlar arasında: Solun bölgedeki ilerici değişime ilişkin beklentileri ne kadar gerçekçi, ne kadar gerçekçiydi? Brezilya’da Lula’nın, Arjantin’de Kirchner’in, Ekvador’da Gutierrez’in ve Bolivya’da Morales’in iktidara çıkışının ya da çıkış yolunun politik önemi nedir? Politik iktidar mücadelesiyle ilgili sandıksal politikanın dinamikleri nelerdir? Bu dinamikler, toplumsal hareketlerce tercih edilen kitle seferberliği strateji ve taktikleri ile nasıl bir ilişki içindedir? Her iki politik yolunun avantajları ve sınırları nelerdir? Toplumsal hareketler ve devlet arasındaki ilişkinin dinamikleri nelerdir? Bu ilişkinin teorik ve politik içeriği nedir?
  • Açıklama
    • “Lucio Gutierrez’in Ekvador’daki seçim zaferi, Brezilya’da Ignacio (Lula) da Silva’nın devlet başkanlığına seçilmesi ve Hugo Chavez’in Bolivarcı devrim deklarasyonunun etrafını saran türden bir iyimserlik, yeni bir yön ve alternatif politika beklentisi ile aynı şekilde karşılandı. Gutierrez’in iktidara gelmesi bu ülkenin 500 yüzyıldır özgürlük mücadelesi (baskı ve sömürüden kurtulmak için verdikleri mücadele) veren yerli halkı ve demokrasi (ulusal politikaların ve ülke siyasetinin belirlenmesine katılım) açısından büyük bir siyasi kazanım olarak görüldü. Bolivya’da, bir koka üreticisi köylüler örgütü olan Cocaleros’un lideri Evo Morales, 2002 yılındaki başkanlık seçimlerini Sosyalizme Doğru Hareket’in adayı olarak kıl payı kaybetti. Bu gelişme solda, Latin Amerika siyasetinde yeni bir dönemin başlayacağına dair umutları canlandırdı. Arjantin’de Nestor Kirchner’in, ekonomik ve siyasi bir krizin ardından, devlet başkanlığına seçilmesi bile ulusal politikalarda kökten değişimler yaşanacağı -en azından serbest piyasacı kapitalist kalkınma ve küreselleşme ile ilgi politikalarda- türünden benzer umutların ve beklentilerin yeşermesine neden oldu. Yukarıda sözü edilen her durumda ve toplu olarak bakıldığında, bu bölgenin bazı büyük ülkelerinde yaşanan siyasi gelişmeler solda büyük oranda hem neoliberalizmin inişe geçişinin hem de ABD’nin bölge ekonomisine yön verme gücünü yitirmesinin işareti olarak görülüyor, ayrıca sol söz konusu gelişmelerin dış-politikada Amerikan karşıtı bir eksen oluşturan, ulusal kalkınma konusunda alternatif halkçı bir yönelime sahip yeni bir ilerici rejimler dalgasını temsil ettiğini düşünüyor.
      Arjantin, Bolivya, Brezilya, Ekvador’da ve bölgenin başka yerlerindeki bu politik gelişmelerden birkaç yıl sonra ya da bu süre içinde, bu kitapta ele alınan temel bir dizi sorun açığa çıktı. Bunlar arasında: Solun bölgedeki ilerici değişime ilişkin beklentileri ne kadar gerçekçi, ne kadar gerçekçiydi? Brezilya’da Lula’nın, Arjantin’de Kirchner’in, Ekvador’da Gutierrez’in ve Bolivya’da Morales’in iktidara çıkışının ya da çıkış yolunun politik önemi nedir? Politik iktidar mücadelesiyle ilgili sandıksal politikanın dinamikleri nelerdir? Bu dinamikler, toplumsal hareketlerce tercih edilen kitle seferberliği strateji ve taktikleri ile nasıl bir ilişki içindedir? Her iki politik yolunun avantajları ve sınırları nelerdir? Toplumsal hareketler ve devlet arasındaki ilişkinin dinamikleri nelerdir? Bu ilişkinin teorik ve politik içeriği nedir?
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat