Libya'da Kanlı BaharSizi Özgürleştirmek için Öldürdük!
Emperyalist projelerin ürünü olan “Arap Baharı” yakıştırmasının ilk etüt merkeziydi Libya. Libya'da gerçekte ne oldu?“Arap Baharı” dediler, cadde ve sokaklarında oluk oluk kan aktı ve hala akıyor. “Özgürlük” dediler, milyonlar evsiz kaldı, on binler cezaevinde… Gözaltında kaybolan binlerce insan var.
“Demokrasi” dediler, bütün ülke işbirlikçi kukla yöneticilerin, sokaklarda kol gezen silahlı milislerin insafına bırakılmış durumda. Petrolü yağmalanmış, ekonomisi çökertilmiş, can güvenliği sıfırlanmış bir ülkedir Libya. İşgalden önceki Libya ile işgal sonrasındaki Libya'yı karşılaştırdığımızda ortaya vahim bir tablo çıkıyor. Bahar bunun neresinde? Ya da kimin baharı? Libya şu an “Kanlı Baharını” yaşıyor.
"Sevgili Türkiyeli kardeşlerim, benim ülkemde bahar olmadı. Bize öyle bir bahar reva görüldü ki, sokaklarımızı kan gölüne çeviren, çocuklarımızın gülüşlerini çalan, Libya'mızı Libya halkından “özgürleştiren” baharcılara ve bütün İslam alemine 'teşekkür' borçluyuz, özellikle teşekkür edecek çocuk bırakmadıkları için!.."
- Yasmin El Şeybani, Libyalı Gazeteci-Yazar
“Libya'ya NATO'cu kolonyalist/emperyalist saldırının asıl amacının, “bilinen” ve afişe edilen gerekçelerle uzaktan-yakından bir ilgisi yoktu. Doğrudan ekonomik, ticari, jeopolitik çıkarların bir gereği olarak Libya'ya saldırdılar, güzelim ülkeyi çökerttiler, toplumun dokusunu parçaladılar…
Hamide Yiğit, elinizdeki Kitapta “Arap Baharı” denilenin, nasıl “kanlı bahara” dönüştüğünü tam bir yetkinlikle ortaya koyuyor… Tabii, dünya ve Türkiye solunun Libya konusunda nasıl sınıfta kaldığını, Orta Doğu'ya yönelik emperyalist stratejiyle neyin amaçlandığını ve emperyalizmin oyuncağı durumuna getirilmiş bölge devletlerinin içine sürüklendiği kepazeliği de..."
- Fikret Başkaya, Özgür Üniversite, Ankara
- Açıklama
Emperyalist projelerin ürünü olan “Arap Baharı” yakıştırmasının ilk etüt merkeziydi Libya. Libya'da gerçekte ne oldu?“Arap Baharı” dediler, cadde ve sokaklarında oluk oluk kan aktı ve hala akıyor. “Özgürlük” dediler, milyonlar evsiz kaldı, on binler cezaevinde… Gözaltında kaybolan binlerce insan var.
“Demokrasi” dediler, bütün ülke işbirlikçi kukla yöneticilerin, sokaklarda kol gezen silahlı milislerin insafına bırakılmış durumda. Petrolü yağmalanmış, ekonomisi çökertilmiş, can güvenliği sıfırlanmış bir ülkedir Libya. İşgalden önceki Libya ile işgal sonrasındaki Libya'yı karşılaştırdığımızda ortaya vahim bir tablo çıkıyor. Bahar bunun neresinde? Ya da kimin baharı? Libya şu an “Kanlı Baharını” yaşıyor.
"Sevgili Türkiyeli kardeşlerim, benim ülkemde bahar olmadı. Bize öyle bir bahar reva görüldü ki, sokaklarımızı kan gölüne çeviren, çocuklarımızın gülüşlerini çalan, Libya'mızı Libya halkından “özgürleştiren” baharcılara ve bütün İslam alemine 'teşekkür' borçluyuz, özellikle teşekkür edecek çocuk bırakmadıkları için!.."
- Yasmin El Şeybani, Libyalı Gazeteci-Yazar
“Libya'ya NATO'cu kolonyalist/emperyalist saldırının asıl amacının, “bilinen” ve afişe edilen gerekçelerle uzaktan-yakından bir ilgisi yoktu. Doğrudan ekonomik, ticari, jeopolitik çıkarların bir gereği olarak Libya'ya saldırdılar, güzelim ülkeyi çökerttiler, toplumun dokusunu parçaladılar…
Hamide Yiğit, elinizdeki Kitapta “Arap Baharı” denilenin, nasıl “kanlı bahara” dönüştüğünü tam bir yetkinlikle ortaya koyuyor… Tabii, dünya ve Türkiye solunun Libya konusunda nasıl sınıfta kaldığını, Orta Doğu'ya yönelik emperyalist stratejiyle neyin amaçlandığını ve emperyalizmin oyuncağı durumuna getirilmiş bölge devletlerinin içine sürüklendiği kepazeliği de..."
- Fikret Başkaya, Özgür Üniversite, Ankara
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.