Abdülhalik Renda'nın hatıratı, dağılmakta olan imparatorluğun, kurtuluş mücadelesinin ve yeni kurulan Cumhuriyet'in malî ve idarî kaidelerine dair birinci elden tanıklığıyla ilk kez okurların dikkatine sunulmaktadır.
“Kalemiyeden mülkiyeye” doğru bir dönüşüm geçiren Osmanlı devlet bürokrasisinin merkezinde, ömrü devletin aksâ-yı garbından aksâ-yı şarkına mülkî idareyle geçen bir devlet adamı, ve Cumhuriyet'in sivil mimarlarından Mustafa Abdülhalik Renda, Balkan Savaşı'nda memleketi Yanya'nın düşüşünden sonra Preveze üzerinden İstanbul'a hareket ederken hissettiklerini hatıratına şöyle kaydeder:
“Çanakkale'ye gelinceye kadar ıstırabım yüzümden belli oluyordu. Yolda daima düşünüyor, ati hakkında bir türlü karar veremiyordum. İstanbul'a hareket ederken kararım Anadolu'nun ortasında bir yer bularak ailemi hemen oraya nakletmekti. Çanakkale'den içeri girince geniş bir nefes aldım. Doğduğum günden beri teneffüs ettiğim vatan havasını soluyordum yeniden. Birden yüzüm değişti. Yüzüme çökmüş olan ümitsizlik havası dağıldı. Vatanı yükseltmek, felaketlerden ders almak gerektiğini düşünmeye başladım.”
“Abdülhalik Bey Maliye Vekâleti'ne geldiği zaman Hazine'nin borçları her türlü intizamını kaybetmiş idi. Abdülhalik Bey Maliye vekilliğini aldıktan altı ay sonra Hazine'nin bir vaadini eline alan alacaklı, o vaadi iç ve dış bankalarda sağlam bir bono gibi değerlendirebiliyordu. Bir daha görmüştüm ki, sözüne ve intizamına güvenilen bir Maliye vekili altın dolu kasa kadar kıymetlidir.”
- İsmet İnönü
“Bu devlet ve siyaset adamı kariyerinin en yüksek merhalesi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'nda ise insanî ve siyasî olgunluğunun en kıymetli semerelerini vermiştir. TBMM teşrii, tutum ve ahlâk bakımından Mustafa Abdülhalik Renda gibi tam manasıyla bir başkan görmemiştir diyebiliriz. O, sanki, bir Garp demokrasisinin parlamenter teamülleri içinden yetişmiş gibiydi.”
- Yakup Kadri Karaosmanoğlu
“Mustafa Abdülhalik Bey, gerçek hayatta eşine pek az rast gelinecek kadar mükemmel bir insan, iyi bir vatandaş, aile babası, devlet memuru örneğidir. Hayatını onun kadar prensiplere göre düzenleyenler ve bu prensiplere noktası noktasına bağlı kalabilenler azdır.”
- Ahmet Emin Yalman
- Açıklama
Abdülhalik Renda'nın hatıratı, dağılmakta olan imparatorluğun, kurtuluş mücadelesinin ve yeni kurulan Cumhuriyet'in malî ve idarî kaidelerine dair birinci elden tanıklığıyla ilk kez okurların dikkatine sunulmaktadır.
“Kalemiyeden mülkiyeye” doğru bir dönüşüm geçiren Osmanlı devlet bürokrasisinin merkezinde, ömrü devletin aksâ-yı garbından aksâ-yı şarkına mülkî idareyle geçen bir devlet adamı, ve Cumhuriyet'in sivil mimarlarından Mustafa Abdülhalik Renda, Balkan Savaşı'nda memleketi Yanya'nın düşüşünden sonra Preveze üzerinden İstanbul'a hareket ederken hissettiklerini hatıratına şöyle kaydeder:
“Çanakkale'ye gelinceye kadar ıstırabım yüzümden belli oluyordu. Yolda daima düşünüyor, ati hakkında bir türlü karar veremiyordum. İstanbul'a hareket ederken kararım Anadolu'nun ortasında bir yer bularak ailemi hemen oraya nakletmekti. Çanakkale'den içeri girince geniş bir nefes aldım. Doğduğum günden beri teneffüs ettiğim vatan havasını soluyordum yeniden. Birden yüzüm değişti. Yüzüme çökmüş olan ümitsizlik havası dağıldı. Vatanı yükseltmek, felaketlerden ders almak gerektiğini düşünmeye başladım.”“Abdülhalik Bey Maliye Vekâleti'ne geldiği zaman Hazine'nin borçları her türlü intizamını kaybetmiş idi. Abdülhalik Bey Maliye vekilliğini aldıktan altı ay sonra Hazine'nin bir vaadini eline alan alacaklı, o vaadi iç ve dış bankalarda sağlam bir bono gibi değerlendirebiliyordu. Bir daha görmüştüm ki, sözüne ve intizamına güvenilen bir Maliye vekili altın dolu kasa kadar kıymetlidir.”
- İsmet İnönü
“Bu devlet ve siyaset adamı kariyerinin en yüksek merhalesi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'nda ise insanî ve siyasî olgunluğunun en kıymetli semerelerini vermiştir. TBMM teşrii, tutum ve ahlâk bakımından Mustafa Abdülhalik Renda gibi tam manasıyla bir başkan görmemiştir diyebiliriz. O, sanki, bir Garp demokrasisinin parlamenter teamülleri içinden yetişmiş gibiydi.”
- Yakup Kadri Karaosmanoğlu
“Mustafa Abdülhalik Bey, gerçek hayatta eşine pek az rast gelinecek kadar mükemmel bir insan, iyi bir vatandaş, aile babası, devlet memuru örneğidir. Hayatını onun kadar prensiplere göre düzenleyenler ve bu prensiplere noktası noktasına bağlı kalabilenler azdır.”
- Ahmet Emin Yalman
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.