Macaristan Rüyası, 2000 yılına ait, Londra-Macaristan arasındaki gezi serüveninin; sosyal, psikolojik ve kültürlerarası bir anlatısıdır. Yazar, bu yol serüveninde gezerek gözlemlediği coğrafyayı, karşılaştığı insanları, deneyimleri(ni) ve duyguları(nı), sade, akıcı bir dille bireyi yabancılaşmaya zorlayan koşullara, ‘toplumsal el âleme' meydan okuyarak; fikirlerini ve yaşadıklarını, ‘kadınca' bir imbikten geçirerek aktarıyor.
Yazar, bilinçaltına gömdüğü ayrıntıları cesaretle yakalıyor ve güçlenen duygusal kaslarıyla okuru, sanata, yaşama ve umut etmeye davet ediyor. Macaristan Rüyası, bir dönem Türkiye'sindeki orta sınıf, eğitimli ve sevgi dolu bir aileden gelen bir kadının; bireysel, toplumsal, sosyal ve politik şiddet yaşamışlığını anlatıyor. O dönemde çığlıklarını bastırmış, bir kadın hikâyesidir bu! Bu kadın, sen, ben, o, onlar, hepimiz olabilir(iz). Kısacası, kadın, şiddeti, işkenceyi olağanüstü koşullarda yaşamış ancak, duygularını demledikten, ciddi biçimde imbikten geçirdikten sonra; acıyı, çığlığı ve öfkeyi, okuru ürkütmemeye çalışarak, zerafetle ve saygıyla ifade ediyor.
Yazar, kendisini, hikâyenin objesi olarak sunmaktan çekinmiyor. Macaristan Rüyası, yıllar sonra da olsa, hayatta çok kırılmış ama hiç eğilmemiş bir kadın hikâyesinin sadece bir özetidir.
- Açıklama
Macaristan Rüyası, 2000 yılına ait, Londra-Macaristan arasındaki gezi serüveninin; sosyal, psikolojik ve kültürlerarası bir anlatısıdır. Yazar, bu yol serüveninde gezerek gözlemlediği coğrafyayı, karşılaştığı insanları, deneyimleri(ni) ve duyguları(nı), sade, akıcı bir dille bireyi yabancılaşmaya zorlayan koşullara, ‘toplumsal el âleme' meydan okuyarak; fikirlerini ve yaşadıklarını, ‘kadınca' bir imbikten geçirerek aktarıyor.
Yazar, bilinçaltına gömdüğü ayrıntıları cesaretle yakalıyor ve güçlenen duygusal kaslarıyla okuru, sanata, yaşama ve umut etmeye davet ediyor. Macaristan Rüyası, bir dönem Türkiye'sindeki orta sınıf, eğitimli ve sevgi dolu bir aileden gelen bir kadının; bireysel, toplumsal, sosyal ve politik şiddet yaşamışlığını anlatıyor. O dönemde çığlıklarını bastırmış, bir kadın hikâyesidir bu! Bu kadın, sen, ben, o, onlar, hepimiz olabilir(iz). Kısacası, kadın, şiddeti, işkenceyi olağanüstü koşullarda yaşamış ancak, duygularını demledikten, ciddi biçimde imbikten geçirdikten sonra; acıyı, çığlığı ve öfkeyi, okuru ürkütmemeye çalışarak, zerafetle ve saygıyla ifade ediyor.
Yazar, kendisini, hikâyenin objesi olarak sunmaktan çekinmiyor. Macaristan Rüyası, yıllar sonra da olsa, hayatta çok kırılmış ama hiç eğilmemiş bir kadın hikâyesinin sadece bir özetidir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.