Mahremi Söylenmemiş HarflerRisale-i Cevahirü'l-Esrar
16. yüzyıl mutasavvıf şâir ve nâsirlerinden Mahremî'nin kaleme aldığı Risâle-i Cevâhirü'l-Esrâr müellifin eserindeki ifadesiyle 1055 [milâdî 1645-46] senesinde tamamlanmıştır. Mahremî, kitabının sebeb-i telif kısmında eserini birçok iyiliğini gördüğü Mustafa Paşa'ya hediye etmek için kaleme aldığını söyler. Kuvvetle muhtemeldir ki burada sözü edilen Mustafa Paşa, İkinci Selim devrinin kudretli paşalarından, birçok görevde bulunan, ancak özellikle Kıbrıs fâtihi olarak tanınan Lala Mustafa Paşa (ö. 988/1580)'dır.
Tevhid bölümüyle başlayan eser, yaratılış, hakikat-ı Muhammediye ve nokta-i vahdetin sırrı gibi konuları kaleme aldığı ikinci bölümden sonra bir siyasetname faslı açarak padişahların iç dünyalarının ve hallerinin neye mazhar oldukları, Hak katındaki mertebeleri, neden yaratıldıkları, vezirlerin ve diğer devlet adamlarının padişahla ilişkileri gibi konulardaki görüşlerine yer vermektedir. Dördüncü bölüm de tasavvufa ait kutb, kutbu'l-aktâb, iki imam, yediler, kırklar, erenler ve efrâd, evtâd, feleklerin dönmesi ve diğer evliya tabakaları anlatılmaktadır. Aşk, âşık ve maşûk bahsinin ele alındığı beşinci bölümden sonra eser, nübüvvet ve velâyet faslıyla son bulmaktadır.
- Açıklama
16. yüzyıl mutasavvıf şâir ve nâsirlerinden Mahremî'nin kaleme aldığı Risâle-i Cevâhirü'l-Esrâr müellifin eserindeki ifadesiyle 1055 [milâdî 1645-46] senesinde tamamlanmıştır. Mahremî, kitabının sebeb-i telif kısmında eserini birçok iyiliğini gördüğü Mustafa Paşa'ya hediye etmek için kaleme aldığını söyler. Kuvvetle muhtemeldir ki burada sözü edilen Mustafa Paşa, İkinci Selim devrinin kudretli paşalarından, birçok görevde bulunan, ancak özellikle Kıbrıs fâtihi olarak tanınan Lala Mustafa Paşa (ö. 988/1580)'dır.
Tevhid bölümüyle başlayan eser, yaratılış, hakikat-ı Muhammediye ve nokta-i vahdetin sırrı gibi konuları kaleme aldığı ikinci bölümden sonra bir siyasetname faslı açarak padişahların iç dünyalarının ve hallerinin neye mazhar oldukları, Hak katındaki mertebeleri, neden yaratıldıkları, vezirlerin ve diğer devlet adamlarının padişahla ilişkileri gibi konulardaki görüşlerine yer vermektedir. Dördüncü bölüm de tasavvufa ait kutb, kutbu'l-aktâb, iki imam, yediler, kırklar, erenler ve efrâd, evtâd, feleklerin dönmesi ve diğer evliya tabakaları anlatılmaktadır. Aşk, âşık ve maşûk bahsinin ele alındığı beşinci bölümden sonra eser, nübüvvet ve velâyet faslıyla son bulmaktadır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.